Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '13

 
Kategori
Siyaset
 

Herkesin kayışı koptu, başbakanın da mı koptu?...

Herkesin kayışı koptu, başbakanın da mı koptu?...
 

Herkesin kayışı koptu, başbakanın da mı koptu?...

Sayın Başbakan; “1999'da, 'MHP ile koalisyonu içime sindiremiyorum' diyen hanımefendiye ağzını açmayan, tıpış tıpış gidip koalisyona ortak olan, o gün kuzu kesilen Sayın Bahçeli, bugün aslan postunda bize kükrüyormuş gibi yapıyor” diyor.

Diyor da bir şeyi unutuyor ne yazık ki…

Anayasa değişikliği için meclisin toplanması ve karar alabilmesi ve belli sayıya ulaşılabilmesi gerekiyordu. O zaman kim meclise girdi de istenilen sayıya ulaşıldı?

MHP Sayın Başbakan, MHP…

Birincisi, iktidara “Nasıl çözeceksiniz, nasıl çözüyorsunuz” diye soruyor muşuz. Evet, soruyoruz.

İkincisi, “Terör bittikten sonra ne olacak” diye soruyor muşuz. Hayır, sormuyoruz, nereden çıkarıyorsun?

Birincisini bilmek hakkımız, milleti sen koyun mu sanıyorsun ki ne dersen de, peşine takılıp gelecek?

Ha… Takılan olurmuş, olsun, onlar takılsın ama biz bilmek istiyoruz.

Sayın Başbakan şunları da söylüyor…

“Ülkemizi, vatanımızı, birliğimizi, bütünlüğümüzü, bayrağımızı, cumhuriyetimizi tartışma konusu dahi yapacak en küçük bir girişimin içinde değiliz, olmayız ve olamayız. Hiçbir pazarlığın içinde de değiliz, olmayız. Üç-beş tane çapulcu köşe yazarının yazısı, benim milletimin beklentisi olmamalıdır. Biz ne diyorsak milletimiz ona baksın, ona güvensin, ona inansın. O dediğim tür köşe yazarlarının derdi milletin zihnini bulandırmaktır.”

Gelelim bu söze…

Sayın Başbakan… Ben de size inanmayan “Köşe Yazarlarından” biriyim. Çünkü bir dediğiniz, bir sonraki dediğinize tutmuyor.

Biliyorsunuz, çocuk katili, terör örgütünün başı ile görüşmediğinizi söylemiş, bunu söyleyenlerin “Şerefsiz” olduğundan söz etmiştiniz, görüştüğünüz ortaya çıktı ve ne görüştüğünüzü hala bilmiyoruz.

“…Hiçbir pazarlığın içinde değiliz…” diyorsunuz da, PKK terör örgütü, sınır dışına çekilmek için bazı şeyler istiyor. Siz de “Vermem” diyorsunuz. Diğer taraftan "Geri çekilme" konusunda İmralı'daki cani "Ben MİT ile görüştüm, her türlü güvenceyi aldım" diyor. Ne güvencesi verdiniz? Verdiyseniz bu pazarlık değil mi?

Hiçbir pazarlık içinde olmayacaksanız, “Ülkemizi, vatanımızı, birliğimizi, bütünlüğümüzü, bayrağımızı, cumhuriyetimizi tartışma konusu dahi yapacak en küçük bir girişimin içinde…” değilseniz, o zaman ne diye “Akil adamlar” diye bir sürü adamı sahaya sürdünüz?

Millet ile mi pazarlığa hazırlanıyorsunuz?

“…Biz ne diyorsak milletimiz ona baksın, ona güvensin, ona inansın…” diyorsunuz demesine de, sizin ne dediğinizi biliyor muyuz ki?

Daha doğrusu “Çözüm konusunda” ne dediğinizi, aklınızdan ne geçirdiğinizi biliyor muyuz ki?

Hayır, bilmiyoruz ve bilmediğimiz için de demokratik koşullar içinde, hakkımız ve haddimiz ölçüsünde soruyoruz.

Ve…

Biz sordukça sizin huzurunuz kaçıyor.

Neden? Bir suç mu işliyorsunuz ki?

Eğer milletten saklayacak bir şeyiniz yoksa kızmanıza gerek de yok, aklınızın dibindekini açıkça söylersiniz, biz de biliriz.

Bu şartlar altında sizin de bize hakaret etmenize “Çapulcu köşe yazarı” demenize gerek kalmaz. Zira böyle bir hakarette bulunmaya hakkınız yok.

O nedenle sayın başbakan, o nedenle…

Sözlerinizi asla kabul etmiyor ve “Mahrecine” iade ediyorum.

Siz de “Kayışınıza” dikkat ediniz lütfen, kopmasın…

Saygılarımla Sayın Başbakan…

22 NİSAN 2013
İBRAHİM PEKBAY
 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..