Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '16

 
Kategori
Güncel
 

Her Gün Dayak Yiyene, Yemediği Günü Bayram!

Duvarda kitaplıkta duran kitabın, işlenmemiş yer altında yatan madenin, biçilmemiş ekinin, toplanmamış meyve veya sebzenin sahibine faydası yoktur.  Kullanılmayan akılın kişiye faydası yoktur. Eğer insanda akıl var ve kişi bundan haberdar değilse kullanacağı herhangi bir aklı olsa ne olmasa ne.

Türkiye toplumu okumaktan sadece Kuran-ı Kerim okumak anlar. Onu da anlayarak okusa güzel olur ama onu başka bir dilde okumayı tercih eder. Bir makinenin kullanma kılavuzunu anlamadığımız dilde okumanın kişiye rehberlik yapıp, makineyi doğru çalıştırmasını nasıl bekleyebiliriz? Benim dini bilgi bakımından bir derin bilgiye sahip değilim ancak İslam Dinine mensup insanların yöneticilerinin gafleti yüzünden Balkan Savaşları, Yunan Mezalimi,  Ermeni ayaklanması sırasında Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da Ermenilerin mezalimlerini tarih okuyan herkes bilir. Bilir de okursa bilir. Teknik olarak o zamanlara gitmek mümkün değildir. Öğrenmeye âşık olmazsa kişi öğrenemez. Yaşamazsa da sindiremez.

Uzun zamandır düşünürüm, sağcılar, solcular, yolcular hakkında. Kanaatim; insanın beslendiği kaynak zehirliyse o kişi iflah olmaz. Kökü başka yerde olan tüm kavramlar da o kavramları dünyaya hediye edenlere hizmet eder. Etmelidir de. İki profil birisi bir yazar ve gazeteci. Ölmeden önce Uğur Mumcu hakkında bir fikre sahip değildim. Ancak yazdıklarını inceleyince bu kişinin derdinin bağımsız Türkiye olduğu söylenebilir. Aynı şekilde fiili olarak milli bir ekonomi modeli oluşturmak isteyen Bülent Ecevit var. Köykent projesi. Üretime dayalı bir proje.   Mantıklı bir şey yani. Düşünün ki, bir köyde yüz hane var ve hane başına ortalama elli dönüm tarlaları var. Bir devlet birkaç türlü yöntem veya uygulamayı köylüye dayatabilir. Bunlardan birincisi Sovyet tipi Cengiz Aytmatov’un romanlarında sıkça işlediği kolhoz modeli, ailelerin birbirine destek olduğu ve bu desteğin kooperatifler desteğiyle birlikte hareket etmeyi zorunluluk olarak kabul edildiği uygulama şekli olabilir. Bu esasında çok da zor değildir. Öyle ya böyle bir köyün toplam ihtiyacını beş traktör çözebiliyorsa neden altıncı traktör alınarak gereksiz yere milli kaynaklar dışarıya aktarılsın, değil mi? Ya da günümüzde uygulanan sistem gibi, herkesi traktör almaya yöneltirsin, millet traktörün lastiği, mazotu, vergisi, servisiyle boğuşsun dursun. Bu da bir tercih sebebi olabilir. Öbür taraftan yıllarca bildiğin doğruların hâlbuki dünyadaki en yanlış uygulamalar olduğunu, sakallı dedenin deden olmadığını, Feyzullah’ın başka bir isme dönüştüğünü ve sırf 1071 tarihini ve Türkler için önemi bilindiğinden özenle ve dikkatlice seçildiğini de öğrenebiliriz.  Babasının verdiği ismi bir insan neden değiştirir? Adını değiştirmesini anlarız da soyadını da değiştirenler var. Bu isimler sıradan isimler değil.

Kuzuyu tuzağa düşürmek isteyen kurt kuzu kılığına girerek avını sadece ürkütmemiş olur. Allah’ın her günü dayak atılan birine göre bayram, dayak atılmayan gündür. Ama herkesin bayramdan ne anladığı gerçekten önemlidir. İnsanlarla ilgili birçok bilim dalı var ve insanları uyanıklar ancak bu şekilde kontrol altında tutabiliyorlar. Bu bilim dalı da gerçekte asla okullarda okutulmuyor. Okutulamaz da.  Balıklar yemle, insanlar menfaatleriyle, keçi bir tutam ota tav olur. Tav olanın hazır bulunmuşluk haliyle hangi muameleye maruz kalacağını tuzağı kuran avcı belirler.

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..