Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '09

 
Kategori
Futbol
 

Hiçe sayanı hiçe sayarlar

Hiçe sayanı hiçe sayarlar
 

AZİZ YILDIRIM


Hurma ve Hukuk

Bir transfer düsünün.. Oyuncu ve kulübü yolları ayırmaya karar veriyor ve oyuncu çeşitli kulüplerle görüşüyor. Sonunda oyuncu bir kulüpte karar kılıyor. Oyuncunun daha önce görüştüğü kulüplerden biri, bu görüşmeyi gerekçe göstererek oyuncunun kulübüyle anlaşıyor. Oyuncunun kulübü de oyuncuyla anlaşılması halinde önceliklerinin bu kulüp olduğunu açıklıyor. Ama oyuncu bu kulübün başkanının kendisine olan yaklaşımı sonucunda bu kulübü istemiyor. Buraya kadar herşey normal. Olması gereken, oyuncunun kulübünün, söz verdiği kulübe, bu kulüp, oyuncuyla anlaşma koşulunu yerine getiremediği için artık bu sözün hükmünün kalmadığını söylemesidir. Bu duruma örnek olarak M.City'nin Ronaldinho için Barcelona'yla yüksek miktar bonservis karşılığında anlaşması ancak Ronaldinho'nun Milan'ı istemesiyle, Barcelona'nın, Milan'la masaya oturması verilebilir. Şunu belirtmek gerekir ki, bu, Barcelona'nın etik bir yaklaşım içinde bulunduğunu değil, hukuk bildiğini gösterir. Kulüp ile oyuncu ayrı birer taraftır; devam eden bir sözleşme söz konusuysa, ne kulüp karşı tarafın onayı olmadan üçüncü bir şahsa söz verebilir, ne de oyuncu bunu yapabilir. Kulübün, oyuncuya uygulama hakkı olan tek bir baskı şekli olabilir: sözleşmesi devam ettiği için takımda kalmasını istemesi. Oyuncunun sözleşmesi devam ediyorsa ve kulüp bu sözleşmenin gereğini istiyorsa, her türlü baskı bu kulübün hakkıdır. Bu duruma örnek olarak C.Ronaldo'nun, sözleşmeli olduğu M.United'dan ayrılmak istemesi ama kulübün buna izin vermemesi verilebilir. Bir oyuncunun satılması veya bonservisinin verilmesi ifadeleri dil alışkanlığından ibarettir. Bir oyuncunun bonservisini, oyuncunun rızası olmaksızın başka bir kulübe vermek hukuki olarak mümkün değildir. Hukukta, oyuncu ile kulüp karşılıklı birer taraftır; ne kulüp oyuncuyu ne de oyuncu kulübü satabilir.

Hiçe sayanı hiçe sayarlar

Topuz transferinde doğal olan, Kayseri Yönetiminin, Fenerbahçe'nin Topuz'la anlaşamaması üzerine, Beşiktaş Yönetimiyle masaya oturmasıydı. Bunun gerçekleşmemesinin nedeni, Beşiktaş'ın ve Topuz'un anlaşma yapıldıktan sonra, bu durumu Kayseri Yönetimi yerine, Kayseri Yönetimini bu transfere mecbur kılma adına medyaya bildirmesiydi. Bu durum Kayseri Yönetimine, kendini "hiçe sayılmış" hissettirdi. Beşiktaş Yönetiminin böyle bir anlayışı olmamakla beraber, küçük kaygıların etkisiyle hareket etmeleri ve Topuz cayarsa korkusu acilen "doğuştan Beşiktaş'lıyım" açıklamalarını doğurdu. Kayseri Yönetimi de bu durumu hiçe sayılmışlık olarak okuyunca ortaya böyle bir durum çıktı. Kayseri Yönetiminin "duruş" unun altında, kendilerine hazırlanan bir tuzağa "düşürülmüş" olmama kaygısı da yatıyor.

Beşiktaş'ın, oyuncusunu transfer ettiği bazı Anadolu kulüplerine borçlu olduğu iddiaları ne kadar gerçek bilmiyorum ama bu duruma yönelik yaklaşımlarını, Kayseri Yönetiminin mazeret bulmuş olmak için bulduğu bir mazeret olarak yorumluyorum. Hiçe sayılmışlık duygusunun yarattığı bu direncin Beşiktaş'ın başına bela olduğu düşünülebilir ama bu duygunun yarattığı direnç sayesinde kulüp şu anda transferde etkin konuma sahip. Aziz Yıldırım, Topuz kendisini aradığında onunla azarlarcasına konuşmasaydı -"beni niye herkese aratıp duruyorsun, merak etme alacağız" - Topuz transferinde Beşiktaş'ın esamesi okunmayacaktı. Yani Topuz, hiçe sayılmanın bedelini, tıpkı kulübünün yaptığı gibi, hiçe saymakla ödetti.

Küçük yalan, büyük belaya dönüştü

Hurma, Topuz, kulüp aramaya başlamadan önce, Topuz'un yıllık ücretinde indirime gitmesi için "talibin yok" yalanını söylemeseydi, ne Kayseri'nin, ne Fenerbahçe'nin, ne de Topuz'un başına bunlar gelecekti. Topuz bu durumda kendisine talip olunup olunmadığını sınama ihtiyacı duymayacak ve Aziz Yıldırım'ı aramayacaktı. Fenerbahçe de öncelik hakkını kullanarak Topuz'u kolaylıkla transfer edecekti. Belirsiz olan, Topuz'un sözleşmesinde somut bir tazminat maddesinin -rakam- yer alıp almadığı. Çünkü şu anki durumda Topuz'un sözleşmesini tek taraflı feshetmekten ve Beşiktaş'a imza atmaktan başka çaresi gözükmüyor. Eğer sözleşmede belirli bir rakam belirtilmemişse, mahkemece, uzun seneler bir kulüpte oynamış ve bir senesi kalmış bir oyuncu için astronomik bir tazminat cezası çıkmayacaktır.

"Kalkavan demişti"

Avucunun içerisindeki kuşu kaçıran kişi Aziz Yıldırım; eğer kuşu tekrar yakalayamazsa Kalkavan'ı haklı çıkarmış olacak. Kalkavan, Fenerbahçe'deki en büyük problemin sevgi eksikliği olduğunu iddia etmiş, Aziz Yıldırım'ın ilişki kurma biçiminin Fenerbahçe'ye zarar verdiğini söylemişti. Topuz kaybedilirse, transferi sırasında yaşananlar, Kalkavan'ın bu sözlerinin sık sık gündeme gelmesine neden olacaktır.

 
Kayıt tarihi
: 05.03.09
 
 

Felsefe okudum. İnsan denilen sürüye hakikatini hissettirmeye seviyorum. Araba ile kıyafet ile kendi..