Hiç kirve oldunuz mu?

Hayatımızdaki işlerin büyük bir kısmını alışkanlıkla yaptığımız için, çoğu zaman farkında bile olmayız. Meselâ konuşurken kullandığımız kelimeleri, cümle içinde yerli yerine kolayca oturtmamıza rağmen, tarif etmeye kalksak beceremeyiz.

İsterseniz hemen bir deneme yapabilirsiniz. Herhangi bir sözcüğü tarif etmeye çalışıp, sonra da bir sözlük açarak o kelimeyi bulun. Bakalım ne kadar anlatabilmişsiniz...

Geçen gün bir arkadaşımın sünnet düğününe davetliydim. Tabii ki sünnet olan arkadaşım değil, oğluydu. Baktım etrafta bir "Kirve" lafıdır dolaşıp duruyor. Kirve aşağı, kirve yukarı... Acıkan kirveye dert yanıyor, susayan kirveye...

" – Eeee, yeter artık" dedi adam en sonunda, iyi ki bir kirve olduk... Şakayla karışık bu işten bayağı sıkıldığı belliydi. Bunu farkedenler tabii durur mu, hazır fırsatı yakalamışken daha da üstüne üstüne gittiler...

" – Peki, kirve ne demek sen biliyor musun?" diye bir soru atıldı ortaya.

" – Tabii biliyorum, bilmesem olmazdım herhalde" dedi kirve...

Kirvemiz, sünnet çocuğunun halasının eşi... Yabancı değil yani... Cahil biri de değil, avukat... Dalga geçenler de kayınbiraderleri... Tabii ki tam bir tarif yapamadı. Bunun üzerine, kirve olarak, şunu da yapman lazım, bunu da yapman lazım diye yüklendikçe yüklendiler.

Sonunda bir sözlük bulundu ve kirvenin ne olduğuna açıklık getirildi. İşte Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde kirve tarifi:

Kirve : "Sünnet olan çocuğun bütün masraflarını üstlendikten sonra sünnet sırasında çocuğu kucağına alarak elini, kolunu tutan ve bütün hayatı boyunca çocuk üzerinde babasına yakın hak taşıyan kimse."

Sözlükte kelimenin anlamını okuyan, kirvenin ta kendisiydi. Cümlenin sonuna gelince, sadece "sı..ık" diyebildi yavaşça... Belli ki bu kadarını bilmiyor ve tahmin edemiyordu. Kirve deyince çoğumuzun aklına "sünnet olurken çocuğun elini kolunu tutan kimse" gelir. Oysa "hayat boyu bir baba gibi çocuğun elinden, kolundan tutan kimse" demekmiş.

Sanırım çok az kirve bugüne kadar gerçek anlamını bilerek ve isteyerek bu işe soyunmuştur. Geri kalanı ise etrafa hava atmanın ötesinde bir şey düşünmemiştir.