Hiç kusura bakmayın, bu ülkede ‘şehitlik’ kullanılıyor!

Şüphesiz ki, Türkiye  ‘Son Dakika’ kuşağında yer alan bir ülkedir! Artık ‘Son Dakikasız bir ülkede yaşamak istiyorum’ diye dua eder oldum.

“‘İnsan depreminin’ jeolojik depremden daha beter”olduğunu söylüyor Donald G.  Mcneil Jr. Mart 15, 2010 The New York Times gazetesinde yer alan ‘Kriz anında yağmalama hakkı doğar mı?’ adlı makalesinde.  Ne kadar da doğru söylemiş.

23 Ekim günü Van’dan gelen 7. 2 şiddetindeki deprem ile yıkıldık. Tabi yıkılmayanlarda vardı, aksine yıktılar! Hem ajanstan gelen haberleri takip edip hem de sosyal medyanın nabzını tutarken kendi adıma hem sevindim hem de üzüldüm. Deprem bölgesine yardımların ulaşması adına Twitter gibi sosyal ağlarda çok iyi denilebilecek bir seferberlik vardı. Hatta enkaz altından kurtarılan birkaç vatandaşın bu sirkülasyon sayesinde kurtarıldığını söyleyen görevliler var. Bunlar sevindirici tarafıydı. Zira Van’da depremin ardından birde soğuk hava etkisini gösterecekti. Yani birbirimize ihtiyacımız vardı.

Birtakım taassup fikirlere sahip insanlar Van’da meydana gelen depremin ilahi adalet olduğunu söyledi ve bunu daha da ileri götürüp ‘Keşke deprem Diyarbakır’da 10 şiddetinde olsa’ gibi faşistçe bir noktaya taşındı. ‘Terörü tweetlerimizle bitireceğiz’ yanılgısı ayıba sürüklüyordu. Yetmedi haber kanallarında spikerlerin ortaya koydukları zihniyet karşısında ürktüm. Türk milleti vicdanını mı kaybediyordu? Merhamet, yardım etme, insan olmanın temel birim taşlarından vicdan duygusu hangi yıkılan duvarın altında kalmıştı? Berlin Duvarı? Hiç sanmam. İnsanın yarattığı deprem doğadan daha da yıkıcı olabiliyormuş. Şükürler olsun ki ‘insan’ sayısı fazla. Had bildirmeye çalışan sarışının da bombası elinde patladı! Bu söylemlere inat yardım konvoyları gidiyor. Bir oluyoruz, biz oluyoruz. Enkazın altından gelen sese kulaklarımızı kapatmıyoruz. Kin ve öfke kusanlara karşı sosyal medyanın halkı kenetlendi.

Irkçı söylemler içerisinde olanlar sakın unutmasın, insanlık ayıbının duvarının altında kalanları ne AKUT kurtarabilir, ne de Kızılay aş götürebilir!

Hiç kusura bakmayın, bu ülkede ‘şehitlik’ kullanılıyor!

Türkiye 19 Ekim sabahına Çukurca’da PKK terör örgütünün saldırısı sonucu şehit düşen askerlerin haberiyle uyandı.

24 askerin şehit olduğu ve 16 askerin de yaralandığı terör saldırısında PKK’nın en kanlı 4.saldırısı olarak terör tarihinde yerini aldı.

Sayı yüksek olunca tepki de büyük oluyor! Terör örgütü PKK Ekim ayında 20’i aşkın saldırıda bulundu. PKK yandaşlarının düzenledikleri saldırıları araya katmıyorum bile… Onları da katarsak neredeyse bir ay boyunca sürekli saldırı düzenlendi. Ki hala Ekim ayı içerisindeyiz.

Çukurca’daki terör saldırısı dünya basınında hemen yerini aldı. Kafa karıştıran birtakım açıklamalar var. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, ‘PKK’nın arkasında kimler var, merak ediyorum’ diye bir açıklama yaparken, Meclis’te Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ‘Terör örgütüne kimin yardım ettiğini sadece hükümet değil herkes biliyor’ diye konuştu. Hükümet dâhil herkes biliyorsa neden bu terörün önüne geçilemiyor?

Çukurca’da şehit olan 8 askerin ardından PKK’nın yayınlamış olduğu saldırı videosunu hatırlayanınız var mı? Bir terörist askerlere kurduğu mayınlı tuzağı videoya alıyor. Bu kadar rahatlar! Bu kadar kutsal askerimiz!

Peki, "PKK artık ayağını denk alsın. Unutmasın ki bizim için PKK’nın oradaki kampları ve hareketleri BBG evi gibidir” diyen Genelkurmay Başkanını hatırlayanınız var mı? Eğer size bahsettiğim videoyu izlediyseniz ya da izlerseniz kim BBG evi gibi izleniyormuş görürsünüz. Bu dediklerimi yanlış algılayanlar ya da başka bir tarafa çekmek isteyenler olacaktır. Ama şunu bilin ki askerimizi, evlatlarınızı, eşinizi, sevgilinizi, kuzeninizi öldüren sadece teröristler değildir! Sorarım size, askeri dağa korumasız bir şekilde yollayan askeriyenin ve siyasi liderlerin hiç mi suçu yok? Eksiklerimiz olduğunu sadece ben söylemiyorum.

Bakınız: Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, ''Terör örgütü elemanları kendilerini dağ şartlarında daha da iyi yetiştiriyorlar, bunlarla mücadele edecek askerlerimizin onlardan çok daha iyi eğitilmiş olması gerekir, bu konuda bir eksikliğimiz olduğunu düşünüyorum'' dedi.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ!