Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '13

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Her yerde meditasyon

Her yerde meditasyon
 

Meditasyon sadece yoga matında (minderinde) bağdaş kurup gözler kapatılarak mı yapılır? Eğer öyleyse neden herkesin meditasyondan kaçtığını anlayabiliyorum. Bir sürü merasimi yerine getirene kadar zihnin o kadar çok şey düşünür ki, meditasyona oturduğunda zihnin bir türlü susmak bilmez. Nereden mi geldi tüm bunlar aklıma? Anlatayım.

Sabah yürüyüşe çıkmıştım. Deniz kenarında upuzun bir yürüyüş parkuru var şu an tatilimi geçirdiğim beldede. Hem yürüyorsun ve kardiovasküler bir çalışma yapıyorsun hem de mis gibi deniz havasını içine çekiyorsun. Daha ne isteyebilir ki bir insan?

Bugün yürürken birden aydınlandım. Hayır, uçmadım. Sadece farkettim. Aslında hayatta her yaptığımızı meditasyona çevirebiliriz. “Hadi canım sende!” dediğinizi duyar gibiyim. Ama ben ciddiyim. Bunu açıklayabilmem için öncelikle meditasyonun ne olduğunu hatırlatmam gerek.

Sahi meditasyon ne demek? “Ben yoga yapıyorum” diyince, herkes “aaaa meditasyon da yapıyor musun?” diye soruyor. Gerçekten de meditasyon ne demek ve nasıl yapılır? Bir kuralı var mıdır? Yoksa her şekilde ve her yerde meditasyon yapmak mümkün mü?

Meditasyon, en basit tabiriyle, düşüncelerimizden arınmış ancak farkında olma halidir. Kafa karıştırıcı değil mi? Hem düşüncelerimizden arınmış olacağız, yani hiçbir şey düşünmeyeceğiz, hem de farkında olacağız. Ya da şöyle ifade edebilir miyiz acaba? Zihni susturma hali. Belki bu daha güzel oldu. Zihnimizi susturmak… O an hiçbir şey düşünmemek ama yine de yaşadığımız anın farkında olmak. Meditasyonda, bir yapma hali yok. Sadece farkında olma durumu var. İşte tam da bu nedenle, meditasyonun sadece ve sadece bağdaş kurulup gözler kapatılarak yapılması gerekmiyor. Her zaman ve her yerde meditasyon halinde olabiliriz.

Madem ki meditasyon, düşünceleri ve zihni susturma, anda kalma ve farkında olma durumu; o halde biz her istediğimizde meditasyon haline girebiliriz. Peki bu nasıl olacak? Daha önceden de meditasyonun her zaman ve her yerde yapılabileceğini farketmiştim ama bugün yürüyüş yaparken tekrar hatırlayınca, sizinle de paylaşayım istedim.

Yürüyordum. Denizden dalga sesleri geliyordu. Ben denizin ufukla birleştiği noktaya bakıyordum. Birden her şey sustu. Çevremde ne insanlar ne sokak köpekleri… Ne de başka bir şey. Sanki dünyada yalnızca ben vardım. Gözlerim açıktı. Bağdaş da kurmuyordum. Üstüne üstlük yürüyordum. Ama o an… İşte o an… Meditasyon haliydi. Gözlerim ufuk çizgisinde… Ben uyanık ve ayakta ama meditasyon halinde… Müthiş bir huzur… İşte hayat bu…

Yürüyüşten sonra, bir çay bahçesinde oturdum. Yine denize nazır bir köşe seçtim kendime. Tekrar denize baktım. Yine gözlerim açık ve yine zihnim susmuş… Ama farkındayım ve uyanığım. Sadece o anı yaşıyorum. Nefes alış verişlerimi hissediyorum. Bir süre sonra nefesimin de susuyor sanki… Huzur, mutluluk ve dinginlik…

İşte meditasyon böyle bir şey bence. İlla ki sessiz ve loş bir oda içinde, çevremizde mumlar ve tütsüler, bağdaş kurup gözlerimizi sımsıkı kapatıp meditasyon deneyimlemek gerekmiyor. Her zaman ve her yerde meditasyon olabiliyormuş demek. Bunu daha önceleri bir yoga öğretmenim söylemişti. O zamanlar, ben yoganın sadece asana kısmıyla ilgileniyordum. Yeni yeni meditasyona merak salmaya başlamıştım. Öğretmenim, bir derste böyle söylediğinde, ben de tıpkı sizin gibi “hadi canım sende!” demiştim içimden. O an anlamsız gelen bu sözler, şimdi o kadar çok anlam kazandı ki benim için.

Tıpkı o öğretmenimin de söylediği gibi, yürüyüş yaparken, kendimizi o ana vererek, o anı yaşayarak, farkında olarak yürürsek eğer, bu da meditasyondur. Ya da çay içerken, her bir yudumumuzu farkederek, sindirerek, ağız tadıyla içersek, bu da bir meditasyondur. Yemeğimizin lezzetinin farkına vararak, ona odaklanarak ve her bir lokmamızı hissederek yersek, bu da meditasyondur. Aynı şekilde, arada sırada zihnimiz yorulduğunda, başımızı bilgisayar başından ya da kitaptan, kağıtlardan, o an ne ile uğraşıyorsak o işten kaldırıp, sabit bir noktaya gözlerimizi kırpmadan bakınca, bu da bir meditasyondur. Zihin yorulmuştur ve kendini tazelemek ve yenilemek için kendince bir yöntem izliyordur siz farkında olmasanız bile…

Şu an deniz kenarındayım. Dalga seslerini dinliyorum. Düşüncelerimi toplamaya çalışmaktan ve yazmaktan yoruldum. Zihnim de yoruldu haliyle. Bir an için bıraktım notebook’umu kenara. Denize baktım ve baktım. Durmadan akan, sürekli yenilenen ve değişen bir su kütlesi… İşte günlük hayatımın içinden kısacık bir meditasyon hali size. Bir düşünün bakalım, mutlaka siz de kendi hayatınızın içinde kısacık meditasyon anları bulacaksınızdır…

 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..