Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Hiç merak edenimiz yok!!!

Korkunç bir dibe vuruş yaşıyoruz. Neler oluyor insanlığa...? Bu ne duyarsızlık, bu ne umursamazlık, bu ne sorumsuzluk, bu ne bencillik? İnsanlığını kaybetmiş bir toplum nasıl insanlıktan bahsedebilir. Herşeye kayıtszı, ilgisiziz. Düne kadar yadırgadığımız''kimse, biri ölse umursamıyor, dönüp bakmıyor, insanlık bitmiş'' diye şiddettle kınadığımız Avrupa ve Amerikalılara döndük. Neler oluyor...?Yüzyıllardır emek verdiğimiz gelenek ve göreneklerimiz birer birer kaybolup gidiyor .''Türk insanı sıcaktır, insancıldır, paylaşımcıdır, misafirperverdir''düşüncesi yok oldu. Aileler parçalanıyor, dostluk ve arkadaşlık kavramları yittiyor, anne çocuk arasın da bile menfaatler çoğaldı.''Elimizin kiri'' dediğimiz para insanlığı ele geçirdi.

Para için herşey mübah oldu.P aranız yoksa kimse yüzünüze bakmıyor, bir de üstünüze basıp geçmeye çalışıyor.

Bırakın maddi sıkıntılarınızı manevi sıkıntılarınızı bile dinlemekten aciz en yakınlarınız. Kardeşiniz, sevgiliniz, anneniz, çocuğunuz.Herkes iyi gün dostu oldu. Kimse sıkıntıya gelemiyor, kimse sıkıntı dinlemek istemiyor.Teknoloji ilerledi, her ay telefonlarını yeniler oldu insanlar, ev telefonlarından da mesaj gönderilebiliyor artık.Fakat ne önemi var ki arayan , soran olmadıktan , telefonlar çalmadıktan sonra.Bayramlar bile yitirdi önemini.

Aynı binada yan yana oturan komşular bile birbirleriyle bayramlaşmıyor. Kardeşler, akrabalar bile birbirlerine gidip gelmez oldu. Ölsen cenazene gelecek insan olmayacak.Ne oldu bize..?Neden bu denli insanlığımızı kaybettik...?Bu davranışlar bize ne kazandırır ki...?Uyanalım artık.Kapital benliğimizi ele geçiriyor.Düşmemeli bu tuzaklara...!

Nerde o çocukluğumuzun bayramları.İple çekerdik bayram sabahlarını. Hiç uyuyamazdık arife gecesi. Başucumuzda sadece bayramlarda alınan pabuçlarımız ve elbiselerimiz. O heyecan şimdi yok artık. Alım gücümüz olduğu halde keyif vermiyor dünyaları alsakta alışverişler. Çoğu zaman aldığımız bir çift pabucu giyip çıkıyoruz mağazalardan.

Yeğenim Arda 3 yaşındaydı.İstanbul 'a bize gelmişlerdi.O na bir bisiklet almak istedim ve çok heyecanlandım.

Atladım arabama ve Saraçhane ye gittim.Alacak olan ben olduğum halde, çocuklar gibi heyecanlıyım. Arda nın gözlerinin güldüğünü görmek için heyecanlanıyorum. ''Teyzeciğimmmmmm teşekkür ederim , bana bisiklet almışsın '' dediğini duymak için heyecanlanıyorum ve alıp bir an evvel eve gitmek istiyorum. Yoldan da kızkardeşimi arayıp tembih ediyorum ''Aysel sakın Arda yı uyutma , o na bir süprizim var ''diyorum. Bisikleti alıyorum ve hiç vakit kaybetmeden eve geliyorum. Bir de bakıyorum ki Arda uyumuş. Neyse henüz 3 yaşında bebeğim''uyuma ''denir mi? Uyanmasını bekliyorum. Neyse uyanıyor bir süre sonra, bende heyecan devam ediyor, kendisine gelmesini beklemeden elinden tutuyorum, sabırsızca bisiklete götürüyorum.

Bisiklete bakıyor, bendeki heyecanın bin de biri yok.Bisiklete bakıyor, üstüne bindiriyorum.Koridorda biniyor bisiklete ve sinirleniyor, ''bu ne biçim bisiklet, köşeleri dönmüyor''diyor, bisiklete tekme atıyor...!Oysa benim hiç bisikletim olmamıştı.Düşünüyorum da biz mi şansız çocuklardık yoksa onlar mı sansız.Bizim çocukluğumuzda çeşit çeşit oyuncaklar yoktu.Birer bebeğimiz vardı kızkardeşimle sadece.Ama çok mutluyduk.Şimdi herşey var ama bi şey eksik...!Çocukların gözlerinde tebessüm, yüreklerinde heyecan...!

Yoksa bu da kapitalizmin oyunlarından birimi..?İnsanları bireyselleştirmek, bencilleştirmek, duyarsızlaştırmak.

 
Toplam blog
: 147
: 1030
Kayıt tarihi
: 01.07.07
 
 

14/02/1973 İstanbul doğumluyum.İstanbul Üniversitesi Turizm İşletme mezunuyum.İngiltere ye gittiğim ..