Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '12

 
Kategori
Deneme
 

Hevesle gelen çelişki

Hevesle gelen çelişki
 

Hani hepimizin böyle bir anlık hevesleri vardır. Bazı insanlar “diyete başlıyorum zayıflayacağım valla bak” diyerek ilk gün tüm o sevdiği yiyeceklere bakar ve diyette olduklarını söyleyip yemezler ama ikinci gün “başlarım lan böyle işe allah beni böyle yaratmış beni seven böyle sevsin” deyip ne varsa mideye indirirler. Hevesleri böylece geçer. Bazı insanlar da kendine yeni bir hobi bulurlar. Bir iki gün bu hobilerini icra ettikkten sonra bir daha yüzüne bakmazlar. Benim de başımdan geçen böyle bir “günlük tutma hevesi” vardı. Bir kez mi? Yok maşallah her ay birkaç kez geliyor bana bu heves.

Kapı kapı dolaşıp o özel defteri aradım

Entrikaları ve çetrefilli şeyleri çok seven biri olarak hayatımda olan bu türden gelişmeleri bir kenara kaydetme ihtiyacı hissediyordum. Maksat ileride çocuklarıma okuturum ve “aman ha sakın bunları yapmayın çarpılırsınız” diyebilmek ya da “lan hangi akılla bunu yapmışım ben” diye ders alabilmek yani. Tabi bunu öyle kuru kuru bir kağıda yazmak olmaz deyip kimsede olmayan ve bu iş için özel ayrılmış özel defterler arama telaşına başladım. D&R’dan başlayıp sırasıyla Kabalcı, İnkılap gibi büyük yerlerin yanı sıra arka sokaklardaki küçük kırtasiyelere kadar hayalimdeki o defteri bulabilmek için baya büyük bir çaba verdim. Sonunda bulduğumu anlayıp aldım o defteri. Şöyle bir baktım ve “işte bu, bütün sırlarımı bu deftere yazacağım” diyerek evimin yolunu tuttum, dediğim şeyi yapmak için.

Koskoca defterin sadece bir sayfası dolu

Eve geldiğimde büyük bir heyecanla günlüğe yaşadıklarımı yazmaya başladım ve “evet bundan böyle her gün ayrıntılı bir şekilde yazacaksın” diyerek kendi kendime bi gaz verdim. İnanır mısınız şu an o defterin sadece bir sayfası dolu. Çünkü sonrasında yazmaya üşendim. Defter şimdi bir kenarda duruyor ve ben yüzüne bile bakmıyorum. Hayır deftere yazacak şey bulma sıkıntısı yaşıyorum. Yani günlüğe “bugün okula gittim geldim çok iyiydi matematikten 40 soru çözdük” diye ilkokul çocukları gibi yazmak da istemiyorum. Ne bileyim bir atraksiyon olsun bir ekşın olsun, bunları yazmayı tercih ediyorum. E tabi süpermen değilim ya her dakika bir adrenalin patlaması yaşayayım, dolayısıyla yazacak bir şey bulamıyorum.

Çelişki de burada başlıyor. Ne zaman günlük yazmaya başlasam hayatım acayip derecede sıkıcı oluyor. Yazacak bir şey bulamıyorum. Ve her heyecanlı olay yaşadığımda “bu sefer düzenli günlük tutacağım bak” diyorum, ama yine bırakıyorum. Parça parça sadece bu olayları yazmak istemediğimden de hepten bırakıyorum günlük yazmayı.

Demek istediğim, gerçekten sevmediğiniz bir hobiye hiç başlamayın daha iyi. Eziyet oluyor, üstünüze biniyor sonra.

Ve umarım bir hevesle başladığımız o hobilerimiz bir gün birleşip bizden intikam almak için dünyayı ele geçirmezler.

odulendro.

 
Toplam blog
: 12
: 312
Kayıt tarihi
: 07.08.12
 
 

17 / İstanbul Selam. Ben Ödül. Adımı duyanlar genelde takma ismim falan sanıyor. Hayır değil...