Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '16

 
Kategori
Felsefe
 

Hiç bir şey tesadüf değildir

Hiç bir şey tesadüf değildir
 

Tigris / Nimetullah Yıldız


Tesadüfen düşündüğüm bir şey değildi bu.

Hiçin bir şey olmasından tutunda, bir şeyin hiç olmasına kadar her şey bunu anlatıyordu.

Her şeyi, hiç bir şeyle anlatabilir miydik?

Her şey tesadüftür diyebilir miydik?

Hiçi bir şey ile tarif edebilir miydik?

Ne tesadüf? "Ne" diye bir şey vardı değil mi bu hayatta?

Ne diye vardı ki "Ne" diye bir şey?

Neyimiz var neyimiz yoksa bir tesadüfe mi kurban etmeliydik?

"Ne" diyerek sorduğumuz soruların bizi götürdüğü cevaplara tesadüfen gidebilir miydik?

Öğrenebilir miydik işin aslını tesadüfün asılsızlığında?

Mesela, "mesela" diye bir şey vardı değil mi, bu hayatta?

Ve de bu hayat ancak misallerle anlatılırdı.

"Anlatılırdı" dediğime bakmayın.

Mesele anlaşılsın diye bunu yapmak zorundaydım.

Meseleye misal mi lazım?

Daldıralım elimizi hayat torbasının içine.

Çekelim kuramızı ve de "baht" diye bir şey olmadığını anlatalım.

Ne çıkarsa "her şey" onun içinde.

Her şeyi "her şey" ile anlatabilirdik belki ama hiç bir şeyi anlatamazdık "her hangi bir şey" ile.

Mesela tesadüf diyelim her şeyin sebebine.

Sebebi tesadüf olan bir hayata sarılmamız ne diye?

Sarılmak diye bir şey vardı değil mi bu hayatta?

Sarıldığımız her şeyden ayrılmamız ne diye?

Ayrılmak diye bir şey vardı değil mi bu hayatta?

Bizi insan eden o aklımızdan ayrılmamız "ne" ile açıklanabilir?

Bir açıklaması olmalıydı değil mi, biri bin yapan bu varoluşun kelimelerinin?

Bir açıklaması vardı elbette tesadüfe mal edilemeyecek kadar aşikar cümlelerin.

Açıklaması “bir” olan cinsten

Anlamayanların yerle bir olduğu cinsten

En ilginç tarafı da neydi biliyor musunuz?

Her şeyin açıklaması "bir"di.

Kim nereden bilebilirdi?

O'nun "ben", benim "o" olduğum gerçeğini!

Diğerleri diye bir şey yoktu aslında.

Her şeyin açıklaması bir’di.

"Bir" açıklaması mı olmalı her şeyin? Diye,  sorulan bir sorunun yanıtı, kendi içindeydi.

Daha ilk kelimesinde "bir" derdi ve de soru kendi cevabını verirdi.

En zor soruların cevabı "aslında" kendi içindeydi.

"Hiç bir şey tesadüf değildir. ."cümlesindeki “tesadüf” kelimesi gibi

O kelime oraya tesadüfen girmiş olabilir mi?

Çıkaralım isterseniz tesadüfe bırakmayalım bu işi!

"Hiç bir şey değildir" diyordu cümlenin gerisi.

Hiç; "bir şey" değildir diyordu bir şeyler anlatır gibi.

Evet!  Ne hiç bir şeydi, ne de bu hayat tesadüf ile tarif edilebilirdi.

Onun bilgisi olmaksızın bir yaprak dahi düşmezdi.

Böylesi bir organizasyon başıboş bırakılabilir miydi?

Başı, boşlara bakmamak gerekirdi.

"Başı, boş" olanların boş boş konuşması bile boşuna değildi.

Hiç bir şey tesadüf değildi.

Hiçin bir şey olmasından tutunda bir şeyin hiç olmasına kadar

Hiç bir şey tesadüf değildi.

Her şey bir kitabın içindeydi.

--- Tigris /Nimetullah Yıldız ---

 
Toplam blog
: 24
: 180
Kayıt tarihi
: 01.09.15
 
 

09..09.1979'da Diyarbakır'da doğdum. İlk ve orta eğitimimi yine Diyarbakır'da tamamladım. 1997 Yı..