Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '11

 
Kategori
Seçim
 

Heyecansız/Siyasetsiz seçim

İki gün sonra milletvekili genel seçimleri yapılacak. Temsili demokrasinin amentüsü olan “Seçimler”de, seçimimizi yapacağız. 

“Özgür “bir ülkenin, “özgür” vatandaşları olarak yöneticilerimizi “özgür”ce seçeceğiz! 

Temsili demokrasinin amentüsü olan genel seçimler, temsili demokrasinin bütün kurumlarıyla gerçekten hayata geçtiği Batı Avrupa ülkelerinde yaşana seçimlerle karşılaştırıldığında; sadece “Temsil” düzeyinde kalıyor. 

Seçim sistemi, siyasi partiler yasası, %10 seçim barajı gibi büyük partileri koruyan ve kollayan yasal uygulamaların yanı sıra; seçimler sırasında sandık kurullarına sadece mecliste grubu olan partilerin temsilcilerinin görevlendirilmesi gibi uygulamalar da seçimlerin ne kadar adil olup olmadığını göstermesi açısından oldukça adaletsiz. 

Bu adaletsiz uygulamalarla yapılacak olan 12 Haziran genel seçimleri ise var olan hükümet-muhalefet şekillenmesinden farklı, yeni bir sonuç yaratmayacak olması bakımından oldukça heyecansız. 

Ana muhalefet partisi CHP yetkilileri bile AKP’nin 1.parti olacağını ifade ediyor. Merak edilen ise AKP’nin anayasa değişikliklerini referanduma götürecek 330 milletvekili sayısına ulaşıp ulaşmayacağı. 

CHP’nin ya da MHP’nin iktidar olup olmayacağı tartışılmıyor bile. 

BDP destekli “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku”nun ise 30 civarında milletvekili çıkararak mecliste renkli, direngen ve gerçekten muhalefet olacak bir grup oluşturması bekleniyor. 

Heyecansız geçen seçim sürecini, bu süreçte yaşanan kimi tartışmalar ayrıca “Siyasetsiz” bir hale de dönüştürdü. Siyasi partilerin birbirlerini düzeysizce eleştirmeleri, kaset skandalları, ip ve idam tartışmaları, mahalle kavgalarını andıran polemikler bunlardan bazıları. 

Seçim sürecinde asıl konuşulması gereken geniş yığınların hak ve taleplerinin nasıl karşılanacağı ve kangren haline gelmiş olan “Kürt Sorunu”nun nasıl çözümleneceği konuları olması gerekirken, seçimin aktörleri siyasi partiler bu konuları teğet geçerek, mahalle kahvelerinde konuşulan polemikleri seçmenin karşısına çıkarmışlar, popülizmin en çirkin örneklerini vermişler, mağdur edebiyatının prim yaptığını bildikleri için olmaz şaklabanlıklara başvurmuşlardır. 

Siyasi partileri de bu süreçte kullandıkları argümanlardan dolayı kınamamak gerekiyor. Çünkü yapılan araştırmalarda toplumumuzun ortalama algılama düzeyinin ilköğretim 5.sınıf öğrencisi düzeyinde olduğu biliniyor. Siyasi partilerimiz ve onlara danışmanlık yapan iletişim uzmanları bu durumu bildikleri için siyasal kampanyalarını bu düzeye çekmişlerdir diye düşünüyorum. Sonuçta bu düzeydeki insanlardan oy talep edileceği ve seçimlerin kazanılması buna bağlı olduğu için, seçimleri de kazanmak istiyorsanız bu düzeye uygun argümanlar kullanmak gerekiyor. 

12 Haziran seçimleri heyecansız; çünkü sonucu üç aşağı, beş yukarı belli. 

12 Haziran seçimleri siyasetsiz; çünkü seçimin sonuçlarını demokrasi ve ezen-ezilen mücadelesi değil, manipülasyonlar ve adaletsiz seçim sistemi belirleyecek. 

Heyecansız ve siyasetsiz geçen bu seçimlerin sonucunda oluşacak meclis de şimdiden heyecansız ve siyasetsiz olmaya adaydır. 

Bu seçimlerin sonucunda oluşacak mecliste heyecan yaratacak ve siyaseti rayına oturtacak tek şans ise “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku” milletvekilleri ile CHP listelerinden meclise girecek olan Meryem Koray, Süleyman Çelebi, Sezgin Tanrıkulu gibi yüzü sola dönük milletvekillerinin meclis-sokak bağlantısını kuracak, kitleleri hak temelinde bir araya getirecek olan fiili-meşru mücadeleleridir. 

 
Toplam blog
: 223
: 700
Kayıt tarihi
: 04.01.08
 
 

Gaziantep' te öğretmen olarak görev yapmaktayım. Son olarak Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ..