Her şeyim senin olsun "tıklarımı" elleme!

Hafazanallah ve de Maazallah, efendim!

Site olarak 12 Şubat günü “7 şiddetinde” bir deprem atlatmışız  ki benim haberim yok!

Değerli üye Mesut Selek Hocam yazmasa hiç haberim olmayacak!

Bir gidip bir gelmişiz ki anlatılır gibi değil!

Sitede yaşanan teknik bir arıza sonucu “çil çil tıklarımız” buhar olup uçmuş! Üyelerin ortalama okunma sayıları yerlerde sürünür olmuş!

Eski üyeler neyse de, yeni üyeler bir de “borçlu” çıkmışlar siteye… Tık olarak yani!

Ben de Mesut Bey ve yorumcularının yalancısıyım tabii!

Değerli Baş editörümüz Başak Temiztaş Hanım hemen bir “kriz masası” oluşturarak olaya el koymuş

!
“Durum düzeldi” diyorlar ama ben hâlâ tedirginim!

Olacak iş mi bu?

Bir şey değil, milletin yüreğine inecek!

Bin defa söyledik oysa… “Burası memur sitesidir” diye!

Arızanın her türlüsüne eyvallah ama “tıklara” ilişirsen olmaz !

Üyelerin haleti ruhuyesi berbat! Hani sanki “emekli ikramiyesini” aldığı gün parasını “Titancılara”(Saadet zinciri şeyi) kaptırmışlar gibi bir görüntü sergileniyor!

Sorumlusu kim?

Elbette Milliyet Blog İdaresi!

Allah’tan duyarlı üyeler var! Olaya hemen müdahil olmuşlar Mesut Selek Bey gibi… Gelişmeleri dakika dakika takip ederek buhar olup uçan “tıklarımızın” akıbetini soruşturmuşlar!

Milliyet Blog İdaresini mesaj bombardımanına tutmuşlar!(Ne kadar da gıymatlı tıkları varmış?)

“Tık” demek para demek, “statü” demek, “terfi” ve de “kıdem” demek! Her şeyden öte “yılların birikimi” demek!

Var mı öyle “kıytırık” bir arıza şeyiyle  bunları kaybetmek?

Editörlerimiz uyuyor mu?

Bana gelince…

Millete laf şeyettireyim derken “tık hesabımızı” ihmal etmişiz! Arızadan falan haberimiz yok yani!

Açıkça itiraf etmeliyim ki bu “arıza” benim işime yaradı!

Yoğun şikâyetler sonucu milleti “rencide ediyorum” diye bir yazım yayından alınmıştı!

Bir güzel ihtar yemiştik idareden!

“Üyeleri rencide eden salatalıklı yazınızı lütfen güncelleyin Sayın Culduz” diye mesaj göndermişlerdi!

Yayından alınan bir yazıyı nasıl güncelleyeceğimi bilmediğimden üzerinde pek durmamıştım tabii!

Laf aramızda Başak Temiztaş Hanımın “uyarı ve ihtarları” kendine özgü. Sarı kart gösterse bile insan kızamıyor. Söz konusu “uyarının” Başak Hanımdan gelmediği kesin!

Ne var ki şimdi ben şikâyetçiyim! (Beni de kendilerine benzettiler, görüyorsunuz değil mi?)

Arızayı gidereyim derken konunun uzmanı teknisyenler sayfamı “hormonlu” tıklarla doldurmuşlar!

150 bin tık fazlalığım var!(Oturup hesapladım)

Hormonlu diye senelerdir ne domates, ne de hıyar yiyorum ben! (Hıyar dediysem bostan hıyarı işte, üzerine alınan olmaz inşallah!)

Hiç kusura bakmayın, hormonlu tıkları kabul edemem!

Senelerdir editörlerin önermediği, milliyet com tr’de yer bulamayan, linki verilmeyen bir kategoride yazıyorsam bu yüzdendir!(Yazılarımın yüzde sekseni blog kategorisindedir)

Aman az olsun ama benim olsun şiarı işte!

Memur değiliz ama....

Sözleşmeli bir İnşaat Yüksek şeyi olarak benim de düşüncelerim böyle!

Paylaşayım dedimJ))

Beni anlıyorsunuz , değil mi?