Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '08

 
Kategori
Anılar
 

Hey gidi günler

Hey gidi günler
 

Aklıma çocukluğum geldi... Bahçeli bir evde büyüdüm. Misket oynadım, çivi oynadım, yakartop oynadım, yılan oynadım, seksek oynadım, taş oynadım, istop oynadım, saklambaç oynadım, ağaçlardan düştüm, kışın kartopu oynadım, tornetle kaydım, domatesi ve her türlü meyvayı sebzeyi dalından hormonsuz olarak yedim, hanımeli topladım, papatya topladım, gül topladım elime diken battı yine de topladım, leylak topladım... Neler neler yaa... Çok güzeldi.

İki tane de kız arkadaşım vardı mahallede diğerleri erkekti. Hatta birgün sokağımızın karşısında oturan Nazan’a giderken kamyonun altına girmekten son anda kurtulmuştum. Bunun üzerine babam çok uzun süre bahçe dışına çıkmama izin vermemişti

:))))))))) Tornet ne derseniz, abimle komşu oğlanlarının kavga gürültü ve küfürle karışık birlikte yaptıkları, üzerine oturup yokuş aşağı yalpalayarak kaydığımız uyduruk bişeydi.

Blog arkadaşımız Ömer Turan’ın “Çocuk olmak zor bu şehirde” isimli yazısını okudum.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=142440

Şimdiki çocuklar gerçekten çok şansız. Erkenden kalkıp sobanın üzerinde ekmek kızartan tereyağı ve balı karıştırıp kızarmış ekmeğin üzerine süren anneleri yok.

Ve yine blog arkadaşlarımızdan Emekli Öğretmen’in “Müsait olunca beni sever misin” isimli yazısında belirttiği üzere sevgi yoksunu da büyümedik.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=142475

Eskiden aileler daha bir kalabalıktı. Çekirdek aile gibi görünsek de dört çocuk ve anne babadan oluşan kocaman altı kişilik bir aileydik. Amcalar dayılar kuzenleri de her zaman yanımızda görebiliyorduk.

Her misafir geldiğinde hiç sorulmaksızın kocaman yer sofraları hazırlanırdı. Büyükler önceliği çocuklara verirdi hep. Kadınlı erkekli çocuklu büyüklü sofralarda keyifle yemeklerimiz yerdik.

“En çok anneni mi seviyorsun babanı mı” sorusu hiç bıkmadan sorulurdu. İçimden “öff yaa yine miii” diye geçirir sonra “ikisini de” derdim. Bu cevabı aile büyükleri hiç kabul etmek istemezdi. Mutlaka ikilik yapmamız beklenirdi. Onları nasıl ayırabilirim ki? Hayatımda ikisinin de çok özel bir yeri var.

Kalabalık olmamıza rağmen hepimizle tek tek itinayla ilgilenirlerdi. :) Bahçemizde her türlü sebze meyva vardı. Dalından koparıp hemen yeme şansına sahiptik ama ben şeftali yiyemezdim arıdan çok korkardım, çünkü alerjim var. Babam yerken yanımda bekler beni arıdan korurdu.

Ayvamız vardı taşa sürtüp tüylerinden arındırırdık. Hayatım boyunca o kadar tatlı ayva yemedim.

:)))))) Bu şarkı bitmez...

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..