Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Her yerde reklâm var...Sevgiden önce...

Her yerde reklâm var...Sevgiden önce...
 

Sevinç bebek seni düşünüyorum... Yüce'den sana yardım etmesini diliyorum.http://www.reproarte.com


…ama önce reklâmlar

Sayfamda payıma düşen reklâmların içeriğinden hiç de mutlu değilim.

“Birkaç saniyede GIDINIZDAN kurtulun”

Ne keskin gözü varmış payıma düşen reklâmın!

Yok, kardeşim gıdım mıdım yok benim…

Olmayanı var gibi gösteren güç…

Gıdısı olanların sayfasına… Hadi Allah versin…

Benim sırtım ağrıyor; alerjim nüksetti lütfen bana göre olan; organik el yapımı (fabrikasyon olmayan) ürünler defile yapsınlar sayfamda…

Haberler diziler son zamanlarda çok bencilleştiler.

Reklâmları ezip geçiyorlar; yaşam alanlarını gasp ediyorlar.

Favori reklâmlarımı görebilmek için saatlerce beklemem gerekiyor.

“Gencim güzelim havam var benim; sütümü içerken dökersem imdadıma yetişir PAPALAPAP benim…Ben en iyisine lâyığım”

Bu süt dişli reklâm yıldızının belli ki kimi kimsesi yok.

Olsa…

Üstü başı saçı hali tavrı: Üç beş yaşındaki bir kız çocuğuna yakışır şekilde olurdu.

O saçlar! O Makyaj! O takılar! Küçük O…..

Büyümüş de bir daha da küçülememiş çocuklar ve denetimsiz reklâm sektörü…Hastır!

Ne yani çocuklar reklâm filmlerinde oynamasınlar mı?

Oynasınlar pek tabii ki…
Çocukluklarını çalmasınlar.

Akrabalar, yakınlar, yetenek avcıları…

PAPALAPAP’ın ilginç bir reklâmı daha var.

Oldukça vamp kadın elindeki sıvıyı masanın üstüne akıtıyor.

“Ne halt edersen et arkanda iz bırakma” diyerek…

Bir parça PAPALAPAP’la bir çırpıda masadaki yapışkanı temizliyor!

Reklâm Şirketinin adı neydi tam hatırlamıyorum.

“iÇİN deki Çocuklar”

Dövülerek kör edilen; övülerek sömürülen minik insanlar… İçimizdeki çocuklar sönmesinler…

Benim içimdeki çocuklardan biri hâlâ “Poposuna göre takılıyor”

Düşünüyor taşınıyor 14. Şubat günü için güzel bir armağan buluyor.

Ürünün markası: Özgürlük!

“Sevgililer gününü sevgili eşin yanında olmadan kutlayacaksın!

Ne alsam şimdi ben bu hatuna” diyerek fellek, fellek koşturmana gerek kalmayacak; ben bavulumu topladım bir de ucuz tarife biletim var kısmet olursa gidiyorum ve sana bir demet özgürlük hediye ediyorum. Kafanı dinle rahat ol”

Benim kafam karışık ve rahat değilim.

Muğla’nın bir ilçesinde ana dayağı ile kör olan bir bebekte kaldı aklım…

Özgür olmak istiyorum ama…

Kendimi düşünce duvarlarının içine hapsediyorum.

Dışarı çıkabildiğimde de yazıyorum.

Kesmiyor…

Ardı arkası kesilmiyor…

İstismarların…

Kime kimlere isyan edeyim…

Reklâmlardan sonra devam ederim…

30.Ocak 2010 Cumartesi

Alev Meisel İzmir’den

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..