Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '08

 
Kategori
Güncel
 

Hiç bir şey keyfini bozmasın-2-

Hiç bir şey keyfini bozmasın-2-
 

Bebekleri gıdıklayın.

Evvelden ne çok bebek görürdüm orada burada. Şimdilerde sadece hafta sonları alışveriş merkezlerinde rastlıyorum bebeklere dokunmaya korkar olduk, çocuk gülümsese anne baba rahatsız oluyor. Japonya da çekik gözlü bebeklere yaklaşmak istedim hemen uyarıldım Nursen tarafından…

“Bizim buralarda çocuğu uzaktan severler aman uzak dur yanlış anlarlar diye.
Dost bir kediyi veya köpeği okşayın.

Okşayacağım da benim dost olduğumu o nereden bilecek..:)


Kendinizi, bütün soruların cevabını bilmekle yükümlü hissetmeyin.

Çoğumuz da vardır bu. Soruları yanıtsız bırakmak rahatsız eder. Bu bile gerer bizi söyleniriz kendimize “ah eşek kafam, sende hiç akıl yok” deriz.


Bazı şeyleri de bilmeyin.

Bilmemek daha güzel valla, ben bunu yeni öğrendim, bilirsen tüm işler üzerine kalıyor, hatta bolca da hata yap ki bir daha sana dönmesin iş. Varsın söylensinler güzel gözlerin yorulmasın değil mi amaJ
Karşılaştığınız insanlara, onların hoşuna gidecek bir şey söyleyin.

Bu en sihirli cümledir, şişmanlara zayıfladığını, rüküşlere ne kadar şık olduğunu ve güzelleştiğini söyleyin tüm kapılar açılır ekmek çarpsın.
Yağmur yağmasını isteyin; yağınca yağmurda yürüyün.

Bir güzel ıslanın, hatta birikintilere cap diye dalın iki de zıplayın ve hatta birileri geçerken zıplayın onlarda ıslansın sonunda gözünüz morarsa da aldırmayın mor size yakışır unutmayın.
Arada bir çarşı hamama gidin.

Şöyle göbek taşına uzanın keseci tutun keselenin okla, okla kiriniz dökülsün deriniz nefes alsın.
Kendi kendinize, nerede eski günler, her şey daha güzeldi demekten vazgeçin.

Önünüzdeki günlerin neler gizlediğini düşünüp heyecanlanın.

Sizi mutlu edecek bir şey yapmayı yarına bırakmayın.

Sonra benim gibi ne yapacağınızı unutup öylece kalakalırsınız, keyfe gelmişken aklınızdakini yapın.
Hiç tanımadığınız insanlara yürekten bir merhaba deyin.

Merhaba dediğiniz kişinin yüzünde ki şaşkınlığı izleyip gülümseyin. İkiniz de gülümseyin, ahh ahhh halen selam vermeyi unutmayanlar var deyip ıslık çalın , olmadı şarkı söyleyin.
Eski bir arkadaşlarınızla karşılaşınca ona sıkıca bir sarılın.

Varsın “bu sarılmanın ardında bir iş var”diye düşünsün onu soru işaretleri ile baş başa bırakın.
Hava açıksa, gece yıldızları seyredin. Bir şarkıyı ıslıkla çalmayı öğrenin.

Kendinize bir yıldız seçin kendi adınızı koyun ona. Varsın sadece siz ve o yıldız bilsin.
Arada bir şiir okuyun.

Yüksek sesle sanki birilerine okuyor gibi okuyup kendinizle gurur duyun “şahane okuyorum” diye
Kendinize bir demet çiçek alın. Bir çiçek koklayın.

Elinizdeki çiçeğe merakla baksın arkadaşlarınız. Hatta çiçekçi ile anlaşın işyerinize gelsin çiçek meraktan çatlasın dostlar.
Yardım istemekten çekinmeyin; alamazsanız üzülmeyin. Sizde onlara yardım etmeyin. (bunu yapmayın abarttım)
Görünüşünüze özen gösterin.

Kendiniz için süslenin, halen genç ve güzelim diyerek kendinizi yalanda olsa aldatın.


Daima daha iyisini yapmaya çalışın, ama mükemmeliyetçi olmayın. “Adım Hıdır elimden gelen budur” deyin
Resim ve heykel sergilerini gezin.

Kurslara gidin kim bilir belki gizli kalmış bir yeteneksinizdir.
Ayakkabınızı boyatın.

Hem ayakkabınızı boyayan çocuk sevinsin hem siz mutlu olun.
Berbere gidin.
Kendi kendinize bir şarkı mırıldanın.
İyi bir müzik dinleyicisi olun.

Ders bile alabilirsiniz ya hoca çıldırır ya sizJ

Her gün biraz idman yapın; her fırsatta yürüyün. Tam mevsimi yürüyüşün kıra bayıra çıkın kurtla kuşla arkadaş olun.)

Yeni moda birkaç şarkıların sözlerini ezberleyin.

Gezilerde arkadaşlarınız şarkı sözlerini bilemezken siz bülbül gibi şakıyıp “aşk olsun ne güzel de biliyor “dedirdin.
İşe erken gidin.

Amiriniz size karpuz kabuğundan madalya taksın.)
İşe her gün aynı yoldan gitmeyin.

Caddenin öbür tarafından gidin hayatınıza renk gelsin…
Amirinizden izin alıp bazen işten erken çıkın.

“ama olmuyor ki her gün her gün izin alınmaz ki ! sözlerini duymadan fırlayın dışarı gerginlik ona kalsın.
Kırlarda dolaşın. Dolaşacak kır bulursanız, bulamayanlar bulanlara misafir olsun.
Maça gidip bağırın.

En güzel rahatlama yolu. Hatta rakip takımın tiribününe gidin bir temiz sopa yiyin yüzünüze renk gelsin.
Başkaları dilemeden, siz onlara iyi günler dileyin.

Kısmetiniz açılır, hayranlarınız çoğalır. “Bu kadının beni beğendi” deyip peşine düşenler olabilir riski göze alın.
Teşekkür edin. Unutulan bir söz ama duymak hoş oluyor.

Evde kendi kendinize yemek pişirin, güzel bir sofra kurun, sonra da afiyetle yiyin.

Kendinizi misafir edin, yemeğin en güzel yerini keyifle yiyin.
Sinemada film seyrederken patlamış mısır atıştırın.

Eliniz her mısıra uzandıkça çıkan sesten rahatsız olanlara gülümseyerek biraz mısır uzatın, bir şey diyemesinler.
Bir ağaç, olmazsa bir çiçek dikin. Konuşun onunla cevap vermez ise kökleyin atın.

Káğıttan bir uçak yapıp uçurun.
Bir derneğe veya kulübe girin, arkadaş edinin, toplantılara katılın.
Mutlaka yeterince uyuyun.

Uykunuz gelince işi gücü terk edip kıvrılın uyuyun.
Az konuşun, çok dinleyin. Ya da dinliyormuş gibi yapın. Arada bir onaylayın ya da şaşırmış gib”i aaa öyle mi! ah ah gibi sesler çıkarın.

Stresli davranmak, doğuştan gelen değil, sonradan kazanılan kötü bir huydur; bunu unutmayın. Aman ha uzak durun bu duygudan. Gerilimden uzak mutlu günlere sevgi ile efendim.


 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..