Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '09

 
Kategori
Mesleki Eğitim
 

Herkes kanun önünde eşit... (midir?)

Herkes kanun önünde eşit... (midir?)
 

Adalet, bir davanın soruşturmasında profesörleri, yazarları, generalleri sabahın köründe evlerini basarak, eşyalarını talan ederek kodese tıkar da… Öteki soruşturmanın dosyasını bile Almanya’dan aylar sonra getirtirse… Halkın güven duygusunu önemli ölçüde zedeler…

Bu sonuç kaçınılmazdır.

İnsanlar, soruşturma süreci içinde niçin tutuklanır?..

Delilleri karartmasın, diye…

Kanun böyle yazıyor.

Eğer siz bir profesörün evine girip, bilgisayarına el koymuşsanız; adam neyin delilini, nasıl karartacaktır?..

İsnat edilen suç nedir?

Hükümeti devirmek.

Tarih boyunca hangi ülkede, hangi bilim adamları ihtilal yapmıştır; biliyor musunuz?..

Ama, öte yanda Alman makamlarının yüzyılın en büyük dolandırıcılık olayı olarak niteledikleri bir suçun, esas suçlularının Türkiye’de olduğunun aynı makamlarca açıklanmış olması karşısında Türk adliyesi’nin bu konudaki suskunluğunu anlamak… Ya da sindirmek mümkün değildir.

Alman mahkemesi, dolandırıcılığın Almanya’da işlenen kısmında dahi, paranın Türkiye’ye aktığını kesinleşen mahkeme ilamı ile tespit etmiş bulunmaktadır.

Peki, Bu kesinleşmiş mahkeme dosyası Türkiye’ye niçin aylar süren bir yolculuktan sonra anca ulaşabilmiştir?

Ve niçin, alelacele bu dosya hakkında “gizlilik kararı” oluşturulmuştur?

Diğer davada, tüm dosya içeriği, gazetelere servis yapılırken… Deniz Fenere dosyası üzerine gizlilik perdesi örtülmektedir.

Herkesin gözleri önünde cereyan eden bu olaylar, kamu vicdanını rencide etmekte ve adalete olan güveni erozyona uğratmaktadır.

Adaletin en bariz vasfı, eşitlikçi olmasıdır.

Herkes kanun önünde eşittir!..”

Bu ilke, adaletin ve hukuk devletinin temelini oluşturmaktadır.

Bir Devlet’in fertleri kanun önünde eşit değillerse… O ülkede hukukun egemenliğinden söz etmek mümkün değildir.

Hukukun egemen olmadığı bir ülke ise, çağdaş değildir; demokratik değildir; uygar değildir… Ve hatta o ülke, gerçek anlamda bir Cumhuriyet değildir.

Bir ülkenin sade vatandaşı, kendisine uygulanacak hukuk ile, o ülkenin Başbakanına, en gözde futbolcusuna, en değerli sanatçısına ve en zengin kodamanına uygulanacak hukukun aynı olacağına iman edebilmelidir…

Bir ülkenin hangi ölçüde hukuk devleti olduğu, o ülkenin sade vatandaşının içinde yaşadığı ortamın ne ölçüde hukuki, eşitlikçi ve güvenli olması ile doğru orantılıdır.

Bu ölçüt, demokratik hukuk devleti ilkesinin biricik ve yegane kriteridir…

Ve bu kriterin ibresi hukukun dışına kayıyorsa, o ülkenin rejimi de, kültür düzlemi de, uygarlık esası da sahte bir görüntüden ibarettir… Ve ancak, cilalı bir vitrin süsü değerindedir…

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..