Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Prof. Dr. İbrahim Ortaş

http://blog.milliyet.com.tr/ibrahimortas

29 Mart '20

 
Kategori
Bilim
 

Her Sorunun Çözümü Mümkündür

Bilime Güvenelim, Her Sorunun Çözümü Mümkündür. Sosyal Dayanışmayı Unutmayalım

İbrahim Ortaş, iortas@cu.edu.tr.  Korona Günlük, 26-27 Mart 2020

 

Şaşalı Yaşam Sürdüren İnsanlık Virüse Salgını İle Kısa Sürede İçeriye Kapanmak Zorunda Kaldı

Dünyanın hazırlıksız yakalandığı Covid-19 virüs salgını küresel ulaşım araçları yolu ile hızla yayılınca/artınca ve de hastalık nedeniyle ölümlerin sayısı artıkça insani kaygılar ve korkularda artı. Virüsün ani yayılımı ile adeta şoke olan insan geçmiş tecrübelerinden bilinen en etkili tedbir olarak eve kapanmayı ve sosyal izolasyonu benimsedi. Yanlışta yapmadı. İletişim teknolojileri ve Endüstri 4 0 çağında iletişimin ve elektriğin şaşalı yaratığı 24 saatlik yaşamımızdan bir andan feleğin sillesini yemiş olan 4 milyar insan bir anda içeriye kapanı ve ne yapacağını bilemez hale geldi.

Sorumluluğumuzun büyük olduğu bilinci olan bitenden ve gelecekten kaygı duymamız normal ancak karamsar olmayalım. Bilime olan inancımız ve güvenimiz tamdır. Ancak doğanın diyalektiği gereği hareket devam ediyor ve yarın bizi bir başka evreye iteceği kaçınılmaz. Bunun bilerek ve öngörerek geleceğe bilimsel metodoloji/yönteme uygun olarak analiz ve sentezler yapmamız gerekir. Şimdilik Tıp salgının daha fazla yayılmaması için çalışıyor, ileride Farmakoloji ve temel tıp bilimi ilaçlar geliştirecek, biz Tarım bilimcileri sağlıklı beslenme ve besin kaynaklarını çalışacağız, sosyal bilimciler toplumsa sorunları ve diğer disiplinler yaşana ve yaşanacak sorunlara çözümler üreteceklerdir. Onun için bilimsel olarak olayın bütünü analiz etmemiz, sorunun kaynağını ve ona uygun bütünlüklü çözüm yoları aramamız gerekir. Bilim insanı sorumluluğu da bunu gerektiriyor. Asya ülkelerinin sorunu şimdilik atlatma yöntemleri çözümün ve çözüm önerilerinin de tek değil çok yönlü olabileceğini gösteriyor.

 

Siyaset ve Yönetimlerin Salgın Hastalık Krizlerine Karşı Hazırlıksız Oldukları Görüldü

Doğanın işleyişi içinde virüsün mutasyona uğraması sürecinin evrimin bir canlı işleyen süreç olduğunu yaşayarak görüyor ve öğreniyoruz. Çoğumuzda dünyayı yöneten önemli liderlerin fen ve sosyal bilimlerin doğasına yoksun, tarih ve felsefe bilmeyen yönetim anlayışlarının planlayamadığı yarınımızdan kaygı duyması normal. Uzun zamandır son 100 yılda armış olan hızlı nüfus artışının yaratığı ciddi işsizlik, liyakatsiz yönetim uygulamaları, ekolojik yaşamdan kopmuş endüstriyel tarımsal üretimin ürettiği besin dengesizliği ve kalitesizliği, iklim değişimleri baskısı dünyanın yaşanılamaz halini kritik ediyorduk. Ancak korona virüs salgını başta ekonomi, işsizlik, yeteli gıda temini ve çevresel sorunlara hazırlıksız yakalandığı için sorunları daha da çözülemez ve yönetilemez durma getirdi.

Bu durumda karamsar olmak vatandaşı kaygılandırıldığı gibi bizi de kaygılandırıyor. Ancak biz tarihide bakarak bilimsel olarak çözümün doğanın yasasında olduğunu ve çözümünün de olduğunu biliyoruz. En azından Çin kısa sürede virüs salgının kontrol altına aldığını gösterdi. Ancak kapitalizmin yaratığı çağımızın devasa sorunlarının bitiği anlamına gelmiyor. Dünyanın bu halini sağlıklı analiz etmek ve yeni bir okuma yapmak için hep yaratılmış olan bu ani durağan dönemi iyi okumak ve yeni önerilerde bulunmak için inanılmaz fırsatlar doğmuştur. “Durunun Dünyayı” ifadesi ile dünya şimdilik durdu ve aklıselim, tarih ve felsefe bilen, aklın süzgecinden bilgileri sağlıklı geçirip analiz yapanlara yeni bir kapı aralandı. Akademik dünya başta sosyal bilimciler, genelemci bilim insanları için insanlığın bu kısa tarihinde yaşadığı tecrübeleri yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor.  Bütünü görmek, evrensel düşünüm yerelde harekete geçmek için her birimizin kendi çapımızdan düşünce üretmemiz ve projeler yapmamız gerekiyor.

Bir kez daha belirtelim ki, dünyadaki diğer canlılar gibi virüsler doğanın bir parçası, var olduğu günden beri canılar arası etkileşim nedeniyle iç içe yaşıyoruz. Her canlı gibi onunda varlığını sürdürmesi için bir canlının bünyesinde çağlaması ve beslenmesi gerekir. Şimdilik sorunun çözümünü tam bulamadığımız için kaygılıyız. Ancak içinde olduğu doğanın evrimsel dinamiği içinde onun da sebep sonuç ilişkisi bilimsel yaklaşımla deşifre edilecek ve onun bünyemizde yaratacağı tahribatı bilimsel metodoloji ile bertaraf edeceğimize olan inancımızı koruyalım.

Almanya’nın Hannover Üniversitesinden Dr. Med. Tıp Hubert Rötzer “ Virüsün artık ortadan kalkmayacağı genel olarak kabul edilmektedir. Hastalığa karşı aşılar geliştirilecek ve tedavi yöntemleri insanları iyileştirecektir. Dünya nüfusunun bağışıklık gücü bu arda gelişecek ve sağlık altyapısı salgınlarla nasıl daha iyi başa çıkacağını öğrenecektir. Sosyal izolasyon hayatımıza girecek ve davranışlarımızı düzenleyecektir. Nüfusun hareketliliği geri döndürülemez şekilde kısıtlanacaktır. Normalliğin geri gelmesi yaklaşık 2-3 yıl sürecektir. Ekonomi bu süre zarfında toparlanacak, ancak hâlihazırda zorluk yaşayan insanlar ve şirketlerin çoğu hayatta kalamayacaklardır”.

Virüs Bilimci Prof. Dr. Selim Badur, yeni tip Koronavirüs'e karşı dünya genelinde başlatılan eve kapanma uygulamasının 2021 yılının sonuna kadar aralıklarla devam edebileceğine dair bir rapor olduğunu belirti. Diyor ki Badur; şu an sağlık sistemlerinin çöküşü engellenmeye çalışılıyor. İtalya ve İspanya elinde yeterince sağlık ve yatak imkânı olmadığı için yoğun hasta potansiyeli baskısı altında başarısız oldu. İnsanlar yaşlılar yurtlarında, evlerde bakımsızlıktan öldüler. Gözle görülmez virüs insanlığa ciddi bir ders vermiştir. Bizimde bu duruma düşmememiz için elimiz çabuk tutmamız gerekir.

Çin ve Güney Kore Koruna Virüs Sorunu Kamusal Sağlık Anlayışı İle Çözdüler

31 Aralık 2019 tarihinde Çin Whuan bölgesinde başlayan korona virüsü salgını çıkınca Çin hükümetinin karala bölgeyi karantinaya aldı ve merkezi yönetim anlayışı ve toplumsal kültüründe etkisi ile iyi yönettiler süreci. Bölge karantinaya alınınca halkı sorunla ilgili olarak bilgilendirildi. Acil yeni 2500 yataklı hastaneler inşa edildi. On binlerce doktor bölgeye diplin içinde geldi ve işlerini bitirince de geri iş alanlarına döndüler. Tabii burada başarı devletin olduğu kadar toplumunda katısı ve öz veriş önemliydi. İnsanlar kurallara harfiyen uydular, kâğıt para yerine dijital kredi kart sistemi kullanıldı. Hastalığa yakalanan 80.000 kişiye değişik çeşit ilaç denenmiş. Değişik programlardan elde edilen sonuçlar değerlendirilerek hastalığın yenilmesi için etkin yöntem belirlenmiş. Ülkede herkes kurallara uymuş herkes kendiliğinden eldiven ve maske kullanmış. Hane halkı sırayla evden ihtiyaçları karşılamak için dışarı çıkıyorlarmış. Tam bir iç disiplin örneği göstererek insandan insan bulaşmayı kontrol altına almayı başardılar.

Güney Kore ise çok fazla test yaparak hastaları kendi içinde farklı gruplara ayırmış ve her birine farklı yaklaşımlar geliştirmiş. Koreliler 4'e ayrılırken, birinci grupta temaslı ama belirti göstermeyen, ikinci grupta hafif vakalar, diğerlerinin de ağır ve kritik vakalar şeklinde ayırmışlar.

Benzer şekildi Küba’nın bu tür salgın hastalıklara karşı geliştirdiği halk sağlığı yöntemleri tedavi yöntemleri sağlığın kamu eli ile yönetiliyor olmasının önemini gösteri.

 

Sağlık bir Kamusal Alandır ve Siyasidir. Sağlık Kamu Eli ile Yürütülmelidir

Anayasa’nın 56. maddesinde ise, "Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi arttırarak, işbirliğini geliştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler" diyor. Sağlık kamusal bir iş ve insanları bu amaçla vergi veriyor ve çalışanalar ek ödeme yapıyor. İspanyada ve İtalya’da devlet bazı özel hastaneleri kamulaştırdı. Ancak korona virüs salgını bir kez daha öğreti ki sağlık kamu tarafında yürütülmek zorundadır.

Gazeteci Fikret Bila “Hayat eve sığar mı? Başlıklı yazısında; “Bir devlet memuru, "devlet, evde kal, OHAL’ini ilân et, hayat eve sığar dedi, ben de buna inanıyorum ve işe gitmiyorum, evdeyim" diyebilir mi? Derse ve hakkında soruşturma açılırsa veya işten atılırsa, "ben devletin tavsiyesine uydum" diyerek işine dönebilir mi, sorumluluktan kurtulabilir mi?” hayati eve sığdıralım, ancak Sayın Bila’nın belirtiği işsizlik ve geçinememe sorusunun sorumluluğunu kim üstlenecek.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Önemli

Almanya’da vatandaşlar otobanların kenarlarına ihtiyacı olanlara yönelik içecek ve gıda bırakılıyormuş. Yalnız kimse ihtiyacından fazlasını almıyormuş. Toplumsal kültürün önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Zor günlerde insanların dayanışma içinde olması önemli. Bu tür yardımlaşma ve dayanışma içinden gelir, yine de bu tür faaliyetleri organize edilmesi önemli. Bu tür örgütlenme işleri daha çok gelişmiş toplumlarda görülmektedir. 

Evet, bu tür durumlarda yardımlaşmalar ve dayanışmalar insanların güven duygularını artırır. Hatırladığım kadarı ile 2001 ekonomik krizini Türkiye Arjantin ve Brezilyadan daha rahat atlatılmasında dayanışmanın önemi ile ilişkilendirilmişti.

 Bilime Güven

 

Sıkılmamak İçin kendimize Yaratıcı işler ve Aktiviteler Yaratmak Zorundayız

Aniden sokaktan çekilmek zorunda kalan ve bu durma hazırlığı olmayan birey ve ailelerde ciddi sorunlar yaşanabilir. Birey ve toplum olarak kendi kendimize yetme konusunda hazırlıksız olduğumuz için içeride bütün gün kalmak, sinirleri gerilmeye ve sıkılmalar başladı bile. Psikologlar ve sosyal bilimcilerin yeni öneri ve yöntemler önermeleri kaçınılmaz olacaktır.

 

Korona virüs salgını nedeniyle Çin’de çok sayıda evli çiftin boşandığı belirtildi. Birkaç gün önce Adana Emniyet müdürlüğünün günlük raporunda, kap-kaç, hırsızlık vs. sıfır ancak karı-koca kavgası 17415 gibi ciddi bir rakam. Zorunlu karantina sonrası  ‘evde kal’ uygulaması doğal olarak berberinde sosyal sorunlar da oluşturdu. Ailelerde kadın ve erkekler belki ilk defa bu kadar geniş bir zaman aralığında bir arada olmanın sunduğu olumlu ve olumsuz etkileri de oluşturmaktadır. 

Çoğunlukla kadınların üstlendiği ev için düzen ve mutfağın yönetimini sanırım ilk defa erke tarafından fazlasıyla izlenmiş oldu. Erkelerin konuyu anlaması ve sürece dâhil olup olmaması ailenin sağlıklı sürdürülebilirliği açasında iyi olabilir. Yok, eğer kadın yine yapsın ben yan yatarım denirse sorunlar bizde de yaşayabilir. Arkadaşlarına ev içindeki işlerde rol almak ve iş paylaşımına katılmak gerekir. Kendi sağlığımız ve farklı etkinlik yaratmak bakımından önemli.

 

 26-27 Mart 2020, Adana

 
Toplam blog
: 190
: 1163
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1985 yılında Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nde mezun oldum. 1986 yılında Şanlıurfa Köy Hiz..