- Kategori
- Ben Bildiriyorum
- Okunma Sayısı
- 945
Her ailenin hazin bir öyküsü vardır..

http://www.baylar.net/Ceyda_duvenci.html
O gün uzun zamandır görmediğim bir meslektaşıma uğrayacaktım. Kendisi bir dernek başkanıydı. Ben de hem o derneğe üye olup hem de eski arkadaşlarımı görebilecektim. Asansörden indiğimde bana hiç de yabancı gelmeyen bir yüzle karşılaştım. O an için kendisini çıkaramadım ama, bir sinema veya bir tiyatro sanatçısı olduğuna emindim.
Dernek başkanı arkadaşımın odasında misafirleri vardı. Ben salonda arkadaşlarımla sohbet ederken, dışarıda gördüğüm bey de odadaki diğer misafirlere katılmıştı. Yarım saat kadar sonra arkadaşım odasındaki misafirleri uğurluyordu. İçerden 3 kişi çıkmıştı. Biri tiyatro sanatçısı olan bey ile iki hanım. Hanımlardan biri uzun boylu, şık giyimli ve gözlerinde kara gözlükler olan bir bayandı. Bizlere de selam vererek, arkadaşımla vedalaşarak gittiler.
Biraz sonra dernek başkanı arkadaşım yanımıza geldi ve sohbet sırasında yanındakilerin kim olduğunu bize anlatmaya başladı. Benim tiyatro sanatçı olduğunu söylediğim İsmail bey arkadaşımın askerlik arkadaşıydı. Kendileri yedek subay olarak Pınarhisar’da bulunmuşlardı. Kiraladıkları evin karşısındaki bir bayanla önce göz teması kuran İsmail bey, arkadaşımın anlatımıyla biraz da onun gazıyla kızla çıkmaya başlamışlardı. Kız boylu poslu ve çok güzel gözlü bir bayandı. Bu arkadaşlık zaman içersinde evliliğe kadar uzamış ve askerlik bitimiyle İsmail beyle Zümrüt hanım evlenmişlerdi.
Evlendikten sonra Bursa Mustafakemalpaşa semtine yerleşmişler ve evlendikten kısa bir müddet sonra bir kızları olmuştu.
Kızları 1,5 yaşındayken, evlerine bir misafir gelmiş ve kadın misafirlik süresi boyunca kadının gözlerinin ne kadar güzel olduğunu söyleyip durmuştu. Kadın da gözlerinin güzel olduğunu biliyordu ama bu kadar çok bunun üstünde durmasından da rahatsızlık duyuyordu.
Ertesi gün genç kadın minibüsle bir yere gidecekti. Gideceği yer öyle uzak bir yer değildi. Minibüse bindi ve yola çıktı, ancak kısa bir müddet bir kamyon hızla minibüse çarpıp, birçok kişinin yaralanmasına neden olmuştu. Zümrüt hanım diğer yaralılar gibi hastaneye kaldırılmış ve acil servise ameliyata alınmıştı. Bu kazanın sonucunda ise doktorların söyledikleri artık kadının gözlerinin göremeyeceğiydi.
İsmail bey hiçbir masraftan kaçınmayarak, eşinin gözlerinin açılması için her çareye baş vurdu. Ancak göz sinirleri zarar gördüğünden gözlerinin bir daha görmesi mümkün değildi.
Bu durumda genç kadın, kızının son durumunu hep 1,5 yaşındaki haliyle hatırlayacaktı. Kendisi şu anda kızıyla gurur duyuyor ama kendisini göremiyor. Keşke şimdi kızının güzelliğini görebilseydi.
O kendi kızını göremiyor ama bizler kızını çok iyi tanıyoruz.
Çünkü o kızın adı Ceyda Düvenci.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
