Hesap..

IMF bile Türkiye'nin 2001 kriz'ine benzer bir ekonomik kriz'in taşıyamiyacağını ve benzer bir kriz'in Türkiye için ekonomik çöküş anlamına gelebileceğini belirten açıklamalarını zaman zaman gazetelerde okuyoruz.

Şimdiye kadar yaşanan ekonomik krizlerde dayanışma kültürümüzün destekleriyle aşılmış, ancak ülkemizin bireylerinin çoğu ekonomik zorluklarla yaşadığı için, dayanışma duygumuzla artık krizler aşılamıyor, aşılamıyacaktır.
Otuz yıl'ı bir düşünelim.

Otuz yıl bu ülkemizdeki insanlarımız, eflasyon ve çeşitli ekonomik krizler ve zorluklarla savaş vermiş ve hala vermekte.
Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar uzun süreli eflasyonla yaşamamıştır.

Eflasyon'u yukarıya çeken birçok etkenlerden biri de, seçimler ve özellikle hükümet'in belirsizlikleridir. Hükümet'in belirsiz koşullardan nemalanan sermaye kuruluşları, ürettikleri ürünlerine fiyat artırımları yaparak ve döviz-borsa spekülatifleriyle eflasyon'u yükseltmektedirler.

Artik yeter!
Ülke ekonomisini kimsenin bozmaya hakkı yoktur.
Serbest piyasa ekonomisi programını AKP iktidarı değil de başka bir siyasi parti iktidarlığı dahi olmuş olsa bile, hiçbir iktidar değiştiremez, bozamaz. Değiştirilmemeli, bozulmamalı.

Madem ki, ülkemizin kalkınmasını istiyoruz neden mevcüt iktidarı bozmaya çalışalım? Tabi ki muhalefet partileri muhalefet söylemleri olacaktır iktidar'a karşı, demokrasının gereği de burada zaten.
Ama artık seçmen karar versin seçeceği iktidar partisini. Eğer Ergenekon davasıyla birlikte temiz ekonomi, temiz siyaset gelecekse ülkemiz yörüngesine, 'ki. son gündemimizdeki gelişmeler onu göstermekte..' o zaman hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeni siyaset ve yeni ekonomi anlayışıyle seçmen de daha bilinçli bir seçmen olacak.

Kimse Atatürk ilkelerine zarar gelebileceğini sanmasın.Türk Silahlı Kuvvetleri var olduğu müddetce ve halkın hayat damarlarına nüksetmiş ilkeler'i kimse bozamaz..bozamayacaktır.
Bu nedenle AKP iktidar'ının Atatürk ilkelerine zarar vereceğini düşünmüyorum. Sadece, oy avcılığı güdümüyle din unsurunu kullanmamasına özen göstermelidir. Anayasa Mahkemesinin de amacı bu yönde olduğunu düşünüyorum.

Bundan böyle Türk işadamlar'ına, dolayısıyla TUSIAD'a düşen görev'in eğitim ağırlıklı bir ülke oluşturmamız için kolları'nın sıvanması olduğudur.
Daha çok eğitilmiş insan demek, daha çok düşünen toplum demektir.
Daha çok düşünen toplum demek, oy tercihini daha sağlıklı yapan toplum demektir. Daha sağlıklı oy tercihini yapabilen toplum demek, daha çok hesap ve hakkını sorabilen toplum demektir.

Saygılarımla.