Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '12

 
Kategori
Güncel
 

Hiç kimseden çekmedi, yoz kişiden çektiği kadar...

Hiç kimseden çekmedi, yoz kişiden çektiği kadar...
 

empatik olmayan bakış :))


Sosyal yaşamdan kopuk olarak yetiştirilmiş insanların, ne kadar tahsil yaparsa yapsın; görmemişliği ve yozluğu derhal sırıtır.

Altın semer misali !..

Asil azmaz; bal kokmaz..

Genleri kokuşmuş olanın, diplomasından hayır gelmez!..

Mal, sahibine benzer...

Diplomalı câhilden çektiği kadar, kimseden çekmedi güzel yurdum...

Kişinin aynası da işidir...Çok laf istemez...

Yoz kişilerin, empati gücü yoktur...

Doğmalar, onların her şeyidir...

Hep at gözlüğü ile gezerler...

Çağdaş gelişimlere kapalıdırlar...

Seçenekleri hep tek yönlüdür...

Çok yönlü düşünemediklerinden, müşavirleri de kendilerine benzer...

Bunlarda emir komuta, çok önemli misyondur (?)

İçlerinde lidere abid olan çok makbuldur...

İsyankâr olanın vay haline...

..........

İşte bunlar başa geçerse vay o memleketin haline !..

Onlar da ilkokulda ANT içmişlerdir...

Her sabah...

Sonra...

Onlarca diploma ve plaket almışlardır...Sırt sırta...

Peki ya sonra...

Halka neler yapmazlar ki ?..

Radyasyonlu çayı içirirler...

Keferenin geri çevirdiği gres katıklı zeytinyağını halka sunarken vicdanları titremez...

Bayat sütleri yeni neslin beslenmesi için fedâ ederler...

Diplomalı işsizlerin gerçek sayısı 6 milyonlarda mı ?..

Kitapçık atarak enflasyon hortlamış kime ne ?..

Binlerce gönüllü vatan askeri tuzaklarda helak edilirler..Anaların kan olan gözyaşı bunları ırgalamaz...

Sivili daha çok oy alır ;gerdan kırar;haki giyeni de katlamalı paşa çayı içer olur !..

Aynalı fayton ;ud-kemani önemli değildir...

Zırhlı Audi olmazsa ; gelin gitmezler...

Varsa yoksa şişkin egolarının tatmini esastır...Vatan teferruatttır...

Onları ırgalamaz !...

Eğitimle ilgili hayati öneme haiz olan konular, Arapsaçına dönmüş !..Kime ne ?..

Bu yabani kişiler, günümüzde de geçmişte de her türlü siyasi parti içinde yuvalanmışlardır...

Sosyal demokratım !..

Halkçıyım !..

Devrimciyim !..

Türküm...Doğruyum...

Takva ehliyim...

İyi takla da atarım...

Gevşek rejimlerde, hep bunlar ön plandadır...

Gerçek Müselman, kendini gösteremez perdelerler...

Gerçek devrimci hakkını savunamaz,önüne set çekerler... hemen sehpa hazırlarlar...

Gerçek yurtsever, milliyetçi, vatansever...hep sütre gerisinde engellenir de engellenir...

....

Gerçek Müselman benim !..

Diğerleri kafir !..

Benim hırsızım iyidir...

Devletin malı denizdir;bizimkiler yemezse domuzdur...

Namazımı kılarım; işimi de bilirim...

İyi solcuyumdur; çok gevezeyimdir; ama icraate gelince benden bir şey istemeyin...

Rakı, balık, roka...Yan gelip yata !..

Koymam altına elimi taşa, maşa !..

Sen çok yaşa paşa...

Paşa, kafayı vurdu mu taşa !..

Tü kakadır... Düşeni haydi bir tekmeyle de sen yuvarla

Atatürkçüyümdür; ama benden Atatürk gibi çalışma beklemeyin.. harbiden söylemese de herkes anlar...

Vatan.. Millet... Sakarya... Hani benim soyguncum var ya !.. O bürokrat, vekil, vüzerâ çok gıymatlımdır...

Dokandırmam.. kamerayla yakalarsanız... ben onu bilmem... Sümen altı yapmak birinci ödevimdir...

Yirmi yıllık üniversite hocalığım boyunca, bizzat yazıp yönettiğim,sahnelediğim tiyatro oyunlarımda hep güncel sorunları işlemiştim.

Çevreye olan duyarlılık...

Temizlik, hijyen...

Sağlık...

Adalet ve adil eğitim...

Sanata destek ve sanatçıya saygı...

Doğayı koruma ve güzelleştirme...

Yüzlerce temayı oyunlaştırarak sunmamın amacı, duyarak, işiterek ve uygulayarak yapılan eğitimin çok kalıcı olacağını kanıtlamaktı.

Sürekli hayatın içinde tutmaya çalıştığım bu sosyal etkinliklerden soyutlanmış olan öğrencilerimin çoğunluğu, tutucu ailelerden gelen ;aşırı uçlarda siyaset yapmaya meyilli olan ve azınlıkta bulunan öğrencilerdi...

Bu öğrencilerimin fakülte dışındaki ağaları tarafından yönlendirildiklerini herkes bilirdi..Bu öğrencilerin,sosyal faaliyetlere katıldıklarında, ''gözlerinin açılacağından korkan ağalar, kendi kişisel emellerini gerçekleştiremeyeceklerinden korkarak gençlerin üzerilerindeki baskılarını artırarak sürdürmüşlerdi.

Bugün öğretmenlik mesleğinde 20 yılı devirmiş olan eğitim fakültesi öğrencilerimin çoğu, bu oyunlarımda aktif rol alarak ya da iyi bir izleyici olarak katılımcı olmuşlardır.

Öğretmenlik mesleğinde de başarılı olan gençlerin çoğu,bu tür dışa yönelik yetişmiş olanlardır.

Bunlar körü körüne biat etmezler...

Eleştirirler... Sorgularlar... Çözüm üretirler...

Ne fayda ki sayıları gün geçtikçe azalıyor...

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..