Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '07

 
Kategori
Dünya
 

Her on beş saniyede, bir çocuk ölebilir mi?

Her on beş saniyede, bir çocuk ölebilir mi?
 


Birleşmiş Milletler verilerine göre, şu anda, her on beş saniyede bir çocuk yaşamını kaybediyor. Başka bir ifade ile her bir dakikada dört çocuk. Peki ama neden?


Açlıktan mı? Hayır...


Terör, savaş, güvenlik problemleri mi? Hayır...


Aşı ve ilaç yetersizliği, genel sağlık sorunlarından mı? Yine hayır...


Şüphesiz ki yukarıda saydığım nedenlerden dolayı da çocuk ve yetişkin ölümleri gerçekleşmekte dünyamızda. Özellikle gelişmiş ülkelerce kanı emilen kara Afrika’da çağdaş insanlık dramları yaşanıyor gün be gün.


Her on beş saniyede, bir çocuğun hayatını yitirmesinin nedeni, temiz suya ulaşamamaları. Yani çok bilindik ve genel tanımıyla kürsel ısınma.


Yine bir başka çarpıcı tespit ise şu: Ortalama sıcaklığın sadece iki derece artması neticesinde Akdeniz havzasında yaşayan canlıların yaklaşık yüzde otuzu yaşamını yitirecek. Bu korkunç bir rakam. Tıpkı yukarıdaki veri gibi.


Dünya gayri safi milli hasılası (GSMH), bu iki derecelik ısınma ile yüzde üç azalacak. Bu rakamın devasa boyutlarını ayrıca vurgulamaya sanırım gerek yok.


Uzmanlar, yetkililer bir türlü tarım sektörünü damla sulama konusunda ikna edebilmiş değiller. Oysa ki damla sulama yöntemi ile hem yüzde yetmiş sekiz su tasarrufu ve doğal olarak maliyet girdilerinde indirim sağlanabiliyor hem de üründen alınan verim artıyor.


Mesela üzüm ve şarapçılık sektöründe, damla sulama metodu ile yetiştirilen bir bağda, sulama prosesi esnasında, bilinçli vinolog ve önologlardan da profesyonel destek alarak vitamin ve mineral takviyeli besleme yapabiliyor, elde ettiğiniz ürünü kendiniz bile tanıyamayacak noktaya gelebiliyorsunuz. Yaptığınız su tasarrufu da cabası.


İzmir’de belediye marifetiyle, su tasarrufu konusunda dişe dokunur bir kampanya yürütülmekte. Afişler, broşürler, medya destekli programlarla desteklenmekte. İZSU tarafından abonelerine gönderilen su faturaları, padişah fermanı gibi uzayıp gitmekte. Ama çok önemli bilgilerle tabi.


Ve geçtiğimiz haftalarda basına da yansıyan verilere göre, geçen seneye nazaran müthiş sıcak geçen yaza, kuraklığa, şehrin aldığı iç göçten mütevellit artan abone ve su ihtiyacına ve benzer negatif etkenlere rağmen toplam su tüketimi, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre düşmüş görünüyor. Bu gerçekten de İzmir için bir başarıdır.


Her on beş saniyede, bir çocuk ölebilir mi diye sormuştum yazı başlığımda. Ne yazık ki ölmekte. Ve bunun sorumlusu, ilk önce gelişmiş sanayi devi ülkeler olmak üzere bizleriz maalesef. Tüm insanlık.


Bu yazıyı, hayranı olduğum “Mahler”in, ölümsüz eseri “Ölmüş Çocuklar Senfonisi”ni dinleyerek kaleme alıyorum. O müthiş ironiyi iliklerime kadar hissediyorum. İnsanlığın tüm suçlarının, en ağır ve acımasız infazını hep çocuklar yaşamak zorunda mı? Cevap veremiyorum. Verdiğim cevaplar, dönüp-dolaşıp yine ayağıma dolanıyor. Ve yine Dostoyevski’nin kasvetli çar akşamlarında yitip gidiyorum. Vehimlerim ve paradokslarımla.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..