Herkes yediğini sunar

Düşünmüyorum şimdi bana ne canım, kim ne yaparsa yapsın diyorum. Yapılan benim oysa. Nasıl mı? Yakıştırıyorum efendim, yakıştırıyorum. İnsan beklemediği biri acı verdiği zaman üzülür. Üzülmemek için herkesten beklemeyi öğrendim. Herkes ama herkes ömründe en az bir yıl devlet yurdunda kalmalı. Ben dört yıl kaldım. Görmeli neler var neler… Anlatmakla sığdırılmaz ki buraya. Hırsızı, uğursuzu, sapığı, psikopatı toplanmış da gelmişler sanki. Belki de bize göre buradan öyle görünüyorlar, ya biz? Biz nasılız acaba onlara göre ya da kendileri?Bilmeyenler için söylüyorum çok da matrak bir yerdir.Hiçbir şey yapma gelen geçeni görebileceğin bir yere otur yine eğlenirsin.

Şimdi okul bitti vakit çok düşünmeye. Neler yaşadım be diyorum.Değer miymiş o göz yaşına o feryada… Pehh dönüp de bakma…Ademoğlu garip ya, şimdi de başka şeylere üzülüyor ağlıyoruz yarın bir gün değer miydi diyeceğimizi bile bile…Ama her insanı muhakkak arada bir sarsan, silkeleyen konuşmalar vardır.Kendine gelirsin birden.Yıllardır o konuşmayı beklemişindir sanki.Yurtta yine böyle birilerine söylendiğim bir zamanda benim sevgili hikaye dostu arkadaşım Nazenin bana mükemmel bir hikaye anlattı.Bu hikayeyi anlatınca anlayacaksınız neden artık insanları kafama takmadığımı üzülmediğimi ve neyi yakıştırdığımı…

Vakti zamanında Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasında bildiğimiz malum tartışmaları var.Şah İsmail kalkmış Yavuz Selim’e altın göndermiş.Yavuz Sultan hediyeyi açmış ki altının etrafında altında üstünde pislikler var.Şah İsmail bulduğu hayvan ve insan atıklarını da doldurmuş hediyenin içine.

Yavuz Sultan da karşılığında ona altın ve lokum göndermiş.Şah anlamamış tabi lokum nedir.Önce askerlerine yedirmiş.Ölmezlerse ben de yerim diye düşünmüş.Bakmış askerler lokumu çok beğeniyor ben de yiyeyim demiş.Çok da beğenmiş.Yavuz Sultan Selim’e mektup yazmış

‘’Ben sana altın gönderdim içine pislik koydum, sen niye bana bu kadar leziz bir şeyi gönderdin?’’demiş mektubunda.

Ve işte o Yavuz Sultan’dan gelen mükemmel cevap:

‘’HERKES YEDİĞİNİ SUNAR…’’