Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '16

 
Kategori
Eğitim
 

Her Çocuk Keman çalabilir mi?

Her Çocuk Keman çalabilir mi?
 

Shinichi Suzuki genç kemancılarla, Wembley 1980, Fotoğraf: Getty(*)


Suzuki Metodu olarak bilinen müzik öğretim yöntemini geliştiren Shinichi Suzuki’ye göre evet! Japon kemanist Suzuki, bu metodu, 50-60 yıl kadar önce her çocuğun kendi dilini kolaylıkla öğrenebildiğinden yola çıkarak geliştirmiş. Aynı bir bebeğin ana dilini öğrenirken sunulan ortamı sunabilirsek, çocukların her şeyi öğrenebileceğini savunmuş. Yani her çocuk keman da çalabilir, matematik de öğrenebilir. İhtiyacı olan sevgi, cesaretlendirme, sürekli tekrar… 
 
Suzuki metodunda öncelikli olan karakterdir, yetenek sonra gelir. Temel felsefesi yeteneği eğitmektir. Yani yetenek doğuştan gelmese bile, uygun koşullar sağlandığında geliştirilebilir.
Bu uygun koşullar nelerdir? Ben size müzik eğitiminde geçerli koşulları sıralayacağım, bunu herhangi bir konuya uyarlamak hiç zor olmasa gerek…
 
Aile katılımı:
 
Suzuki yönteminde ailenin rolü çok büyüktür; çocuk ve öğretmen arasındaki halkayı tamamlar. Bu yöntemde, çocuğun öğrendiklerini tekrarlatmak ailenin görevidir, bir nevi çocuğun evdeki öğretmeni olurlar. Çocuğun alışık olduğu ve güvende hissettiği ev ortamında daha keyifle ve rahatlıkla öğreneceğine inanılır.
 
Ne kadar erken, o kadar iyi:
 
Zihin gelişimi ve kas koordinasyonları için ne kadar erken başlanırsa o kadar iyidir. Yani 0-3 yaş dönemi başlamak için idealdir, hatta çocuk müzik dinlemeye daha anne karnında başlamalıdır. Tabii bu dönem kaçmışsa, hiçbir zaman geç değildir. 
 
Dinleme:
 
Çocuklar izleyerek, dinleyerek ve taklit ederek öğrenirler. Bu bir enstrüman çalmak için de geçerlidir, bir spor dalı için de. Suzuki metodunda,  çocuklar her gün belli müzik parçalarını dinlerler, böylece adeta hafızalarına kazınır.  
 
Tekrar etme:
 
Tekrarlar pekiştirme ve çocuğun bilgiyi özümsemesi için gereklidir. Birkaç kez duyduğu müzik, kelime ya da parçalar öğrenilmiş sayılmaz; bunları kullanabilir hale gelmelidir.  Bu da tekrarla olur.
 
Cesaretlendirme:
 
Azıcık övgü ve yüreklendirme hangimizi motive etmez ki? Her çocuğun kendi hızında öğrendiğini göz ardı etmeden onu cesaretlendirmeniz hevesini artıracaktır.
 
Grupça öğrenme:
 
Çocuklar birbirlerinden de öğrenirler. Bu sebeple Suzuki bireysel derslerin yanı sıra grup derslerini de önemser; çocuklar birbirlerine destek olur, bir diğerini gözlemleme şansı yakalar.   
 
Seçilmiş repertuar:
 
Suzuki müzik öğretim metodunun en önemli özelliği, çocuğun çalışacağı repertuarın seçilmiş bir repertuar olmasıdır. Repertuar, çocuğun öğrenim sırasında karşılaşabileceği tüm teknik problemleri kapsayacak şekilde seçilmiştir.
 
Nota Okuma:
 
Nasıl ki çocuklar önce konuşmayı sonra okuma yazmayı öğrenirler, Suzuki metodunda da çocuklar önce müziğin dilini konuşmayı öğrenir, çaldıkları enstrümanda teknik yeterliliğe sahip olurlar, sonra nota öğrenmeye geçerler. 
Birçok madde batılı öğrenme şekilleri ile uyumlu olsa da özellikle bu sonuncusu biraz ters geliyor değil mi? Genelde önce nota bilgisinden başlarız. Ama zihin, beyin ve öğrenme konusunda çalışmalar yapan Doç. Dr. Sinan Canan’ın “Değişen Beyni” başlıklı Tedx konuşmasında anlattıkları Suzuki metodunu destekler nitelikte. Sinan sadece videodan seyrettiklerini, bir tahta parçası üzerinde taklit ederek elektrogitar çalmayı öğrenebilmiş! 
 
 
 
Tüm bu bilimsel gerçekler ışığında, bu öğrenme metodunu nasıl uyarlayıp, nasıl kullanabiliriz? Ne dersiniz?
 
Kaynak:
 
https://suzukiassociation.org/about/suzuki-method/
 
 
Toplam blog
: 168
: 336
Kayıt tarihi
: 04.05.09
 
 

Elgiz Henden 1968 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini 1989 yılında, yük..