Hesap günü…

Bazı günler vardır ki hepimiz o günlerin manevi enerjisi ile kendimizi hesaba çekeriz. Hesap sonunda bazen ortaya kendimizin bile onaylamıyacağı sonuçlar çıkabilir. O zaman sessizce o konularda kendimize çeki düzen veririz. Bayramlar işte böyle günlerdir. Gerek fiilen katılır, gerek medyayı izler ve okur, bu enerjiyi alırız. Bende bu fırsatı kaçırmamak için sabahın erkeninde önce internet medyasını, sonra dışarı çıkıp yazılı basını takip ettikten sonra Tv, ekranlarındaki canlı yayınlara odaklandım. Amacım “Cumhuriyetimiz” ile ilgili olarak kendimi hesaba çekmek. Herhangi bir yanlış fikir sahibi isem vicdanımın yardımı ile doğruyu bulmak.

Sabahın erkeninde gerek internet medyasında, gerekse gazetelerdeki turumdan bazı anektotları sizlerle paylaşmak istedim. Neler yok neler.

Kimi, baş sayfasını olduğu gibi silahlı kuvvetlerimize saldırıya ayırmış. Hem nasıl saldırı. Tecavüzcünün ağzından salyalar saçarak kurbanının üzerinde orgazm zevkini tamini gibi. Hemde bu tecavüzcülerin üzerinde demokrasi gömleği var. Ama cumhuriyet bayramı ile ilgili tek satır yok.

Kimi, PKK teröristlerini masum gösterme çabası içinde insanların hoş görü duygularını manüple ediyor. Erdemden, hoş görüden dem vuruyor. Sanki binlerce evladımızı onlar hain tuzakları ile şehit etmemiş gibi.

Kimisi Milli Görüş şurasının bu gün toplanacağı haberini sevinçle veriyor. Ama Cumhuriyet bayramımız ile ilgili tek satır yok.

*Dini bütün sade vatandaş olabiliriz,

*İktidar partisi yanlısı veya karşıtı olabiliriz,

*Kendimizi farklı etnik aidiyete mensup hissedebiliriz,

*Hatta kendimizi Türk değilde başka bir milliyetin mensubu olarak görebiliriz.

Şunu asla unutmamalıyız ki, bütün bunlar, bize bu topraklarda bir çok dünya ülkesinin gıpta edeceği biçimde yaşama şansı veren Cumhuriyetimizi yok sayma, onun getirdiği demokratik ortamı fırsat bilip, Cumhuriyetin özüne, kurumlarına saldırmamızı mazur göstermez, diye düşünüyorum. Ne dersiniz?

Perşembe, 29/10/2009