Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

07 Mart '16

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Her bir kadın yaşamın adı olmalı…

Her bir kadın yaşamın adı olmalı…
 

Yalnız insan olmayı beceremeyenlerin yanında birey olamadılar.


Kadınlarımız, törelere adanmış adaklık kurbanın adı, fedakârlığın adı, adsızlığın adı…

Kadınlarımız, yeri geldiğinde umudun adı, yeri geldiğinde şeytanın adı, yeri geldiğinde ayrımcılığın adı…

Şairin dediği gibi, yeri  “ soframızda öküzümüzden sonra gelen” kadınlarımız…

Kadınlarımız, uğruna kan döktüğümüz, kafesteki kuşumuz, günahlarımız, törelerimiz, geleneklerimiz…

“Yüzleri acılarımızın kitabı” kadınlarımız…

 Çoğu zaman sessizliğin sesi kadınlarımız…

Çağrıları, bağırmaları yankısız kalan kadınlarımız…

Tepeden tırnağa namus timsali kadınlarımız, sevdası uğruna ölümü göze alan kadınlarımız…

Sevdasının adı “günah “olan, duygularını yansıtamayan kadınlarımız…

Hangi kelime, hangi ifade anlatabilir kadınlarımızın fedakârlığını, kadınlarımızın yaşatma isteğini, üretme isteğini.

Onlar ki omuzlarında bir hayat yükünü yüksünmeden taşıyan, onlar ki cana can veren, onlar ki can verdikleri için canlarını, gözlerini kırpmadan verebilen yürekli insanlar.

Onlar ki her güçlüğün karşısında devleşen, umudunu kaybetmeyen, onlar ki açlığa ve yokluğa meydan okuyan, gerektiğinde tenceresinde dertlerini kaynatanlardır.

Kadınlarımız toplumun hangi sosyal, kültürel yapısından gelirlerse gelsinler, hangi işle uğraşırlarsa uğraşsınlar hep kadındırlar, anadırlar.

Yerleri “sofralarda öküzümüzden sonra gelse bile(!)…

Kadınlarımız eş oldular, ana oldular, yurttaş oldular, bazen de erkeğin, törenin, geleneğin kölesi oldular.

Yalnız insan olmayı beceremeyenlerin yanında birey olamadılar.

Kadınlarımızdan istenilen ve beklenilen hep fedakârlıktı, hep zorluklara katlanmaktı.

Yüksünmeden onu da yaptılar.

Acılarla yoğrulmuş nice kadınlar bilirim.

Yuvası dağılmasın diye, çocukları perişan olmasın diye, kocasının başı önüne eğilmesin diye “kan kusup kızılcık şerbeti içtim” diyen kadınlar tanırım.

Yürekli kadınlar, tepeden tırnağa namus abidesi kadınlar tanırım.

Aslında kadınlar bir akarsu gibidirler tertemiz ve dupduru, sürükleyip götürürler arkasından sevenlerini.

Sevdiklerinin koruyucu meleği gibidir kadınlar.

Yaşamı anlamlı kılan, güzelleştiren kadınlarımızdır.

Hayatımızdan çıktıklarında ise yeri doldurulamayacak büyük boşlukların adıdır kadınlarımız.

Kadının erkeğin kaburga kemiğinden değil de, Allah’ın özel olarak yarattığı en üstün insan olduğuna inanırım…

Âdem’i, cennette oylasın, can sıkıntısını gidersin diye değil de, cennete güzellikler katsın diye yarattığına inanırım.

Bundan dolayı da, bazı kadınlar saf aşktan, bazı kadınlar tutkudan ve bazı kadınlarsa sevgiden yaratılmışlardır…

Hepsinin ortak özelliği cana can katmaktır, can kattığı canları ayakta tutmaktır.

O nedenle kadınların ruhları dinginlik nedir bilmeyen, hiçbir akla sığmayacak kadar yoğun bir sevgi, sadakat, acımak, hatırlamak, biraz bekleyiş ve az biraz unutmakla mayalanmıştır.

Ve kadınlar çoğu zaman yalnızlığın adıdırlar…

Kimi kadınlar bekleyişin adıdır,

Kimileri unutmaların adıdır.

Ama aslında hiçbir kadın hiçbir şeyi tam olarak unutmamış ve unutmayacak bir yaratılışa sahiptir.

Kimi kadınlar bu dünyaya aittir, kimi dünyalarsa kimi kadınlara…

Bazı kadınlar hep vardır ve hep küllerinden yeniden doğmuşlardır.

Bazıları analarından doğmuşlardır ama hiç yaşamamışlardır. Çünkü yaşatılmamışlardır.

Çünkü Allah’ın verdiği canını Azrail’den önce insan olmayı beceremeyenler almışlardır.

Ben kadınlarımızın yüzlerinin cennete açıldığına inanırım.

Çünkü cennet onların ayakları altına serilmişti.

Hangi sebeple olursa olsun ölen ve öldürülen her kadın cennette olacaktır.

Oysa ki bazı erkeler ne cennete ne de cehenneme bile sığmayacaklardır.

Her kadın yaşadığı yeri cennet yaparken, insan olmayı beceremeyen erkeler bulundukları her yeri kadınlara da, çocuklarına da cehennem yapabilmektedirler.

Cenneti cennet yapması için yaratılan kadına el kaldıran kim olursa olsun

gideceği yer cehennem olacaktır.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, emekten, yürekten, güzellikten, insanlıktan yana mücadele eden tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü'nü içtenlikle kutluyor, kadınlarımıza yaşam mücadelelerinde başarılar dilerken, aramızdan hangi sebeple olursa olsun ayrılanlara rahmet diliyorum.

Ali Galip AKYILDIRIM

 

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..