Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '11

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Her zorluğu aşan oğlum

Canım oğlum 

Bugün sana insanların sıkça kullandıkları Zor kelimesini anlatmak istemekteyim. Zor’un ne olduğunu iyi anla ki, ilerde hayatında her şeye zor diyerek insanları bıktırma. Her şeye zor diyerek bizleri bıktıran insanları çok gördüğüm ve bu tutumlarından da rahatsız olduğumdan bunları sana anlatmak istemekteyim. Umarım anlatacaklarımı iyi anlarsın ve bana hak verirsin. 

Sevgili oğlum,  

Çalışmayı seven, her işini zamanında yapmaktan onur duyan insanlar, güzellikleri seven, hayattan zevk almasını bilenlerin zor kelimesini kullanmadıklarını bilmekteyim. Onlar sadece üretir ve mazeret değil fikir ve iş üretirler. Değer üretirler. Hiçbir şey bilemeseler bile sevgi ve gülümseme üretirler. Benim sana sevgi verdiğim gibi. 

Canım oğlum,  

Zor kelimesini hayattan zevk almayan, mutlu olacak ortam var iken sadece içlerinde çalışma şevki ve heyecanı olmadığından dolayı çalışmak istemeyen “ Nerede beleş, gel oraya yerleş” mantığı ile yaşamaya çalışan insanlar anlatırlar. 

Canım oğlum,  

İnsanlarımız tedbir almadan her şeyi karşısındaki insanlardan ve Allah’tan bekler olmuşlar. Halbuki o çok sevdiğini söyledikleri Allah bile insanlara çalışmalarını, çabalamalarını, en sonra çare yoksa Allah”a yönelmelerini ister. Halbuki günümüzde insanlar çabalamadan, çalışmadan, az iş ile çok para kazanmanın, insanlarla alay etmenin, onları küçümsemenin derdindeler. 

Canım oğlum,  

Mutluluk insanın kafasında ve niyetindedir. Okullarda başarının, hocaları ciddi dinlemek, onları sevmek, onlara bilmediğini sormak ile olduğunu, bunları yapan insanların başarılı olduğunu sen 10 yaşında bilmektesin. İşte hayatta aynen okula benzer. Sen çalışırsan, gücün oranında insanlara maddi ve manevi olarak yardım edersen o zaman hayattan zevk alırsın. 

Canım oğlum,  

Günümüzde insanlar bilgi ile değil, paranın gücü ile konuşmakta. İnsanlardan bazılarının paraya değil de sevgiye, bilgiye baktıklarını, inançlarının sağlam olduklarını gördükleri zaman onlara aptal gözü ile bakarlar. Halbuki onlar gerçek manada parada mutlu olsalar kimsenin zevkleri ile alay etmez, onları küçümsemezler. Başkalarını küçümseyenler, kendini küçük görenlerdir. Cahil ve zavallı olanlar genelde bu zaaf yönlerini göstermemek için başkaları ile alay ederler ama zeki ve kültürü insanlar bu insanları anladıkları zaman onlardan uzak kalırlar. Alay etmeyi alışkanlık haline getirenleri ciddiye almak zavallılıktır. Bunu da sen anla. 

Canım oğlum,  

Çalışmak, çabalamanın önemini sana küçük yaşta derslerinin önemini anlatarak göstermekteyim. Hafta içi okul, hafta sonu dershane, spor gibi sosyal aktiviteler, sana büyük sevk vermekte. Bunları sevdiğin zaman hayatın hiç de zor olmadığını ve sevdiğin şeyleri yaptıkça hayattan çok zevk aldığını görmektesin. Hayatta aynen senin yaşadığın çocukluk gibidir. Küçük yaşta çalışmaya alışan, okulunu seven öğrenci başarılı öğrenciliğini de hayata taşır. Ama sosyalleşerek, insanlarla kaynaşarak, insanların içinde yaşayarak ama kötülerden de uzak kalmasını bilerek. 

Canım oğlum,  

Küçük yaşta tembel insanlardan uzak kalan, kötü alışkanlıklardan uzak duran insan büyüdüğü zaman hayatta da kötü alışkanlıklardan uzak kalır. Ya da ölçülü olarak eğlenir ve insanlara zarar vermeden, sevemese de kötülükleri dokunmamasına dikkat ederek yaşar. 

Sevgili oğlum,  

Ben zor kelimesini kullanmam. Bazen hayatta eli kolu olmayan insanlar görürüz. Ama eli kolu olan insanlardan daha başarılı olmuşlardır. Çünkü eli kolu olmayan insan başka organlarını, kalbini ve beynini olağanüstü çalıştırmıştır. Çünkü sağlam organlar çalışarak, bunları çalıştırmayan insanlardan daha iyi hale gelirler. 

Canım oğlum,  

Bu yüzden sen de beynini çalıştırmak için derslerini dikkatle dinlemek, anlamak, anlamadığını sormak, yatarken kitap okumak, oyun oynamaktan da asla kaçmamak, aynı zamanda da bilgisayardan da aşırıya kaçmamak üzere faydalanmak, sevdiğin televizyon programlarını da izlemek, zamanı gelince akrabalarını da ziyaret etmek, anne ve babana da bildiklerini aktararak onların da hayattan zevk almasını sağlamaktasın. Kardeşinin derslerine yardımcı olmak, onu sevmek de senin hayatta hem başarını hem de mutluluğunu perçinlemekte. 

Sevgili oğlum,  

Senin bu yaptıklarını yapmadıklar için, ya oyuna aşırı daldıklarından, ya da anne ve babalarına yardım etmediklerinden, ya da onların manevi desteklerini yanlarında hissetmediklerinden başarısız oldular. Bu başarısızlıklarında sebebi de kendileri dışında, kader, kısmet, talihte aradılar. Halbuki talih, kaderi de insana gene kendisi verir. Yani çalışan çabalayan ile seven ile sevemeyen bir olmaz. Allah bile bizlere “ Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” diyerek bilginin önemine vurgu yapar. “ Yaratan Rabbi’nin adı ile oku” der. Ne yazık ki Müslüman geçinenlerin çoğu okumamak, okusa da anlamamak için direnirler. Anlamak onlara zor(‘)gelmekte galiba. 

Sevgili oğlum,  

Sence her şey herkese her istedikleri zaman verilse, hayatta çaba harcamadan herkesin eline güzel şeyler geçse hayatın anlamı kalır mıydı sence? Hayata anlam katan da, hayatı kolay ya da zor yapan da bizim niyetimiz, bilgimiz, sevgimiz ve hayatta yapıp ettiklerimiz ile anlam kazanır. 

Sevgili oğlum,  

Anne ve baba çocuklarını gerçek manada severse, çocuklarının önünde kötü alışkanlıklarını yapmazlarsa, sizin yaptığınız gibi çocuklarda anne ve babalarının sevgisine daha büyük sevgi ile karşılık vererek onlarla güzellikleri paylaşacaklardır mutlaka.. Sizlerde öyle yapmaktasınız. Biz anne ve baba olarak hiçbir şeye zor demediğimiz için sizlerde zor dememektesiniz . Çünkü zor kelimesi bizim evde geçmeyen bir kelimedir. 

Canım oğlum,  

İnsanın güzellikleri öğrenebilmesi için öğretmenlerinden en bilgili, en sevgi dolu insanları ciddiye alıp dinliyorsa, akrabalarından ve arkadaşlarından da bilgili ve sevgi dolu insanları ciddiye alarak onlarla zaman geçirirse, onlarda her şeye zor diyerek bahane üretmezlerse sizlerde doğru arkadaş seçmenin zevki ile daha da güzelliklere gidersiniz. 

Sevgili oğlum,  

Küçük yaşta çalışmaya alışmayan gençleri, bazı anne ve babalar ilerde nasıl olsa çalışır diyerek, bu iş zor diyerek çalışmaya sevk etmez, çalıştırmaya alıştırmazlar. Çocuklarımız rahat etsin isterler. Halbuki küçük yaşta ders çalışmayı sevmeyen ilerleyen hayatta da işte çalışmayı sevmez. Sen aile çevresine baktığın zaman bunları rahatça görerek, can ile başla çalışmaya gayret etmektesin. Bun ada mecbur olduğun için değil zor nedir bilmediğin için ve çalışmayı sevdiğin için yapmaktasın. Bu tempon beni çok sevindirmekte. 

Canım oğlum,  

Gelişime önem veren ülkelerde, gelişimi önemseyen ailelerde zor kelimesini duymak yoksa, sık sık sevgi kelimeleri, çalışmak ve gelişmek kelimeleri vardır. Bu kelimeler onları daha çok başarıya da sevk eder . 

Canım oğlum,  

Hayatında zor kelimesinin olmadığı bir dünya dilemekteyim. 

Her şey güzellikle kolaylıkla olsun. 

TURAN YALÇIN-TOKAT 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..