Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '07

 
Kategori
Havacılık
 

Hezarfen uçamadı.

Hezarfen uçamadı.
 

İptida(başlangıçta, önce), Okmeydanı’nın mimberi üzre, rüzgar şiddetinden kartal kanatları ile sekiz, dokuz kere havada pervaz ederek talim etmiştir. Badehu(daha sonra), Sultan Mahmut Han Sarayburnu’nda, Sinan Paşa Köşkü’nde temaşa ederken( izlerken), Galata Kulesi’nin taa zirve-i belasından( en tepesinden) lodos rüzgarı ile uçarak, Üsküdar’da Doğancılar Meydanı’na inmiştir. Sonra Murat Han, kendisine bir kese altın ihsan ederek (bağışlayarak); “ Bu adam pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası ( kalıcılığının sağlanması, yaşatılması) caiz değil”, diyerek Gazir’e ( Cezair’e) nefyeylemiştir.( sürgüne göndermiştir.) Orada merhum oldu.” Ünlü seyahatnamesinde, böyle diyor Evliya Çelebi. Kimin için söylüyor bu sözleri? Elbette hepinizin kolayca tahmin ettiği gibi; Hezarfen Ahmet Çelebi için.

Hezarfen Ahmet Çelebi, kendi geliştirdiği takma kanatlarla uçmayı başaran ilk insandır, 17. yüzyılda yaşamıştır. 4. Murat zamanında, uçma tasarısını gerçekleştirdiği ve geniş bilgisinden ötürü halk arasında, "Bin Fenli"( bin bilimli) anlamına gelen Hezarfen lakabı ile anılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti PTT İdaresinin 17 Ekim 1950 Tarihinde İstanbul’da toplanan Uluslararası Sivil Havacılık Kongresi için çıkardığı üç anı pulundan Zeytuni yeşil-mavi renkli 20 kuruşluk olanın taşıdığı temsili resim, Hezarfen'in Galata Kulesi’nden Üsküdar'a uçuşunu betimlemektedir..

Son günlerde Hezarfen Ahmet Çelebi’nin, bu uçuşu yapıp yapmadığı, ne yazık ki bizim insanlarımız arasında da tartışılır olmuştur. Dünyada bu konu ile uğraşanlar, mimar olan babası ile, Girit sürgününde bir labirent inşasında çalışırken, inşaatın sırlarını başkalarına verdiği gerekçesi ile o labirente hapsedilen ve babası ile birlikte kuş tüylerini balmumu ile yapıştırarak yaptıkları dev kanatlarla labirentten kaçtıkları anlatılan Yunan mitolojisinin bir kahramanı, İkarus’un ilk uçan insan olarak kabul edilmesini isterler. Kim bilir? Bir Türk'ün ilk uçan insan olarak kabul edilmesi belkide onlara ağır gelmektedir.

Hezarfen Ahmet Çelebi Uçmuş mudur? Bence evet. Böyle bir uçuşun olanaklı olduğu da günümüzde, konuyla ilgili bilim insanlarımız tarafından, tüm teknik boyutları ile anlatılmıştır. Ne yazık ki bazı tarihçilerimiz ve onların etkisi altında kalan kimi insanlar; “ Bu uçuşun yapıldığının tek kanıtı, Evliya Çelebi Seyahatnamesidir. Başka kanıt olmadığı için de bilimsel olamaz. Dolayısıyla böyle bir uçuşta yapılmamıştır.” Şeklinde bir söylem geliştirmişlerdir. Bu tür sözler bana, hep kendimizi aşağılama, başkalarını yüceltme duygusu içinde söylenmiş toplumsal rahatsızlığımızın bir sonucu gibi gelir. “ biz adam olmayız.” Elin oğlu aya gitti.” “bizimkiler yaptıysa altında mutlaka bir çapanoğlu vardır.” gibi.

Hezarfen Ahmet Çelebi’nin böyle bir uçuşu yapmadığını varsayalım bir an için. Evliya Çelebi’nin bu uçuş hikayesini uydurduğunu düşünelim. Jules Verne’in “Aya Seyahat” kitabında ki kurgusal öyküsünden daha mı az değerdedir. Kaldı ki, yaşamı boyunca hiçbir şekilde uçuşla ilgili yapıtlarında bir öyküsü olmayan Evliya Çelebi’nin havacılık ve uçuş konularında bu kadar detayı bileceğini kanıtlayan bir belge de yoktur.

Üsküdar Belediyesi’nin “19. Uluslararası Katibim Kültür ve Sanat Şenlikleri” kapsamında, Üsküdar Belediye Başkanı Sayın Mehmet Çakır ve THK Üsküdar Şube Başkanı Sayın Türsen Hekimci tarafından organize edilen “Hezarfen Yeniden Üsküdar Semalarında” gösterileri için 30-31 Ağustos’ta Üsküdar’daydık. Tarihe sahip çıkmak, tarihi yaşatmak ne kadar güzel bir davranış. Emeği geçenlere binlerce teşekkürler. Sayın Mehmet Çakır, Sayın Türsen Hekimci iyi ki varsınız. Gençlerimiz tarihi böyle tekrarlarla daha iyi öğrenecek.

Hezarfen Ahmet Çelebi’nin, Galata Kulesi’den atlayarak, boğazı geçmesinin ve Üsküdar Doğancılar Meydanı’na inmesinin anısına, Türk Hava Kurumu yelken kanat öğretmenlerinden Caner Atılgan, 2006 yılında , Sarayburnu’ndan havalanarak, Üsküdar Şemsi Paşa Meydanına inmişti. Bu yıl da, o uçuşun tekrarı ile, motorlu yamaç paraşütü gösterileri, paraşüt atlayışları ve İstanbul’un Avrupa Yakası’ndan, 10.000 feet’te uçaktan atlayarak, özel hazırlanmış giysileri ile (yarasa kanatlı) boğazı geçip, Üsküdar Şemsi Paşa Meydanı’na inecek olan Türk Hava Kurumu Paraşütçüleri’ni izleyecektik. Meteorolojik koşullar nedeni ile gerçekleşemedi. Sadece, Motorlu Yamaç Paraşütü Pilotu ve Türk Hava Kurumu Öğretmeni Orhan Özgülbaş ve üç İstanbullu Amatör Motorlu Yamaç Paraşütü Pilotunun gösterileri ile yetindik.Onca hazırlık ve merakla bekleyen Üsküdar Halkı için bir hayal kırıklığı oldu. Dilerim seneye bu gösterileri daha da renklendirerek gerçekleştirebiliriz.

Bu yıl Hezarfen uçamadı. Anacak Sayın Öğr. Plt. Orhan Özgülbaş’ın objektifinden, Hezarfen’in uçtuğu bölgeleri size aktarma olanağını buldum. Her ne kadar 17. yy. Üsküdar’ı ile günümüz Üsküdar’ı arasında önemli farklar olsa da, gelişen ve modernleşen Üsküdar’ı , birkaç karede havadan görebileceğiz.

 
Toplam blog
: 182
: 2395
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

10 Kasım 1954 tarihinde doğdum. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Pilotum. (ultralight licence no:151)..