- Kategori
- Gündelik Yaşam
Herkes Cennete gitmek istiyor ama kimse ölmek istemiyor
alıntıdır
Hikaye bu ya, yoksul bir oduncu varmış. İş bir yandan, yaş bir yandan zavallı adamın belini bükmüş.
Bir gün odunları sırtına yüklemiş, ağlaya puflaya yürüyormuş. Zor adım atıyormuş ihtiyar. Karşı yamaçtaki kulübesine doğru yol alıyormuş. Bakmış olacak gibi değil. Yıkmış yükünü yere. Oturmuş yere başlamış düşünmeye. “Nedir şu dünyada çektiğim! Bir gün olsun rahat nefes almış değilim.” demiş.
Yaşlı oduncuya dur durak yokmuş. Üstelik aç kaldığı günler de çokmuş… Çoluk çocuk bir yandan, bakkal çakkal diğer yandan, borç desen gırtlağa kadar, bir de üstelik bu odunlar canına tak etmiş.
Yeter artık bu işkence bitsin diye düşünmüş ve “Heeeyy Azrail neredesin?” diye seslenecek olmuş.
Sen misin Azrail’i çağıran, dikilmiş oduncunun karşısına, sormuş ne istiyor diye.
“Şey” demiş oduncu, “İstediğim bir yardım” “Şu odunu sırtıma ver diye çağırdım” demiş. Ha bu arada şunu söylemeyi de ihmal etmemiş: “Canımı almaya kalkma sakın. Nasıl olsa yakında alacaksın.”
Sevgili okurlarım, ölüm geldiğinde bütün dertleri siler. Siler de bize uğramasını istemeyiz.
Çocukken büyüklerimizden ölüm konusunda şu söylemi çok duyardık.:
“İnsan atın ayağı ile nalı arasında yaşasın da yeter ki ölmesin”
Eh ne diyelim hayat her şeye rağmen yaşamaya değer. Yeter ki bize verilen ömür çekini akıllı kullanalım.
GERÇEK DİLEĞİ ŞUDUR İNSANIN, HER MİHNET KABULÜMDÜR, YETER Kİ ÖLÜM OLMASIN!