Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Her şeyin başı ben

Her şeyin başı ben
 

Zatı alimi yakından tanıyan, az çok muhabbeti olan, uzaktan görüp de bilen, görmese bile bir gün görecek bilecek olan herkesin açık seçik, imalı, güzellikle veyahut kötüniyetle söylediği üzere kendimin ne müthiş bir insan olduğuna dair aslında yazacak bir şeye gerek olmasa da yazayım. Zira öyleyimdir efendim, müthişimdir şahaneyimdir, harikuladeyimdir ben, sanki insan kılığnda numara çekmekte olan bir süper kahramanımdır, bırakın dünyayı ay güneş yıldızlar benim etrafımda döner, elimi atsam yapamayacağım kolumu uzatsam tutamayacağım şey yoktur, gözlerim röntgen görüşlü, aklım herşeyi bilir, kalbim aklıktan ağarmış, saçlarım elektriklenmez idir. Taparım kendime şöyle aynaya baksam aynayı kıskanasım yere bassam yeri kıskanasım gelir, günde onbin kez maşallah demezsem olmayacak gibidir. Tabi bunu hepimiz biliyoruz. Lakin bunu hakikatten herkesin bildiğine, şöyle bir olayla şahitlik yapabiliriz: 

Günlerden bir gün, işimden istifa etmiş olmanın dayanılmaz hafifliği ile mor ceketimle salına salına İstiklal'de yürüyordum. Vatan yahut Silistre önemli değildi. Gece ve gündüz, Narziss ve Goldmund, deniz ve mehtap, Dr.Jeykll ve Mr. Hide da önemli değili. Nasılsa ben herşeydim. Onbin yapraklı Lotus çiçeği gibi açılmakta saçılmaktaydım. Derken 25 yaşlarında sakallı bir arkadaş yanıma yaklaştı ve bir mırıltı gibi olan incecik sesiyle: 

- Kimsesiz çocuklar için yardım topluyoruz yani biz kimsesiz çocuklar için yardım topluyoruz bildiğiniz üzere kimsesiz çocuklar için yardım topluyoruz anket yapıyoruz biz anket yapıyoruz aaa evli misiniz bekar mı, dedi 

Üstüste gelen cümlelerle şaşkına uğramış ben içimde tövbe tövbe diyerek döndüm ve
- Kardeşim ne önemi var bekarmışım evliymişim, dedim.
Bizimki sayıklamaya yeniden başladı: 

-Kimsesiz çocuklar için yardım topluyoruz yani biz kimsesiz çocuklar için yardım topluyoruz bildiğiniz üzere kimsesiz çocuklar için yardım topluyoruz anket yapıyoruz nasıl önemi olmaz yani evli misiniz bekar mı, dedi 

-İyi de ne alaka, dedim tekrar da olsa 

Arkadaş üşendiğim için tekrarlayamayacağım cümleleri tekrarlarken elindeki bir sayfa eciş bücüş kıvrış kıvrış kağıda gözümü yönlendirdim. Nasılsa daha bir 3 dakika sayıklayacaktı. Dünyanın en ilginç ve yaratıcı anketörüyle karşılaşmıştım zira kağıttaki anket soruları adı, cinsiyeti, medeni hali, gayrimenkul durumu, maaşı ve ev telefonundan ibaretti ki ben laptop'umu 3 gün öncesinde zaten çaldırmıştım. 

- Ya, dedim, valla senle uğraşacak vaktim de halim de yok. Hala cevap veriyor olmam da ilginç bir insanlık örneğiydi.
-Olur mu hiç önemi olmaz, tamam bekarsınız, gayrimenkul durumunuz?
- Kardeşim hasta mısın sen, dedim, son 10 dakikadır yanımda aynı cümleleri sayıklıyorsun, bak bakayım elindeki kağıda; ne alaka abi bunların kimsesiz çocuklarla? Hadi bi git, uğraşamayacağım dedim. Bu arada caddenin yarısını bu ilginç şahısla yürümüş bulunmuştum. 

Bunun üzerine arkadaş da sinirlendi ve başladı saydırmaya: 

-Zaten hep kendini beğeniyosun. Sen beni hiç dinlemiyosun. Hep kendini dinliyosun hep kendine inanıyosun... 

-Evet dedim, hastayım kendime. Bu arada daha da hızlandım, çocukcağız arkamda kaldı ama hala sayıklıyordu: 

-Zaten hep kendini beğeniyosun, sen hep kendini beğeniyosun, hep de kendini beğeniyosun... 

Cümleleri yavaşça gürültü içerisinde kayboluyorken ben mor ceketimin eteklerini savurarak yürüyordum. Bir sigara yaktım ve kendimi çok beğendim. 

 
Toplam blog
: 16
: 2070
Kayıt tarihi
: 31.08.06
 
 

Yazmazsam ölmem ama yazarsam hiç ölmem gibi... Yazmazsam kendime ihanet ederim gibi... Yazmayarak ke..