- Kategori
- İlişkiler
Her Şeyin Sonu: Samimiyetsizlik
Evde, işte, okulda, hastanede, camide, parkta, AVM'de, yolda...Aklınıza gelebilecek her yerde modern çağın en büyük hastalığı "samimiyetsizlik" tüm ruhları ele geçirmiş durumda.
Aile ilişkileri, dostluklar, aşklar, izdivaçlar bir samimiyetsizlik deryası adeta.
"Ayıptır, yazıktır, günahtır" diyerek bitirdik içimizdeki samimi hisleri.
Yani "ayıp" ya da "günah" olmazsa hiç kimse için hiç bir şey yapmayacağız nerdeyse.
"Dostlar alışverişte görsün" olmuş her işimiz, ilişkimiz, sevdamız.
Hayatı ucundan tutanların kulübünde cirit atan müptezeller gibiyiz hepimiz.
Hepimizin hayatı Facebook, Twitter, instagram misali yalan dolana dönmüş. Sahte beğeniler, yorumlar, paylaşımlar yapar olmuşuz.
Bayram mesajlarımız, hasta ziyaretlerimiz ne kadar da tek gecelik aşklar gibi
Böyle içten, dolu dolu sevemedik, özleyemedik, isteyemedik, gülemedik, ağlayamadık vesselam.
Sıkı sıkı sarılamıyor, hunharca kahkahalar atamıyor, gözümüz yollarda kalırcasına bekleyemiyoruz artık kimseyi farkında mısınız?
Nerde kaldı o samimiyet?
Buram buram hasret kokan türkülerde mi, kara trenle dağları aşıp köyüne gidenlerde mi, en saf haliyle bir annenin bebeğini kucağına aldığında mı, masum bir çocuğun neşe dolu gülüşünde mi, bilmiyorum.
Kendinize bir samimiyet testi yapın isterseniz. Kim haklı görelim!