Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '06

 
Kategori
Eğitim
 

Her gün bir şiir yazacaktınız...

Her gün bir şiir yazacaktınız...
 

Okulun ilk gününde ne yapar öğretmen, tatil anılarını yazdırır öğrencilerine değil mi? Ama ben öyle yapmadım. Uzun yaz tatilinin başlayacağı gün dağıttığım karnelerinin sağ üst köşesindeki kısa yazıları hatırlattım. Öğrencilerime danışarak yazmıştım: Her gün bir şiir yazacaklardı, kendi şiirleri de olabilirdi; sevdikleri yazarlardan seçma şiirler de olabilirdi. Doksan günde tam doksan şiir... Biz de bunları yıl içinde okuyacaktık, bazılarını sınıfça yazacaktık, ezberleyebilecektik... Her öğrencinin doksan şiirden oluşan birer şiir kitabı olacaktı. Hergün günlük yazacaklardı. Bunu da karnelerinin sağ üst köşesine yazmıştım. Buna da birlikte karar vermiştik. ''Ben yazarım öğretmenim!..'' Hepiniz de böyle demiştiniz... Uzak illere, köylere gidecektiniz, oraları çok özlemiştiniz; gittiniz de... Gittiniz ama yazmadınız..Yazsaydınız doksan sayfalık birer anı kitabınız olacaktı. Sema, üstelik yazar olmak istiyordu.Peki neden yazmadınız?... Cevap yok!... Cevap olmaz, neden olsun ki!... Biz savaştan savaşa çalışırız, en güçlüsünü de yeneriz düşmanlarımızın... Uzun barış dönemlerinde çalışmayız. Milli birlik ve beraberliğimizi de güçlendirmeyiz. Her gün bir şiir yazmak, günlük yazmak zor; çok zor. Savaştan savaşa çalışırız, birlik oluruz, aklımızı başımıza alırız; öyle ki gecemizi gündüzümüze katarız ve koca millet tek ana babanın çocuğu gibi öz kardeş oluruz.

Sesli okuma yapan Murat'ın telaffuzu, okuma hızı, ses tonu bozulmuş. Her gün gazete okuyacaktın Murat, ne bu hal?... Bu yaz ne oldu size çocuklar?... Büyümek iyi gelmedi herhalde sizlere. Her gün gazete okuyacaktınız, beğendiğiniz yazıları dosyalayacaktınız... ''Her gün gazete oku, eğer bugün gazete okumadıysan sen yaşamadın demektir.'' bu sözü kaç kez tekrarladık. ''Marmara Adası'na gazete gelmiyor öğretmenim'' dedi Ecem. Ada dönüşü gazete aldın mı?... Yok!... İskender bu yaz da Almanya'daydı. Bize fotoğraf çekip getirecekti, oradaki yaşantısını günlük olarak yazacaktı. Yok o da yazmamış. Eğitmen yetiştiren öğretmen Süleyman Edip Balkır, Kastamonu'da açtığı ilk kurs merkezinde işleri hale yola koymakta çok zorlanmış. İkinci kursun faaliyete geçmesinde ve kurs eğitiminde hiç zorlanmamış. Çünkü o sırada Kastamonu'da İstiklal Mahkemeleri faaliyetteymiş. Derdimiz okuma, bu dert öyle büyük bir dert ki; ''Baba beni okula gönder'' kampanyalarıyla bile hedefe ulaşamıyoruz. Ben öğrencilerim gazete okusunlar istiyorum. Yıl içinde bunu yapıyoruz da, tatille birlikte neden okuma devam etmiyor, hele de bu yaz...

Bugün bir dakika bile boş durmadık, okuduk, yazdık; konuştuk... Anlattık...

Tatil, okumayı ve yazmayı tatil etmiş;ben buna üzüldüm. Neyse ki Merve epeyce kitap okumuş.Anlattı okuduklarından, dinledik biz de... Sonra sınıfta kendiliğinden bir alkış, özürle mutluluğun el çırpması... Birkaçının gözyaşı... Bu akşam şiirler, günlükler yazılır yeniden... Arkası yarına kalmasa, değil mi yazar Sema?...

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..