Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '10

 
Kategori
Anneler Günü
 

her yılın annesi...

her yılın annesi...
 

Tütün üreticileri bilirler. Tütünü satılacak hale getirebilmek için, hangi zorluklara katlanacaklarını, ne kadar emek harcamaları gerektiğini.

Önce tütün çimini yetiştireceksin; çimleri toplayıp tek tek toprağa dikeceksin. Fideler büyüdüğünde, köklerini yabancı otlardan temizleyeceksin ve yaprak toplama zamanı gelecek. Tütün yapraklarını toplama işi gün doğduktan 1-2 saat sonra bitirilmelidir. Çünkü güneş fideleri ısıtmaya başladığında, yapraklar yumuşar ve fideden zor kopar.Bu işe sabaha karşı 4 ya da 5’te başlanmalı ve güneş doğduktan iki saat sonra bitirilmelidir.

Eğer küçük çiftçiysen, evdeki çocukların tümü birer tütün işçisidir .Bir kadın gecenin geç vakti çocuklarını uyandırmaya çalışıyor. Bir çocuktan diğerine koşup’’ hadi yavrum, hadi kızanım ‘’deyip telaşla tarlaya hazırlanıyor.7-8 yaşında olanların üzerini giydiriyor. Sabahın aydınlanmamış ışığında uyur uyanık olanları kahvaltıya oturtmaya çalışıyor .Anne, baba ve üç çocuk at arabasına binip tarlanın yolunu tutuyorlar. Sabah ayazı sert olur buralarda, çocukların elleri buz gibi…

Anne küçük olanları dizlerine yatırıp ellerini koynuna alıyor , yol boyunca elleri sıcacık çocukların , tabi tarlaya ulaşana kadar. Sonra onlarda büyükler gibi çalışmak zorundalar. Sabahın ilk saatleri, çıtır çıtır yaprak kırılma sesleri tarlayı kaplıyor.

Aradan otuz yıl geçti, bu gün ne zaman kendimi güvensiz hissetsem, başarılması zor .güç bir işle karşılaşsam, annemin koynunun sıcaklığı yıllar öncesinden çıkar gelir ellerime konar. Ondan sonra bütün yapraklar toplanıp bohçaya koyulur.

Sevgili annem; sen mi çalışkandın, yoksa çalışkanlık sen miydin? Hiç otururken görmedim seni. Tarlada en hızlı sen, evde en çok iş sende, ahırda hayvanların bakımında yine sen. Ben yatmaya gittiğimde sen yapılacak işlerin başında, uyandığımda sen yine yapılacak işlerin başında. Çantamı alıp okula gitmeye hazırlandığımda; bir dilim yağlı ekmekle kapıda, derin bakışlarla dünyanın en güzel’’Allah zihin açıklığı versin’inle sen..

Bir skodanın içinde babamın battaniyeye sarılı cansız vücudu indirildiğinde; hiçbir seydemeden güçlü bir yutkunmayla bayıldığını, kendine geldikten sonra büyük bir suskunluğa gömüldüğünü gördüm. Ama hep uzaklara bakar gibi derin bakışlı gözlerinde tek bir gözyaşı görmedim. Sadece o günden sonra kaldı çok üzüldüğündeki güçlü yutkunmaların.

Üniversiteyi kazandığım haberini tarlada biber toplarken almıştık. İkimizde sevinçten ne yapacağımızı şaşırmıştık. Şimdi ne olacak; öğretmen mi olacaksın?Bu tarladan, çamurdan toz-dan kurtulacak mısın? sorularıyla nasıl başaracağımızı hesaplamaya çalışıyordun .Okuldan akşam karanlığında eve döndüğümde; pencerede beni bekleyişin, beni gördüğünde gülümsemeyle sarılışın, sonra binbir soruyla ve meraklı bakışlarla yenen akşam yemekleri, ışığı söndürüp konuşmaya daldığımızda hangimizin önce uyuduğunu hiç bilemedik…

Aradan onca yıl geçti. Benim seni kırdığım zamanlar çok oldu biliyorum ama, sen beni hiç kırmadın. Senden ne bir tokat yedim nede ağır bir söz işittim. Herkese ‘’onlar çocuktur, gençtir, hata yapacaklar tabi ama öğrenecekler’’ güveniyle büyüttün bizi. Ne sen bana nede ben sana bir kere bile’’ seni seviyorum’’demedik. Ama birbirimizi sevdiğimiz gerçeğini hep yaşadık. Bir kere bile şüphelenmeden.

Şimdi onulmaz hastalıkla uğraşırken, yine güçlülüğü elden bırakmıyor; kısacık ’’ben iyiyim, bir şeyim yok ‘’ deyip, kendine ve bize dayanma gücü veriyorsun. Kışın havalar çok soğuduğunda’’bu kış ortasında ölüp de kimseye zorluk çıkarmayayım, inşallah kışı atlatırım öleceksem yazın ölmeliyim’’ deyişin, bana artık ölümle gerçekten karşı karşıya olduğumuzu gösterdi.

Bahar geldi. Ama ben yazın gelmesini istemiyorum. Lütfen biraz daha bizimle kal anne… ( 27.04.2002)

Annemi 2004 Ağustos'ta kaybettik. Tam da istediği gibi yaz ortasında..

Leylim.(2010)

 
Toplam blog
: 105
: 670
Kayıt tarihi
: 18.10.07
 
 

Karlı bir kış günü, yaşam denilen bu yola düşmüşüm. Yürümüş yürümüş de bir arpa boyu yol alamamış..