Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '09

     
    Kategori
    Deneme
     

    Herşey Normal... mi acaba ???

    Herşey Normal... mi acaba ???
     

    Hrant'tan sonra bir daha kurulmayan saat...


    İşyerimdeyim, görevli telefonla kargonuz var diye haberdar etti beni... Normal... Asansörle indim, küçükçe bir koli... İmzalar vs. Tekrar işime döndüm... Biliyordum, beklediğim bir kargoydu... Buraya kadar herşey normal... Kısa bir teşekkür telefonu.. Sonra devam işlerle boğuşmaya... hala herşey normal.

    ...bir saat sonrası; Yemek için çıkarken o minik kargo kolisini de aldım... Evim işyerime 10 dk mesafede... Hızlı yürüyüşle... Her şey normal... Eve girdim, doğrudan mutfağa yöneldim... Her şey normal... Koli kutusunun içinden özenle sarılmış ikinci bir mukavva içinde korunan zeytinyağı tenekesi. İsimsiz... ama hemen o muhteşem kokusunu sundu bana... Halis Zeytinyağı bu... Normalden çıktı işler... Altında kalmış ikinci bir şeffaf poşetle sarılı bir paket... Her şey hala normal, zeytinyağı kokusu hala ekstra... Şeffaf poşet yırtılarak açıldı, beyaz bir havluyla sıkı sıkı sarılı... Belliki artık işler normalden çıkacak... Havlu hızlı hızlı açıldı... Acelecilik bende normal... İçinden 4 kalıp beyaz sabun, orantısız kesilmiş belli ki el işi... Mis kokusu yayıldı ortaya... Eeee, beklenecek bir olay zeytin sabunu bu... Güzel kokması normal...

    ...ve asıl bu yazıyı yazmaya neden olan şey karşımda... Bu, bu normal değil... Anormal... Olağanüstü bir şey... Bu insanı dağıtan, sarsan bir şey...

    ...bu dostluğun eli, dostun parmakları, düşmana karşı elbirliği, Hrant'ın gönlü, Sabinamın işvesi, eşimin gülüşü, Angelinamın dudağı... Bu yaşamın ta kendisi dostlar. Bu bir zeytin dalı.

    BU BİR ZEYTİN DALI dostlar, büyük harflerle... Zeytin Dalı bu...

    Eeee be Şafak, ne yaptın... Sadece ve sadece bir zarfa koyup bu dalı gönderseydin bile borcumu ödeyemezdim sana... Ben bu yükün altından nasıl kalkacağım be Şafak... Nasıl karşılık verebilir ki insan?

    Barışı sundun bana, Hrant'la tanımıştı seni Garine, sonra da bana fısıldamıştı seni.. Hrant'la gelen kabulümüz değilmiydi? Emirdi bana Hrant'la gelen... Emre uydum... Sonra sen rüştünü ispat ettin, dostlarıma... Kimisi ablan, kimisi baban artık... Benimse canımdan cansın... Senle artık farklı bir boyuttayız Şafak... Sen beni ağlatansın... Duygusal biriyimdir, hiç utanmam ama koca evde tek başına, mutfakta görmeliydin be Şafak... Görmeliydin beni... Gözyaşlarım gelecek için ölenlere gitti... Başta ortak noktamız Hrant'a...

    Sağol güzel dostum, sağol... Zeytin Dalı için sağol... Tabiki zeytinyağını her kullandığında eşimin aklına geleceksin, sabun tenime deydiğinde anacağım seni ama...

    ... ama Zeytin Dalı başka... O salonumun en müstesna yerinde sergilenecek... O başta Hrant'ın gönlü, Şafağımın tombul yanağı, Angelinamın etli dudağı, eşimin gülüşü, Sabinamın işvesi. En başta da barışımın simgesi.

    Sağol Şafak sağol. İyiki varsın.

    İyiki varsınız dostlar, iyiki varsınız...

     
    Toplam blog
    : 1
    : 621
    Kayıt tarihi
    : 07.05.09
     
     

    21.12.1965 doğumluyum. Edebiyat Fakültesi mezunu olup, bir firmanın finans sorumlusuyum. Parayı hiç ..