Herkesin hikayesi var peki senin?

Dün Yeditepe Üniversitesi’nde; Global “kadın” network ağı olan #turkishwin ‘in ikincisini düzenlediği 2016 etkinliğindeydim. Etkinliğe katılan değerli kadın girişimcilerin hayat hikayelerini dinledim.

Bu güçlü kadınlar:

 

Elif Tukin Oygur, TurkishWIN  Direktörü & Bahar Moralıgil

Leyla Alaton, Yönetim Kurulu Üyesi, Alarko Holding

Güler Yıldırım, Harran Üniversitesi CampusWINner, Women in Business Kulübü Başkanı

Pınar Kalay, İnsan Kaynakları Direktörü, Vodafone

Melek Pulatkonak, Kurucu, BinYaprak & TurkishWIN

Neriman Ülsever, İnsan Kaynakları Grup Başkanı, Sabancı Holding

Jülide Ateş, Haber Spikeri

Hilal Gerçek, Operasyon Yöneticisi, BinYaprak

Meltem Yılmazkaya, Oyuncu

Altın Mimir, Avukat

Arzu Ünal, Ajans Başkanı, Y&R

Meral Güzel, Avrupa ve Orta Asya Bölge Koordinatörü, UN Women

Özlem Çakır, İmaj ve İletişim Danışmanı

Yrd. Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz, Yönetim Kurulu Başkanı, KADEM

Münteha Adalı, Genel Müdür, Güvensan

 

Etkinlik harikaydı. Bir kere kadın olmanın verdiği haklı gururu yaşıyorsunuz. Yaşadığın onca olumsuz durum varken görüyorsun ki çevrende ayakları üstünde dimdik duran “kadınlar” var.

Seviniyorsun, içine tarifsiz bir enerji doluyor.

 

“ONLAR YAPARSA BEN DE YAPARIM” diyorsunuz.  Zaten #turkishwin ‘in sloganı da bu.

 

“ONLAR”dan kasıt erkekler değil. Ama tabii bazı kişiler sloganı böyle de algılayabiliyor. O yüzden altını çiziyorum. “ONLAR” = KADINLAR; güçlü kadınlar, ayakları üstünde dimdik duran kadınlar, bıkmayan-pes etmeyen, sorgulayan, düşünen, araştıran, çevresini “iyiye-güzele yönlendiren” ve kız kardeşlik bağı içinde diğer kadınlara da destek olan kadınlar... Hepsinin de bir hikayesi var.

Bu kadınlar adeta Zeyna gibi savaşçı ruha sahip. Bu kadınları siz kolay kolay yenemezsiniz ve üzgünüm beyler bu kadınlar gibi olan Türkiye’de birçok kadın var. Neden üzgünüm dedim?

 

Üzgünüm çünkü kadının adını silme savaşında olan erkekler için.

 

Üzgünüm çünkü kadını saçı uzun, aklı kısa olarak algılayan erkekler için.

 

Üzgünüm çünkü kadının özgürlüğünü elinden almaya çalışan erkekler için.

 

Üzgünüm çünkü kadının yaptığı işi “karı gibi” diye tanımlayarak basite alan erkekler için.

 

UNUTMA: Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Kabil midir ki bir kütlenin bir parçasını ilerletelim, diğerine müsamaha edelim de kütlenin hepsi yükselme şerefine erişebilsin? Mümkün müdür ki bir topluluğun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok yükselme adımları, dediğim gibi, iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve ilerleme ve yenilik alanında birlikte yol alınmak gerektir. Böyle olursa inkılâp muvaffak olur. 1925 (Atatürk'ün B.N., S. 95)

 

Yıllar önce söylenen harika bir söz. Hala daha kadının özgürlüğünü, kadının eğitimini, kadının iş sahibi olması gerektiğinin altını çiziyoruz. Neden? Çünkü ne yazık ki hala daha ülkemizde kız çocuklarını okutmayan, kadınların çalışmasını istemeyen erkeklerimiz var olduğu için. Hatta kadının kaç çocuk doğurması gerektiğini bile bilinçlere eken ve destekleyen bir sistem içerisindeyken söylesene senin hikayen ne?

 

 

 

Sevgiler