Hesap tutmaz ihtimaller.

Dünya üzerinde iki şehrin arası bu kadar mı ulaşılmaz olur?

 

Hani bir de dünya küçük derlerdi. Ölçekleme hatası mı bizim ki?

 

Farklı zamanlarda, farklı iki şehirden kalkan, farklı hızlarda iki otobüsün aynı zamanda aynı yerde olma olasılığı ne kadar çoksa, bizim o otobüslerin birer yolcusu olabilme olasılığımız.....

 

Hadi aynı şehre düştük. Aynı zamanda aynı semtte, aynı yol üzerinde karşılaşma ihtimali?

 

Matematiğim hep kötüydü benim. Formüllere uydurmayı da sevmem hiç bir şeyi. Zaten uydurabilseydik formülüne, sonuçlardan bu kadar zarar çıkmazdı.

 

Hani tesadüf diye bir şey vardı?

 

Hiç beklemediğin bir yerde karşılaşıverirsin. Acelesi vardır sağına soluna bakmadan koşturuyordur yollarda, seni fark etmez. Taaa ki çarpışmaya ramak kaldığı anda...

 

Ya da tek kişilik bir kahve yalnızlığına sığınmıştır masalardan birinde. Yanına gidip gitmemek arasında kalıverirsin. Yok, seçim sana kalmamalı. Tamamen tesadüf olmalı her şey.

 

Seçeneksiz karşılaşmalı, kaçışı yok. Ya yalnız değilsek o an. Bin de bir ihtimal gerçekleşsin orda da teke tek olmayalım, yok yaaa. Ben olsam böyle boktan bir senaryo yazmam.

 

Aynı oyunun, yan yana koltuklarına düşen birbirinden habersiz iki seyircisi, büyük bir tesadüfün iki kahramanı çıkarsa. Her şey o an doğaçlama.

 

İhtimaller üzerine kurulan bir hikayenin karakteri olmak, ömrünü piyangoya bağlayan bir parasızın kaderini paylaşmaktır. Ya tutarsa....