Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '12

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Hey Spartalılar

Hey Spartalılar
 

Bizim burda bahsettiğimiz spartalıların M.Ö 2000 yılında kurulan Sparta kenti ile uzaktan yakından alakası yok tabi.. Ege civarı topraklar, Trakya onlara spartalılara iyi gelmiş, savaşmışlar sevişmişler…  Adları içinde bulunduğumuz on yılda bir filme konu olmuş..

Milliyet Blog yazarlarından bir grup, bi dönem sanırım 3 yıl öncesi, üzerlerine çok yüklenildiği için kendilerini spartalı olarak tanımlamaya başlamışlardı.. Bu sıralar bi çoğu yazmıyor darbe tehlikesinin hissedildiği ağır dönemlerde “dur de” yazıları yazmaktan dolayı bayağı hırpalanmışlardı..

Bizim spartalıların tek hükmü var “iyiler kazanır, kötüler kaybeder.” Yazının son cümlesi olacak cümle ile  ile başladım onları anlatmaya… Olsun..

Onlar ezelden beri Anadolu da yaşıyorlar, şu sıralar dünyanın heryerinde dağınıklar.. 

Son zamanlarda “biz %99 uz “ eylemlerinde görüldükleri de oluyor, görülmeseler de zihinleri kalpleri oralarda…

Ben son 3 yıldır Arşil’in köyüne yakın bir kıyıda yaşıyorum.. Bazen bezdiğim oluyor bezdikçe, kendimi vuruyorum dağa bayıra..

Spartalılar melez..

Onlar, etnik kökenlerinin devleti peşinde değil, çok bi devleti gereksiz görüyorlar birleşik Avrupa'yı seviyorlar.. Bir kimliğin içine de hapsolmuyorlar.. Ötekinin gözüyle bakıp ötekinin derdiyle dertlenebiliyorlar..

Hiyerarşiyi de sevmiyorlar heterojenler... Aptal' a aptal diyorlar..

Sorunlarının çözümüne yönelik taleplerini silaha, herhangi bir şiddete başvurmadan anlatma çabasındalar.. Mesela Gandi’yi seviyorlar..

Spartaküs dizisini de seyrediyorlar hatta o spartaküs’ün saç tipini de kullandıkları oluyor..

Onlar dünya üzerindeki devletlerin vatandaşlarına işkence yapmasına, ona şiddet uygulanmasına uluslar arası tepkinin gerekli olduğunu düşünüyorlar; şiddeti hiç bir yandan haklı bulmuyorlar..

Spartalılar bu sıralar yorgun sanki yoğun suskunlukları ondan..

Yorgunlar ama yağmuru bekliyorlar..

Birde spartalıların son günlerde paylaştıkları bir cümle var; “eskiden sadece örtünmek için yaprak vardı..” cümlesi..

Gezegenin yokoluşuna karşı, küresel ısınmaya karşı, iklim adaleti derken  geldikleri cümle bu…

Yaşamak için zorunlu olmayan, gezegene atık bırakan, ona zarar veren her türlü üretim ve tüketimden elimizi ayağımızı çekmeliyiz diyorlar..

Evet bir de yağmur….

 

“Anarres’te hiçbir şey güzel değildir, yalnız yüzler güzeldir.

Diğer yüzler, erkek ve kadın yüzleri.

Bizim onlardan başka birşeyimiz yok, birbirimizden başka bir şeyimiz yok.

Burada siz mücevherleri görüyorsunuz, orada gözleri görürsünüz.

Gözlerde de görkemi, insan ruhunun görkemini görürsünüz.

Çünkü bizim erkeklerimiz ve kadınlarımız özgürdür, hiçbir şeye sahip olmadıkları için özgürdürler.” Sy.197 Mülksüzler Ursula K. LEGUIN

 

Biz bu zamana ve yere misafiriz.

Geçip gidiyoruz.

Amacımız, gözlemek, öğrenmek, büyümek,

Sevmek ve sonra eve geri dönmek.

Aborjin atasözü.

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..