Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

07 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Heyet-i Nasiha

Heyet-i Nasiha
 

AKP iktidarının “çözüm süreci” dediği, PKK, İmralı, Kandil ve BDP ile birlikte kol kola götürdüğü, gizli anlaşmaların yapıldığı bir ortamda şimdi de “akil adamlar” projesi devreye sokulmaya ve ihanetlere ortak aranmaya çalışılmaktadır.

Bebek katili Öcalan neredeyse “kahraman ve Kürtlerin ilahı” ilan edilmiş, hükümet terör belasından kurtulmanın yolunu da Öcalan’ın insafına bırakmıştır.

Hükümet İmralı ile yaptığı “gizli anlaşmaları” ve verilecek tavizleri ne muhalefet liderlerine, nede millete anlatmakta, sadece kendisine “suçuna ortak olacak “ zeminler yaratmaya çalışmaktadır.

PKK’nın silahlarını bırakarak çekilmesi meselesini öncelikle TBMM ne getirme çalışmalarını başlatmış, bu çabalara CHP ve MHP’den destek bulamamış, sadece PKK’nın mecliste ki siyasi uzantısı BDP’den destek bulabilmiştir.

İktidar mevcut yasalara göre suç sayılan “dağdaki teröristin yurt dışına çekilmesi” ve bu çekilme karşılığında PKK’ya verilecek tavizlerin bir bölümünün halka anlatılması ve doğacak tepkileri “en aza indirilmesi” için ise “akil adamlar” projesini hayata geçirmeye çalışmaktadır.

Türkiye’nin yedi bölgesinden seçilen 63 adet “sözde” akil adamlar bizzat Başbakan tarafından seçilmiş, ilk toplantısını da Dolmabahçe sarayında Başbakanın katılımı ve beş saat süren “beyin yıkama” kampanyası ile hayata geçirilmiştir.

Akil diye seçilen insanlara bakıldığı zaman iki önemli husus dikkati çekmektedir.

Bunlardan birincisi seçilenler Akillerin yarıya yakını AKP politikalarını savunan kişilerden oluşmasıdır.

İkinci husus ise yine seçilen akillerden yarısı da bugüne kadar PKK’ya, Kandil’e sempatiyle bakan, Kürt politikalarını benimseyen ve BDP yandaşı insanlardır.

Akil İnsanların isimlerinin açıklanması ve bizzat Başbakanın katıldığı ilk toplantılarını yapması sonrası bu oluşuma muhalefet partileri büyük tepki göstermiştir. Bu oluşumun Mondros Mütarekesi sonrası İstanbul Hükümetinin işgal güçlerine karşı Anadolu’da başlayan direnişi yatıştırmak amacıyla, halka öğüt vermek için oluşturulan ve adına “Heyet-i nasiha” denilen heyete benzetilerek tepkilerini ortaya koymuşlardır.

Muhalefetin “Akil İnsanları” Heyet-i nasiha’ya benzetmesi ise yeni tartışmaları gündeme getirmiş, her kafadan bu konuda çeşitli açıklamalar yapılmıştır.

Heyet-i nasihanın gerçekte ne olduğu ise iyi araştırılması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yapılan birçok araştırma ve heyet-i nasiha ile ilgili bilgiler ise şu şekilde ortaya çıkmaktadır.

 HEYET-İ NASİHA:

Birinci Dünya Savaşını kaybeden Osmanlı Hükümeti 1918 yılında Mondros Mütarekesini imzalamış ve İtilaf Devletlerine teslim olmuştur. İtilaf devletleri başta İngilizler adım adım Anadolu ve İstanbul’u işgal ederken bu arada Anadolu’da bulunan ve Osmanlı tebaası olan azınlıklarda isyan ve ayaklanmalar başlatmış bu isyan ve ayaklanmalara karşı ise Anadolu’nun birçok bölgesinde Türk haklıda direnişe geçmiştir.

İstanbul Hükümeti Anadolu’da çıkan isyan ve direnişleri kırabilmek, İtlaf devletlerinin isteklerini ise halka anlatabilmek için Sadrazam Damat Ferit Paşa, şehzadeler başkanlığında vilayetlere; Mülkiye, ilmiye ve askeriyeden seçilecek kişilerden oluşacak birer  “heyet-i fevkalade” gönderilmesi kararlaştırılır.

Heyetin amacı, Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra halkı yatıştırmak ve kurtuluş hareketine yönelik ayaklanmaları engellemektir.  Padişahın öğütleri aktarılarak istikrar ve bütünlük sağlanacaktı..

Bu heyet aynı zamanda;”hukuk-u mukaddese-i devlet ve milletin hayrına çalışacağı” hakkında padişah adına teminat verileceğidir.

Kısacası oluşacak heyet halka padişahın hukuk, mukaddesat ve devlet için ne gerekiyorsa yapacağını ve güvenilmesi gerektiğini anlatacaktır.

Mondros Mütarekesi’nden sonra Osmanlı padişahı ve hükümetinin izlemeyi plânladığı yeni politika sonucu kurulan Heyet-i Nasiha, Anadolu’da parlak törenlerle karşılanmasına rağmen istenilen başarıya ulaşamamıştır. En azından, beklenen asayişi sağlayamadığı gibi Anadolu’da girişilen işgalleri de önleyememiştir.

Oysa heyetin kurulup Anadolu’ya hareket ettiği günlerde kamuoyu oldukça iyimserdi. Özellikle Anadolu Türk halkının kutsal bağlarla bağlı olduğu Osmanlı hanedanına mensup bir şehzadenin başkanlığını yaptığı heyeti heyecan ve umutla karşılaması iyimserliği artırdı. Ancak, heyete azınlıklardan da üye alınmasına rağmen, bu azınlıkların Osmanlı egemenliğinden ayrılma arzularına engel olamadı. Osmanlı Hükümetinin bu iyi niyetli girişimi, azınlıklar bahane edilerek haksızca İzmir’in işgalini önleyemedi. Elbette bundan İtilâf Devletleri’nin de Osmanlı Devleti hakkında daha önce verdikleri ön yargılı kararın rolü olmuştur.

Osmanlı padişahı ve hükümeti taşrada denetimi sağlamak amacıyla kurdukları Heyet-i Nasiha ile taşradaki unsurlardan beklediği desteği tam olarak sağlayamamışlardır. Ancak, Osmanlı padişahı ve hükümetleri, Anadolu Türk halkı için, M. Kemal Paşa önderliğinde başlatılan Millî Mücadele’ye tam destek verişine kadar bir umut olmaya devam etmiştir.

İstanbul Hükümeti tarafından kurulan ve Mütarekeyi Anadolu halkına benimsetmeyi hedef alan bu heyet Anadolu’da yakılan “işgale karşı direniş, Kuvva-i Milliye harekatı karşısında başarılı olamamış, Samsun’dan doğan güneş tüm Anadolu’yu aydınlatmış, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının yanında yer almıştır.

Kısacası Heyet-i nasiha, Anadolu halkını teslimiyete rıza göstermeye ikna etmeleri için bir kısım satılmış, korkak insanların oluşturduğu bir heyetin adıydı.

Anadolu insanı Sadrazam Damat Ferit tarafından işgalci İngilizlerin tavsiyesi üzerine hayata geçirilen heyet-i nasiha’ya  (nasihat Heyeti) değil, Mustafa Kemal’e inandı ve bu günleri görebildik. Tarihimizde bu heyetin bir hükmü ve etkinliği olmadı.

Şimdi ise Tayyip Bey’in bizzat oluşturduğu heyet, Damat Ferid’in heyet-i nasihasından farklı olabilecek mi, hep beraber bekleyip göreceğiz.

Sonsuzluk (Osman Özeker)  .08,04.2013 

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..