Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '14

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

HER ANNENİN TANIMASI GEREKEN "TEK" KİŞİ

HER ANNENİN TANIMASI GEREKEN "TEK" KİŞİ
 

Dr.Oktay DİKMEN


Her annenin tanıması gereken en önemli kişi elbette çocuğunun doktoru olmalı. Zira biz anneler konu çocuğumuz olduğunda gösterdiğimiz hassasiyeti hiçbir şeyde göstermeyiz. Hele ki konu çocuğumuzun sağlığı ise... İşte bu nedenle yazıldı bu blog. Özellikle İzmir anneleri başta olmak üzere tüm Türkiye'deki annelerin ismini bir kenara not etmesi gereken bir kişiyi tanıtacağım bu gün size.

DR.OKTAY DİKMEN Kimdir?

Kendisi ile Sudelina'nın en sıkıntılı günlerinde tanıştık ve o gün bizim için bir milat oldu. Öncesinde gidilen onca doktor, ünv. hastanesi olmasına rağmen hepsi söz birliği etmişcesine henüz 6 aylık olan kızımın alerjik astımı olduğunu, her gün Ventolin ile hava verilmesi gerektiğini söylemişlerdi bize. Sudelina çok rahatsız hiç durmuyor ve sürekli ağlıyor, tıkanıyordu.

Kayınvalidem eşimin de küçükken sıkça hastalandığını ve o zamanların efsane doktoru Oktay Dikmen ile her seferinde çözüme ulaştıklarını, kendisine çok güvendiğini ve eğer kendisine ulaşabilirsek Sudelina'yı mutlaka götürmemizi salık vermişti bize.

Bir yandan İzmir'in iyi doktorlarını araştırıyor diğer yandan Ünv. hastanelerine (hem Ege hem de D.E.Ü) gitmeye ve ventolin tedavisine devam ediyorduk. Pek çok anne forumu ve paylaşım platformunda da Oktay Dikmen'in adını duyunca gitmeye karar verdik. Muayenanesi Alsancak'ın en bilinen ve kolay ulaşılır bir noktasındaydı. Gittiğimizde daha bekleme odasında diğer hastalar öyle bir övgü ve saygı ile bahsettiler ki doğru yerde olduğumu bir kez daha anladım.
Oktay Hocam Sudelina'yı muayene etti ve "bu çocukta hiçbirşey yok, yoksa bu çocuğa ventolin mi uyguladı eşşoğlueşşekler" dedi. Evet evet aynen böyle dedi. Şaşırmıştık. Sudelina'yı yatırdı  (zaten yanındaki yardımcı bayan o kadar işinin ehli ki siz hiçbir şey yapmıyorsunuz o çocuğu soyuyor, giydiriyor, tutuyor. Anne ve babaya sadece konsantre olup doktoru dinlemek kalıyor) ve burnunu açtık. Eveeet tüm sorunumuz burunmuş meğer. Çocuk doğduğundan beri tıkalı burunla yaşıyormuş. O çocuğun burnunun mutlaka açılması gerekiyormuş ve maalesef bizim kullandığımız serum fizyolojikler bir işe yaramamış. Abartısız 14-15 dakika Sudelina’nın burnunu açmakla uğraştı doktorumuz. Akabinde bize sadece İzmir’de birkaç eczacının hazırlayacağı özel karşım bir reçete yazdı. Sudelina ve gelişimi hakkında tüm sorularımızı sabırla dinledi ve tek tek cevapladı. İlerleyen zamanlarda gereksinim duyabileceğimiz ilaçları yazdı ve neler yapmamız gerektiğini anlattı. Tariflerle, notlarla dolu kağıdımızı, Doktorumuzun ev, gsm, muayenehane ve hatta yazlık telefon numaralarını da aldıktan sonra iç huzuru ile ayrıldık oradan. Sudelina’da ilk kez rahat bir nefes aldı. Oktay bey bize nazal sprey kullanabileceğimizi, eczaneden aldığımız serumu (dikkat serum fizyolojik değil) enjektöre 3ml çekerek kızımın burnunu açmamı önerdi. Kafamızdaki sorulardan bir diğeri olan erken kapanabileceğine dair söylemleri ile bizi korkuttukları bıngındak konusunda baş çevresi ölçümleri ve bir takım hesaplamalardan sonra içimizin rahat olmasını sorun olmadığını söyledi. Hatta o kadar ki ilerleyen zamanlarda kızımın boyunun kaç cm’ler arasında olacağını bile hesaplayarak (anne boyu, baba boyu, çocuğun ayı ve boyu vb parametrelerle) bizi gülümsetti.

GERÇEKTEN KİMDİR BU OKTAY DİKMEN dediğinizi duyar gibiyim. Çok uzatmadan YENİ ASIR Gazetesinde hakkında bir yazıyı paylaşmak istiyorum:

Duayenimiz Oktay Dikmen
İzmir'de Dr. Oktay Dikmen'i tanımayan, iyiliklerini görmeyen insan yoktur sanırım. Ancak, kimselerin duyup bilmediği öyle girişimleri vardır ki, mütevazı karakterinin ve iç zenginliğinin bahis konusu edilmesinden bile rahatsız olur. O konuşmamayı tercih eder... Ama başarı fakirleri onun yerine ve eserlerine sahip çıkarcasına o kadar çok konuşurlar ki... Hem de insanları isyan ettirircesine... O, doktorluğunun dışında, kültür ve sanatın içinde olduğu gibi tenis sporunun da tutkunudur. İşte en önemli girişimlerinden örnekler: Balçova Termal Otel'de ilgilileri ikna edip tenis tesislerinin kurulması (bu tesis bugün çok daha büyüyerek aynı yerde Crea Kulüp olarak İzmirli sporseverlerinin emrindedir), zamanın Belediye Başkanı Mustafa Şentürk'ü büyük bir çaba sonrasında ikna ederek belediyeye ait tesisin yapımını sağlaması, (ETV olarak bilinen, bu gün İzmir'in ilk ve en canlı veteran tenis kulübü olarak hizmet vermektedir... Ayrıca burada İnci Holding'in babası Cevdet İnci ağabeyimizi de rahmetle analım ve hatırlayalım; çünkü O da 4 kortluk tesisin tüm kenar tellerinin yapımını üstlenerek Oktay Bey'e destek olmuştu.), yılar önce Kültürpark Tenis kulübünün Belediye tarafından yıkılmasını, buldozerlerin önüne geçip ve gerekli temasları yaparak durdurdu. Evet, tenis Oktay Dikmen'e bu kadar çok şey borçlu iken unutulması, sık sık hatırlanmaması çok yanlış değil mi?

Sanırım yukarıdaki tümceler kendisini anlatmaya yeter. O bir sanat, o bir spor, o bir tıp adamı. İzmir’de ve hatta Türkiye’de az bulunur bir şahsiyet. O Sudelina’nın çok sık gitmediğimiz ama başımıza bir şey gelse ilk gideceğimiz doktoru. O geçmişten günümüze İzmir’in en iyilerinden biri.

Demem o ki, İzmir’de bu işi salt para için yapmayan, çocuk sağlığına önem veren, etik kuralları önemseyen, çocukları ve görüğüm kadarıyla mesleğini çok seven bir Oktay DİKMEN var.

Kendisiyle bizzat görüşmemiz ve onayı istemem üzerine yazmış olduğu yazılarını paylaşmama onay veren Sayın Oktay DİKMEN'e teşekkür ederim. Bundan sonra yazılarını www.okuyanannem.com ve http://blog.milliyet.com.tr/okuyananne linklerinden de takip edebilirsiniz.

 

 
Toplam blog
: 65
: 1800
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Biricik Sudelina'sının annesi, kitaplar ülkesinin sarışın prensesi, kocasının bir tanesi, İzmir/K..