Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '20

 
Kategori
Siyaset
 

Heykel Ve Nutuk’la Siyaset (5)

Dogmalarla mücadele ettiğini söyleyen Mustafa Kemal, nasıl “Dogma” oldu ? Veya kimler onu dogma haline getirdi ?

Mustafa Kemal, dogmalarla ilgili ne demiştir ?

“Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, ilim ve akıldır.”

Türk Dil Kurumu’na göre “DOGMA”yı biraz açalım :

"1. Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi.

2. Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas, inak :

'Dogmaların en geçerli olduğu alan din alanıdır, burada yalnızca inanılır.' - Melih Cevdet Anday" (*)

...

Bu noktada bir soru sorulmalıdır :

Bizler, bugün, 1923-1938 döneminde yapılan siyasi uygulamaları, “ama”sız, sorgulayabilir miyiz ?

“Sorgulayabilirsiniz” diyenlere, tekrar soruyoruz :

Prof. Atilla Yayla veya Kadir Mısıroğlu, şahsi görüşlerini ifade ettiklerinde; önce neden medya üzerinden linç edildiler, sonra da yargılanarak ceza aldılar ? Bu fiili durum, Mustafa Kemal’in aşağıdaki söylemleri ile nasıl örtüşmekte midir ?

Mustafa Kemal, öğretmenlere hitaben :

“...Millî ahlâkımız, uygar ilkelerle ve hür düşüncelerle arttırılmalıdır. Bu çok önemlidir, özellikle dikkatinizi çekerim. Göz korkutma ilkesine dayanan ahlâk, bir erdem olmadığı gibi; güvene de uygun değildir... Hiçbir zaman hatırlarınızdan çıkmasın ki,

Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” (**)

* * *

TDK'ya göre “DOGMA”  neydi ?

"Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi."

Yorumu okuyanlara bırakarak, geçen bölümde kaldığımız yerden devam ediyoruz :

...

Heykeller, kurulan yeni sistemin görseli;

Nutuk, (siyasi bir belge olmasına rağmen) Resmî Tarihin temel dayanağı ve temsilcisidir.

"Cumhuriyet’in ilk heykeli, 3 Ekim 1926’da İstanbul Sarayburnu’na dikilen üç metrelik Atatürk heykeliydi. 1927’ye dek İstanbul’a ayak bile basmayan Atatürk’ün, heykeli için bu şehri seçmesi manidardı... İkinci Atatürk heykeli, 26 Ekim 1926’da Konya’ya dikildi. Cumhuriyet’in ilanından önce İslamcı bir ayaklanmaya sahne olan Konya’nın seçimi, devrik payitaht şehri İstanbul’un seçimi kadar bilinçliydi." (1)

"Cumhuriyetin ilk döneminde yapılan tüm heykeller ve anıtlar, Atatürk’ün Nutuk’ta bahsettiği şekilde cumhuriyetin ortaya çıkışının resmi tarihini anıtlaştırmaktaydılar. 1920’lerin sonlarına doğru rejim, bütünsel bir siyasal yönetici sınıf geliştirdikçe, kendi Kurtuluş Savaşı tarihini de yazdı. Atatürk heykel ve anıtları da bu resmi tarihi ve Kemalist rejimin resmi ideolojisini görselleştirme amacına hizmet etti. Bu yazıda, heykelleri tek tek incelemeden önce, Kurtuluş Savaşı resmi tarihini kısaca açıklayacak ve heykellerin dikildiği yerlerin hangi kriterlere göre seçildiğini inceleyeceğiz." (2)

* * *

(Canmehmet) Heykellerin dikildiği yerlerin nasıl seçildiğine geçmeden, NUTUK ile ilgili kısa bir açıklama yapılmalıdır.

- Nutuk, bir tarih midir; Mustafa Kemal’in “bir tarihçi olmadığından” hareketle ?..

- Nutuk, “Siyasi Belge” midir ? Eğer öyle ise, Nutuk, tarafsız değildir.

Erik Jan Zürcher : "Nutuk, aslında 1919-1927 yıllarını anlatan bir tarih metni olarak okunmamalı. Daha çok İzmir suikastı ve sonrasında, İttihatçıların ve Milli Mücadele kadrolarının neden tasfiye edildiğinin bir muhasebesi, yani bir hesaplaşma metni olarak okunmalıdır…” (3)

* * *

"(NUTUK’la ilgili) az bilinen ve gerçeğinde, çok daha önemli olan bir başka yönü daha bulunmaktadır:

Nutuk’un bir değil, iki değişik metni vardır. Türkiye, bu metinlerin sadece yayınlanmış olanını bilir; diğer metinden ise konunun az sayıdaki uzmanı haberdardır. Üstelik bu metni görenlerin sayısı, daha da azdır.

'Bilinmeyen” metin, Nutuk’un ilk şeklidir; 'bilinen' ise, Mustafa Kemal’in sonradan değiştirdiği, daha doğrusu 'yumuşattığı' ve Meclis’te okumasından sonra yayınlanmış olan versiyondur..." (4)

* * *

“Şevket Süreyya Aydemir, ‘İkinci Adam’ adlı çalışması yayımlandıktan sonra İsmet İnönü’yle bir sohbetini rahmetli Abdi İpekçi’ye anlatırken :

'Ben Büyük Nutuk’ta okuduğum bazı şeylerin ya hiç vuku bulmadığını ya da orada anlatılandan farklı cereyan ettiği duygusuna kapıldığımı söyledim. Paşa gülümsedi ve 'Nutuk tarihi değil, siyasi bir belgedir' dedi' diyor..." (5)

* * *

"KARABEKİR, NUTUK’UN HATA VE SEVAP CETVELİNİ TUTMUŞ !

Kazım Karabekir Paşa, Nutuk’un tek kaynak olarak gösterilmesine itiraz eder.

…Karabekir, Prof. Enver Ziya Karal’ın yazdığı kitabın ana kaynağının Nutuk olmasını eleştirerek, şöyle der :

'Nutuk, çok yanlış ve tarafgirânedir. Nutuk’ta, daha ziyade teferruat üzerinde durulmuş ve esaslar kâmilen ihmâl edilmiştir. Benim yakılan kırk kitabım içinde, biri de 'Nutuk’un Hata ve Sevap Cetveli' adını taşımaktaydı. Bunda Nutuk’un yanlışları bir bir gösterilmiştir.'

Karabekir Paşa’nın, cumhuriyet tarihinde olayların Atatürk ve İnönü etrafında toplandığına ve inkılap tarihinin seyrinde, onlardan başka pek çok kimsenin emekleri olduğu halde, bu cihetin işaret edilmediği şeklindeki itirazına (karşılık olarak),

Prof. Karal 'devlet tarihi yazıyoruz' şeklinde cevap vermiş. Prof. Karal’ın tutanaklara geçen cevabı şöyledir :

'Yazılan tarih, devlet tarihidir. Tarih olaylarının devlet bakanları etrafında toplanması, bütün devlet tarihlerinden göze çarpan gerçektir. Klasik bir ders kitabında bir olayın bütün kahramanlarını saymak imkanı yoktur. ' ” (6)

* * *

“1966’da Sabahattin Selek, 'Nutuk Nedir ve Ne Değildir?' başlığı ile Cumhuriyet’te yayınladığı bir makalede : 'bir benzetme yapmak gerekirse, 15-20 Ekim 1927 günlerinde, Atatürk 'Savcı', Nutuk, 'İddianame', Kongre 'Jüri', memleket ve dünya kamuoyu da 'Dinleyici'dir' demektedir.

İsmail Arar’ın, değerli ve etraflı bildirisinde haklı olarak vurguladığı üzere; 'tarihçi olmayan Atatürk’ün Nutku’nu, bir tarihçi objektifliği ve tarafsızlığı içinde yazdığı da söylenemez. Zira Atatürk, bütün resmî sıfatlarından önce, bir ihtilâlin lideridir.'

'(O,) bu harekete, kişisel yetenekleri ve komutanlık şöhretinden başka, her şeyi elinden alınmış olarak başlamış olmasına rağmen, iktidar olmuş; yeni bir düzen getirmiş, lâik Cumhuriyet’i kurmuş ve eserini içeride ve dışarıda her zaman korumasını bilmiştir. İşte bu büyük olayın hikâyesi olan 'Büyük Nutuk'ta tarafsızlık aramak ise eşyanın tabiatına aykırıdır' “ (7)

* * *

Devam edecek...

www.canmehmet.com

KAYNAKLAR :

(*) Türk Dil Kurumu.

(**) Hakimiyet-i Milliye gazetesi, 26 Ağustos 1924. https://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/muallimler-birligi-kongresi-uyelerine

(1) Daha fazlası için bakınız:  http://www.hurriyet.com.tr/gundem/memleketin-hic-bitmeyen-ataturk-heykeli-tartismasi-40323194

(2) ERKEN CUMHURİYETTE SİYASET, PROPAGANDA, SANAT VE ULUSUN İNŞASI. Faik Gür. [Çev.: Akın Evren. Sosyoloji Dergisi, 2014-2015; (31-32): 135-173]

(3) TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI. Erik Jan Zürcher .s.284-285. Ankara, 1992.

Zürcher, Batılı tarih yazımında da Türk tarihi ile ilgili olarak en önemli kaynaklardan biri olarak kabul edildiğini belirttiği Nutuk’ un bağımsızlık mücadelesinin Öyküsünün, Mustafa Kemal’ce direniş hareketinin öteki liderlerinin hareketlerini eleştirmek için bir arka planı olarak kullanıldığını ve Nutuk’un azımsanamaz bîr kısmının Lozan Antlaşması’ndan sonra hareket içindeki ayrılığa hasredildiğini söyler, bu durumun da eleştirilen kişilerle ilgili olarak 1926’daki tutumun haklı gösterilmesi için yazıldığını belirtir. (Alıntı kaynağı: İmparatorluktan Cumhuriyet’e Bir Aydın - Falih Rıfkı Atay. Yazar : Funda Selçuk Şirin)

(4) Tamamı için bakınız: Murat Bardakçı’nın yazısı 10 Aralık 2007, Habertürk. http://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/213395-bakan-bey-bir-degil-iki-farkli-nutuk-vardir

(5) Avni Özgürel. http://www.radikal.com.tr/kitap/tarih-kitaplari-uzerine-856128/ (ve daha fazlası için bakınız : http://www.canmehmet.com/nutuk-dosyasi-aciliyor-iki-farkli-nutuk-var-8.html)

(6) 28.02.2005 http://yenisafak.com.tr/diziler/vahdettin/vahdettin02.html

(7) http://ataturkicimizde.com/ataturkun-buyuk-nutkunun-ozellikleri-nelerdir/

 

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..