Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '06

     
    Kategori
    Mizah
     

    Hiç mi yok!!!

    Hiç mi yok!!!
     

    Bu yazım daha önceden başımdan daha doğrusu arkadaşımın başından geçen bir olayla ilgili. Bilet almak için bir otobüs firmasına gittiğinizde yer yok cevabını alınca ne sorarsınız? Hiç mi yok(!)? Bu yazı bu hiç mi yok sorusunun cevabı için yazıldı. Okurken gülecek bu kadar da olmaz demeyeceksiniz. Çünkü burası Türkiye:)

    Sinop'un küçük ama şirin bir ilçesinde öğretmenken ziyaretime liseden arkadaşım gelmişti. Güzel bir gün geçirdik. Eskileri yâd ettik. Yakın bir akrabasının cenazesi için dönmesi gerektiğini söyleyerek gitmek istedi. Ben de en erken arabanın öğlen olduğunu söyledim. Yazıhane demeye bin şahit gereken yerden gelecek otobüs için yer aldık. Biraz beklememizle otobüs geldi ve filmimiz orda başladı.

    Otobüs durduğunda muavin indi ve direkt bagaj kapısını açtı, bu normal sayılabilirdi şayet muavin arkadaşıma oraya bineceğini söylemeseydi. Bizde tam bir şok. Arkadaşım gideceği mesafenin 2 saat uzaklıkta olduğunu ve yukarda ayakta gidebileceğini söyledi. Muavini cevabı tokat gibi gecikmedi. Yok ağabey olmaz yasak:)) Sanki bagajda gitmek yasalmış gibi:)

    Arkadaşa kalmasını söyledim ama malum cenaze, ölü diriyi beklemiyor. Arkadaşım çaresiz otobüse daha doğrusu bagajına bindi. Tabi ben boş durur muyum? Sarıldım telefona mesaj kısmına "Şu firmaya ait otobüsün bagajında kaçak göçmenler var" diye yazıp yolladım maksat muziplik olsun. Ondan sonra geçen olayları arkadaşımız ağzından anlatacağım.

    "Bagaja bindiğimde ne göreyim benden başka o daracık bagajda 4 kişi daha var. Köşede bir boşluk vardı mecburen oraya oturdum ve neden boş olduğunu çok geçmeden anladım. Tam sırtımın hizasında bir kalorifer vanası, sırtım delindi delinecek. Neyse ki az ilerde biri indi. Kendimi o kadar rahatlamış hissettim ki sanki 'first class'ta yolculuk yapıyorum. Yolculuğumuz devam ederken aramızdaki meraklı bir vatandaşın kapının iç yüzündeki kolun ne işe yaradığını sormasıyla çevirmesi bir oldu. O hızla giderken bagaj kapısı açıldı. Yerle aramızdaki mesafe 15-20 cm, birde yol sürekli virajlı. Neyse ki şoför kapının açıldığını fark etti. Arabayı durdurdu. Kapıyı açan arkadaşın suratı kıpkırmızı tabi. Muavin indi kapının önüne geldi içeri kızgın bir bakış fırlattı. Hiçbir şey söylemeden kapıyı suratımıza sertçe kapattı. Çok geçmedi otobüs bir daha durdu. Yine kapı açıldı. Bagajdaki arkadaşlar yolu bildikleri için (oraya yakın bir yerde ineceklerini muavin bildiği için) muavin onlara yakınlarda benzin istasyonu olup olmadığını sordu. İçlerinden biri kardeş "biz nerdeyiz ki" cevabını aldı. Bu sefer de muavin şokta! Gülmemek için kendimi zor tuttum. Sanki muavinle üstte yolculuk ediyoruz, hiçbir şey görmüyoruz ki nerden bilelim. Neyse yolumuza devam ettik, ilerde bir ıssız benzin istasyonunda mola verdik. Moladan sonra otobüse binmek için herkesin binmesini bekledim. Zira herkes kapıya yönelirken bagaja yönelmek beni utandırıyordu. Herkesin bindiğine emin olduktan sonra görünmeden tekrar bagaja bindim. Nihayet sağ salim ineceğim yere geldik. Bir yandan indiğime şükrederken bir yandan da arkadaşımdan alacağım intikamı düşünüyordum."

    İşte böyle anlatıyordu arkadaşım başından geçenleri, soracaksınız şimdi "arkadaşım intikamını aldı mı?" diye. Evet aldı onu da bir başka yazımda anlatırım. Şimdi bilet alırken düşünün, "yer yok" cevabı aldığınızda "hiç mi yok(!)" diye soracak mısınız? Çünkü hiç mi yok denilen yeri anlattım size:))

     
    Toplam blog
    : 1
    : 337
    Kayıt tarihi
    : 24.07.06
     
     

    Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir lisede matematik öğretmeniyim...