Hesap-Kitap

Sanırım bir toplumda, toplumsal düzeni ve kamusal güvenliği tehdit edebilecek en büyük handikap:

Dinin siyasal bir araç olarak kullanılmasıdır.

En son olayımız, vakıf olduğunuz gibi…

Kadınlar günü dolayısıyla bir toplantı anında, “güya” ve “sözde” ezanımızın ıslıklandığı…

Evet… Daha önceki olaylarda olduğu gibi, bunun da bir “saptırma” veya “siyaset mühendisliği” olduğu anlaşıldı. Daha doğrusu, olayın görgü tanıkları, kendilerinin bu yönde bir şeye şahitlik etmediklerini ifade etmeleridir.

Şimdi sormak gerekiyor: Siyasetçiler, neden toplumumuzun mukaddes değerlerini “kaşımak” amacıyla her fırsatı değerlendiriyorlar?

Din bezirgânlığının bizim topraklarımızda fazlaca rağbet görmesi, popülist siyaset güden siyasetçilerin, toplumun “yumuşak karnı” olan dince kutsal sayılan “moral değerleri” amaca giden yolda araç olarak kullanmak istemeleri, milletimizin hep kaybına neden olmuştur!

Aynı şeyler… Bu partilerin seçimlere yönelik yaptıkları ittifaklar içinde geçerli. Cumhuriyet Halk Partisini terör örgütleriyle irtibatlı göstermek, CHP’yi terör örgütlerinin savunucusu gibi göstermek…

Bunlar, hep bir siyaset mühendisliği garabetleri olsa gerek! Eğer, HDP terör örgütünün bir uzantısı ise, yani bu parti “meşru” değilse, ANAYASA MAHKEMESİNİN görev alanına gireceği için kapatırsın.

Ama, sırf güdülen siyasete malzeme yapmak amacıyla insanların kutsal din duygularının sömürülmesi, ortalıkta herhangi bir şey yokken, meşruiyet açısından tartışma götürmeyecek “argüman” sunmuyorken, toplumun bir kesimini “din düşmanı” göstermek, yine sırf muhalefet partisine oy verecek diye “terörist” ilan etmek; bu dünyada olmazsa bile mahşer-i vicdanda karşılığını bulacaktır.