Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '14

 
Kategori
Güncel
 

Hiç yiyenlerle yemeyenler bir olur mu?

Hiç yiyenlerle yemeyenler bir olur mu?
 

Şimdi bir kıyaslama yaparak dünkü ve bu günkü devlet yöneticilerinin mal varlıklarına göz atıp yorumu bir süre okuyuculara bırakalım:

1. CUMHURBAŞKANI ( ATATÜRK’ÜN) MAL VARLIĞI : Çanakkale kahramanı, Muş ve Bitlis’in kurtarıcısı, Kurtuluş Savaşı’nın örgütleyicisi ve Başkomutanı, emperyalizmi dize getiren ilk Doğulu ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Atatürk, yaşadığı dönemde Türkiye’de mala, mülke, eve, çiftliğe, paraya hiç ihtiyacı olmadan hayatını krallar gibi sürdürebilecek bir SAYGINLIKTA ve SEVİLİRLİKTE bir liderdir. Atatürk’ün cebinde beş parası, yatacak yeri olmasa bile milletinin onu el üstünde tutacağı çok açık bir gerçektir. Nitekim neredeyse gittiği her yerde ona bir ev, köşk hediye edilmiştir. Atatürk’ün mala, mülke ve paraya ihtiyacı olmadığı gibi, üstelik annesi, babası yakın akrabaları (kız kardeşi Makbule Hanım dışında) ölmüş, çocukları da olmadığı için mal mülk, servet edinip buları akrabalarına miras bırakması gibi bir durum da söz konusu değildir.

2. CUMHURBAŞKANI İNÖNÜ’NÜN MAL VARLIĞI : (1970) İsmet İnönü'nün aldığı maaş: Milletvekili maaşı: 8.200 lira. İsmet İnönü'nün aldığı emekli maaşı: Türk Devletine teğmenlikten başlayarak Orgeneralliğe ve sivil hayatta Cumhurbaşkanlığına kadar 1903 yılından itibaren 67 yıllık hizmetinin karşılığı olarak üç ayda 21 bin 169 lira.

ATATÜRK’ÜN SİLAH ARKADAŞI MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK: Atatürk’ün güvendiği ve değer verdiği silah arkadaşlarından biridir.Uzun yıllar orduda devlete, millete hizmet etmiş, 20 yıl Türk ordusunun başında Genelkurmay Başkanlığı yapmış, son derece dürüst, inançlı ve vatansever bir asker, gerçek anlamda bir Türk büyüğüdür… Paşa hastalanmıştır. Yaşı 74 dır. Ciddi bir rahatsızlık geçirmektedir. Tedavisi için para pul gereklidir. Ancak, Mareşal’ın bugünlerde adına “servet” denilen pek çok devlet büyüğüne has mal varlığı gibi hanları hamamları yoktur. Atatürk’ün kendisine hediye ettiği oturmakta olduğu Çankaya’da ki evinden başka başını sokacak evi bile yoktur. Ki oda yılar sonra devlet tarafından elinden alınır. Yıl 1950’dir. Mareşal’i hasta yatağında yatmaktadır. Bir dostuna son günlerinde: ‘ASRA YAKLAŞAN ÖMRÜM BOYUNCA KUMAR OYNAMADIM, İÇKİ İÇMEDİM VE İSRAF ETMEDİM. LAKİN BUGÜN HASTANE ÜCRETİNİ TEDARİK ETMEKTE BİLE GÜÇLÜ ÇEKİYORUM…’ der.

ATATÜRK’ÜN SİLAH ARKADAŞI KAZIM KARABEKİR: O da Atatürk’ün güvendiği ve değer verdiği silah arkadaşlarından biridir.Uzun yıllar orduda devlete, millete hizmet etmiş, Bulgarlara esir düşmüş, milletvekilliği yapmış, son derece merhametli “Yetimler Babası” olarak bilinen, beş dil bilen, inançlı ve vatansever bir asker. Onun da kayda değer bir mal varlığı, altınları, evleri yok.

BÜLENT ECEVİT’İN MAL VARLIĞI; 50 yıl aktif siyaset yapan Ecevit çiftinin şahsi birikimleriyle sahip oldukları Ankar'a/Oranda iki daireleri oldu.Birini ikamet olarak diğerini''Kütüphane Ev'' ofis olarakkullandılar.Bu 2 daire dışında Ecevit'in babasından İstanbul/Suadiyede 1 daire miras kaldı.Rahşan Ecevit'in annesindende Ankar'a Yıldız'da bir daire miras kaldı.Ecevitlerin mal varlığı 4 daireden oluştu.

NECMETTİN ERBAKAN’IN MAL VARLIĞI: İstanbul, Balıkesir ve Ankara’da toplam 17 bin 673 metrekare büyüklüğünde 7 adet arsa, Ankara, İstanbul ve İzmit’de 6 adet daire, Balıkesir Altınoluk’da 40 bin metrekare arazi ve bu arazi üzerinde 216 metrekarelik villa, 3 yazlık ev, 421 bin dolar, 532 bin İsviçre frangı, 611 bin Alman markı, 148 KİLO DA KÜLÇE ALTIN sahibi olduğunu bildirdi. Kardeşi Kemalettin Erbakan da komisyona mal varlığı olarak, İstanbul Kartal, Samandıra, Sultanbeyli ve Çiftlik mahallerinde, 4 milyon 881 bin 053 metrekare büyüklüğünde, toplam 40 adet arsası olduğunu açıkladı. Erbakan daha sonra 0 ve 5’li yıllarda TBMM’ye verdiği mal beyanlarında da bugün tartışılan İstanbul Kanlıca’daki 12 milyon dolarlık yalı, Ankara Demetevler’deki 11 katlı bina, Konya Un Sanayii ve Milda Kağıt Anonim Şirketi sahipliğinden bahsetmedi. Ancak bu mallar, Erbakan’ın büyük kızı Zeynep Erbakan’ın savcıya verdiği ifade ve kardeşleri ile eniştesi hakkında, “Babamın mallarını ve parasını benden kaçırdılar” diyerek, suç duyurusunda bulunmasıyla ortaya çıktı.

BAŞBAKAN R. TAYYİP ERDOĞAN’IN MAL VARLIĞI: 16 Haziran 2011 tarihi itibariyle , Güneysu-Dumankaya Köyü 2.000 metrekare arsa (Maliyeti 10 bin TL) Banka hesaplarında toplam 3.390.384 TL, 25.000 £, 199.867 $ ve 500.000 TL alacak.

MUHALEFET LİDERİ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN MAL VARLIĞI: 495.000 TL değerinde 5 adet konut, 14.000 TL değerinde 1 ad. 2004 model Clio otomobil, 2 ad. Kooperatif hissesi ,2.750 TL civarında değişik tablolar.

CUMHURBAŞKANI TURGUT ÖZAL’IN MAL VARLIĞI :Gerek Cumhurbaşkanlığı arşivinde, gerekse basında yayımlanmış Özal’ın mal beyanına rastlayamadım. Ancak Rahmetli Özal’ın da mal varlığı bakımından Rahmetli Erbakan kadar olduğu söyleniyor.

DEMİREL’İN MAL VARLIĞI Güniz Sokakta ev, Güniz Sokakta 9 daire, 1/3 hisse ve her biri 120 metrekare, Tuzla İstanbulda 140 metrekare ev, Kızılayda 360 metrekare ev, Barajlar Kooperatifi, Küçükesatta 120 metrekare ev, Ayrancıda 150 metrekare ev, Beşiktaş İstanbulda 370 metrekare ev, Kavaklıderede 700 metrekare arsa, İslâmköyde ve İspartada tarla, bağ, bahçe, ev, eşine ait mücevherat, bir miktar nakit para (500 milyon lira kadar ellerinde).

DENİZ BAYKAL’IN MAL VARLIĞI : Antalya Kemerde bir daire, Antalya Zeytinköyde 65 dönüm arsa hissesi, Antalya Kaşta 50 dönüm arsa hissesi, Antalya Kaşta 1412 metrekare arsa, eşine ve kendisine ait 3 kooperatif hissesi, İş Bankası hisse senedi, eşine ait çeşitli takılar, 150 milyon TL para, 1 Renault otomobil, Oran Sitesinde 200 metre kare daire.

Elbette şu noktaya da dikkat etmek gerekir ki bu araştırma tam kapsamlı bir araştırma da değil ama liderlerin oğlu, kızı, eşi veya damadı gibi yakınlarının da serveti mercek altına alınmalı.

Ayrıca bu listeyi uzatmak mümkün ancak asıl amacım Türk halkının aklıyla alay edercesine servet peşine düşen bu günkü yöneticilerle Cumhuriyeti kurmak için kanını canını ortaya koyan liderlerin farkını ortaya koymak.

Elbette helalinden kazanan ve mantık ölçüsünde diş tırnak birikimde bulunanlara kazancı helali hoş olsun.

Derler ya "Hz.Ömer devlet işlerini görürken devletin mumunu yakarak çalışır, kendi özel işlerini görürken kendi mumunu yakarmış." Buna özenene ne mutlu !

Bakınız burada siyasi parti, sağ, sol, dindar ya da  inançsız gibi bir ayrıma kesinlikle girmiyorum. Benim de bir siyasi görüşüm elbette var, ancak  5 dakika siyasi görüşünüzü bir tarafa koyarak aşağıdaki yazıyı okuyunuz.

Hiç düşündünüz mü ?

Bir fabrika işçisiyle bir bakanın, bir milletvekilinin insanlık açısından acaba farkı nedir ? Niçin bir fabrika işçisi, bir memur “Ben adayım !” deyip de meclise koşulsuz, sadece halkın oyuyla gidemiyor ? Nerede Profesör ünvanı almış o kadar akıllı kişi ? Mecliste niçin hep servet sahibi insanlar çoğunlukta ?

Türkiye'de zengin mi çok yoksul mu ?

Niçin hala bu kadar yüksek bir seçim barajı mevcut ? Avrupa'da en yüksek seçim barajı % 5'lerde.

Niçin her siyasi parti hiç değilse önseçimle adaylarını ortaya koyamıyor. Niçin toplumun yarısı kadınlarımızdan oluştuğu halde meclis yarıya yarı kadın milletvekili ve bakanlardan oluşmuyor ?

Bu nedenle “Hiç yiyenlerle yemeyenler bir olur mu ?” diye bir kez daha soruyorum. Elbette Hakkın karşısında haksızca yiyenler, yemeyenlerle bir olmayacak ve İlahi adalet tecelli edecektir. Her yazımda aşağı yukarı iddia ettiğim gibi, siz tüm vatandaşlar arasında adaleti eşit sağlayamadığınızda insanlar çıkıp başka yerlerde adalet aramaya başlar.

Çöplerden geçim sağlamaya çalışan insanların olduğu ülkemde İnşallah, yiyenlerin ve yedirenlerin bu dünyada da cezalandırıldıklarını görürüz. Lakin zaman zaman da görüyoruz ya.   

 
Toplam blog
: 123
: 1874
Kayıt tarihi
: 02.07.12
 
 

68 kuşağındakileri iyi bilirim. Çalışmam ziraat üzerine. İnsanların ana dilleri ile konuşmalarını..