- Kategori
- Şiir
Hicranıyegâh
Hicranıyegâh / Salih ERDEM
Çöktü gönül yurduna melalinin dumanı
Efkâr hiç tükenmeyen katığı sigaranın
Neylersin, mukadderat; kaderimin fermanı
Lafı m’olur elinden içtiğim baldıranın!
Izdırabın bandında yükselenim varsa da
Umutlarım çakıldı hayat denen borsada…
Felek, kader kartını her ne kadar karsa da
Payına keder düştü iş bu bahtı karanın!
Sevdaya sevdalıydım… Şarkılara… Şiire…
Düşlerimin düşleri sığmadı bir tabire!
Kapıldım hislerime sürüklendim ha bire
Unuttum gözlerinin rengini Ankara’nın!
İsterse tek seferde, isterse milim milim
Borç aldığım bu canı vermeye de kefilim.
Değildim hesabında ki; hâlâ da değilim
Tarafıma kesilen insafsız faturanın!
Öyle kafa yordum ki aşkın felsefesine
Ulaştım sevilmeden sevmenin zirvesine
Şimdi sade gülerim kaderin cilvesine
Canımı çıkarırken doyumsuz manzaranın!
Dertlerin bedenime attığı nakışları!
Aynaların yüzüme zamansız çıkışları!
Dostlarımın toprağa çakılan bakışları!
Sebebidir yürekte kapanmayan yaranın.
Şimdi ister çiçekle ekilin üzerine
İsterseniz kürenip dökülün üzerine
Veyahut hıçkırarak yıkılın üzerine
-Bekliyorken bir adım ötesinde zamanın-
Bundan böyle ebedî makamıyım hicranın.
05 12 2016
Salih ERDEM