Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '11

 
Kategori
Öykü
 

Heybeli'de aşk

Heybeli'de aşk
 

Gün batımındaki son vapura bir kez daha baktı ve gözlerindeki yaşı sildi. Gelmeyececek dedi, bugün de gelmeyecek...

Sustu her zamanki gibi, arkasını döndü ve her sabah bıkmadan geldiği yoldan yavaş yavaş yürümeye başladı. Hızlı yürüyemezdi zaten yılların verdiği yorgunlukla... Tek başına yaşadığı evin kapısına geldiğinde bir kez daha ümitlerinin yıkıntısı içindeydi.

İçeri her girişinde yaptığı gibi ilk önce aynaya baktı. İçini bir kez daha çekti ve yaşlandın artık dedi... Oysa yıllarca yaşlandığının farkında olarak yaşıyordu. Ama bu kez farklıydı, olup biten herşeyin farkına varmış gibi sustu önce.

Ağlamak istemiyordu artık, değişmeli bir şeyler diyebildi sadece. Evet değişmeliydi, değiştirmeliydi kendini...

Bir aşkın yası bu kadar tutulmamalıydı...Tam yirmi yıl...

Askeri okulda öğrenci olan genç Heybeliada'ya gezmek için gelmişti oysa. Nerden bilirdi ki Ermeni bir kızın yüreğinde derin yaralar açacak... Sevdi... Çok sevdi... Hangisi daha çok sevdi bunu bile kıyaslamadılar... Artık her hafta sonu gelmeye başladı genç Heybeliye...

Sabahın ilk ışıklarında gelen vapurla bekledi sevdiğini kız bir yıl boyunca... Her gelişinde bir kez daha seviyordu kız ve bir kez daha korkuyordu gitmesinden.

Genç, son gelişinde ailemle geleceğim deyince bir kez daha korktu kız kaybetmekten... Ama bir kez daha sevdi onu sahiplenmek istediğinden...

Bir kez daha sarıldı kız. Sustu, zaten yarım kalmış türkçesiyle anlatamazdı içinde kopan fırtınayı gence... Gözlerine bakıp anlatmaya çalıştı yüreğini... En sevdiği ortanca çiçeklerinden almıştı sanki maviliğini gencin gözleri.... Kız için herşey maviydi sonsuz bir aşk gibi... Heybelide aşk başkaydı belki... belki aşk yüzünden başkaydı Heybeli...

Ve gün bitti... Son vapura uğurladı kız sevdiğini, ümitlerini ve aşkın en mavi halini... deniz, gökyüzü, ortancalar hep maviydi kızın aşık olduğu gözler gibi...

Bir hafta bekledi... Bir ay bekledi... Bir yıl bekledi... Be yirmi yıl bekledi... Sanki aşk maviydi sonsuzluk gibi sonsuza dek mavi bir çift göz bekledi..

Gençten hiç haber gelmedi... Kız aşkın sonsuza kadar beklemek olduğunu öğrendi, çünkü sevdi... çok sevdi... Kız daha cok sevmişti...

Gözlerinden süzülen yaşı sildi ve bahçeye çıktı, karanlık iyice bastığı için ne mavi deniz, ne gökyüzü, ne de ortancaların rengi belirgindi... Ama biliyorduki yarın hepsi mavi olacaktı... Mavi bir çift göz belki yarın Heybeli'ye uğrayacaktı...

Yok yapamam diye fısıldadı sessizce. Değişmek demek kendinden vazgeçmek demekti ona göre, vazgeçmek... Yapamazdı bunu, ihanet edemezdi kendine, yüreğine, bir çift mavi gözlü gence... Kime ihanet ettiğini bile bilmeden beklemekti onu mutlu eden belkide... Bu yüzden bekledi senelerce Heybeli'de... 

 
Toplam blog
: 10
: 349
Kayıt tarihi
: 26.07.11
 
 

27 Şubat Gaziantep doğumluyum. Bilgisayar programcısıyım ama işimin beni tam anlamıyla tasvirledi..