Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '07

 
Kategori
Felsefe
 

Her şey çok saçma gelene dek...

Her şey çok saçma gelene dek...
 

Bir gün hayatın tam ortasında, yapmaya devam ettiğin şeylerin içinde durup şöyle dersin: "Tüm bunların anlamı ne?" İnsanın başına gelebilecek en berbat duygudur bu. Sanki tüm dünya, hayat, insanlar anlamını birden kaybeder. Tıpkı küçük oyuncağıyla şişirdiği balonun patlaması ile şaşkına dönen bir çocuk gibi kalakalırsın...

Hayat akıp gidiyordur.Ve sen farkında değilsindir. Saniyeler, dakikalar, saatler, günler, aylar ve yıllar...Öylesine, hiç kimsenin başına geleni umursamayan bir kayıtsızlıkla akıp gidiyordur dünya... Bir çember oluşturmuşsundur. O çemberi kah tökezleye kah bir bayırdan aşağı inercesine çevirip duruyor ve bunun adına hayat diyorsundur. Yeşil kırlardan geçiyorsundur.Kelebekler uçuşuyor burnunun ucuna gelip konuyorlardır. Sen onun renkleriyle sarhoş, geçip gidiyorsundur zamanın içinden. Sonra derin ve çılgınca akan sular görüyorsundur. Uzaktan bakıyor gözyüzüyle suyun birleştiği yere gözlerini dikip şaşkına dönüyorsundur. İki mavinin o çılgın iç içe geçmişliği ve aradaki sınır...Bozkırlardan geçiyorsundur bir de...Ucu bucağı olmayan, bitmez sandığın bozkırlardan...Güneş tepende çılgınca alevleniyordur...Susuzluktan kuruyan aklın o iki mavinin birleştiği yerin hayalini kuruyordur...Bozkır bitiyor çember dönüyordur...Kara kışa denk geliyorsundur bir de...O kara kışın kanını donduran soğuğuna...Yolunun üzerindeki ağaçlar kıpırdamıyordur...Öylesi donuk ve cansız...Merak ediyorsundur onların ilkbahardaki halini...Ama tek ömrün vardır ve o ömür ancak bir yoldan bir tek kere geçmene izin veriyordur...Zaman akıp gidiyordur bunların içinde...

Bir gün, artık farkına bile varmadan çevirip durduğun çemberin kırılıverir...Hani, sen büyürken oluşturduğun o çember...Artık ne yeşil ne kelebek ne bozkır ne susuzluk ne de kara kışlar...Geçip giden mevsimlerin hayali yarım yamalak içinde tam o kırılma noktasında duruyorsundur...Şimdi ne yapacağını bilmeden öylece... O çemberin kırıldığı noktadır soru: "Tüm bunların anlamı ne?" Yitirdiğin zaman, anlam ve dünyanın korkunç yalnızlığı...Ardında bırakılan uzun bir yol vardır şimdi...Başını çevirip baktığın ve baktığında dehşet içinde kaldığın...

Ve hayatın en dehşet veren sorusu aklında, kırık bir çember ile başbaşasındır...Yolunun devamını ve uzunluğunu bilmiyorsundur...İki seçenek vardır şimdi önünde...Yeni bir çember oluşturup yola devam etmek ya da yolun sonuna kadar kırık çemberinle kahrederek yürümek...

Ve iki seçeneğin vardır...Daha güzelini yaşamak geç olduğunu düşünmeden ya da vazgeçmek kırık çemberine sımsıkı sarılarak...

Seç...

RESİM:http://searchviews.com/archives/2005/11/friday_link_fun_1.php

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..