Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '12

 
Kategori
Özel Günler
 

Hıdırellez ya da Hıdrellez

Hıdırellez ya da Hıdrellez
 

Hıdırellez ya da Hıdrellez


 Hıdırellez, benim için çok önemlidir. Ben kendimi bildiğimden beri sanıyorum hıdırellez kutluyorum. Allah Rahmet Eylesin, sevgili melek kalpli annemden öğrenmiştim hıdırellezde neler olacağını ve Hıdırellezin ne olduğunu...

Hıdırellezden bir gece önce, ne istiyorsak yazardık küçük – küçük kâğıtlara, bir gül ağacının altınada gömerdik. Ertesi sabah onu oradan alır, denizli bir şehirde isek denize, deresi olan bir yerse dereye bir göle velhasıl su olacak bir yere atardık. Hiç biri yoksa hatırlıyorum, annem suyun içinde onları bekletir sonra yazılar birbirine karışınca, ya da yok olunca bahçeye serperdi.

Hey gidi günler hey…

 

Ben hiç vazgeçmedim.

Yine her sene bu alışkanlığıma devam ettim. Öyleki; tatil köylerinde çalıştığım zamanlarda bahçelerinde güller olurdu, olurdu diyorum ben gülleri çok sevdiğim için mutlaka bahçelere ektirirdim. Yazdığım küçük kağıtçıklarımı, gül ağaçlarının altına toprağa gömerdim…

Bazı çalışanlarımız;

‘Kırmızı kurdele ile gül ağacının dalına asın” demişlerdi ama ben hiç yapmadım.

Allah izin verirse bu gecede öyle yapacağım.

Güzel dilekler yazacağım, bir çeşit terapi gibi, bir çeşit umut gibi, dileklerimin olması için tabiki Allah’ıma yalvaracağım.

 

Bizim adetlerimiz ne kadar güzel.

Düşünün sadece hıdırellez için bile kaç kişi ile görüştüm, bu bir çeşit bahar bayramı…

Bugünlerde de birbirimizi arıyor, en azından ne yapılıyordu ben unuttum diyerek hatırlamalar sırasında birbirimize olan özlemlerimizi biraza indiriyoruz.

 

Bu çok güzel mevsimlik bahar,

Hızır ile İlyas Peygamberin buluştukları gün olarak bilinir…

 

Biz çocukken rahmetli babam, bizleri hıdırellez günü pikniğe götürürdü.

O zamanlar piknik denilen bir adet vardı.

O büyük bir ayrıcalıktı. Onu şimdi yavaşça elimizin tersi ile bir tarafa ittik, nerede ise tamamen hayatımızdan kaldıracağız. Hala pikniğe gidenler varsa kutlarım onları.

 

Doğa ile başbaşa olmak!

Yarabbi nasıl bir lezzettir. Nasıl lezzetli yemekler yenilir piknik yerlerinde. Zeytinyağlı sarma da olur, börekte, haşlanmış yumurta ve taze soğan. Yeşillikler çıkmıştır artık. Bolca yeşillikler olur yere serilen sofra bezinin üstünde.

Çay demlenir, peynir zeytin yenilir.

Ardından top oynanır.

Güzelliklere bakın, içindeki sadeliğe zaten hayran olmamak nasıl mümkün olabilirki!

Yazık! Zaman bizleri kendi içinde başka âlemlere taşımış, bizlerde hiç itiraz etmeden kabul etmişiz.

Eğer imkânınız varsa, Hıdırellez günü yeşilliklerin içinde, haşlanmış yumurta ile taze soğanı ekmeğin arasına koyun lütfen, yanında da çayınızı yudumlayın.

Mutlaka anneniz, eşiniz zeytinyağlı sarma yapmıştır. Ya da kendiniz yapmışsınızdır. Diyelimki yapmadı, yapamadınız!

Satın alın. Adına piknik denilen bu organizasyonu uygulayın. İnanın çok mutlu döneceksiniz…

 

Hıdırellez dualarınız kabul olsun…


* Türk dünyasında kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir.
* Hıdırellez'in UNESCO'nun 'İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi'ne alınması amacıyla 2010 yılında çalışmalar başlatılmıştır.


* Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olduğu sayılarak kutlanmaktadır.


* Hıdırellez günü, Gregoryen takvimi (Miladi takvimi)ne göre 6 Mayıs, eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Jülyen takviminegöre 23 Nisan günü olmaktadır.
* 6 Mayıs’tan başlayıp 4 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 5 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır.
* Bu yüzden 5 Mayıs günü gecesi kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelmektedir.[
* Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır.
* Bunlardan bazıları Hıdırellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır.
* Hıdırellez Bayramı’nı ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır.
* İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Balkanlar ve hatta bütün DoğuAkdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı doğasal döngüler için sevinç duyulduğu görülmektedir.
* Hızır; yaşam suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda aramızda dolanarak, bolluk ve sağlık dağıtır.
* Hızır bir kişiye verilen addan çok aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini imgeler.
* Türkiye'de Hızır’a atfedilen özelliklerin bazıları:
* Kalbi temiz, Allah'a inanan insanlara yardım eder.
* Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
* Dertlilere derman, hastalara şifa verir.
* Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
* İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
* Uğur ve kısmet sembolüdür.
* Mucize ve keramet sahibidir.
* Türkiye'de Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs (5 Mayıs Gecesi) tarihinde kutlanır.
* Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi,Katolikler St.Georges Günü olarak kutlamaktadırlar.
* Hızır ve Kur'an
* Bakınız: Kur'an (Kehf Suresi: 60-82)
* Kur'an'da Kehf suresi'nde Musa ve bir gencin kıssası anlatılmaktadır.


* Kehf Suresi'de dâhil olmak üzere hiçbir yerde Hızır ismi geçmemektedir
* Ancak çeşitli hadislerde bu şekilde anılmaktadır.
* Olayın yaşandığı yer için "iki denizin birleştiği yer" denilmektedir.
* Uzun bir yolculuk yapan Musa ile yanındaki gencin beraberlerinde, yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan olay sonrasında, 65. ayette Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. denilerek Hızır olarak atfedilenden bahsedilir.
* Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır.
* Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur.
* Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır.
* Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır.
* Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.
* Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır.
* Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır.
* Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar.
* Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asarlar.
* Bir yıl boyunca dileklerinin yerine gelmesini beklerler.
* Bazı kimseler de ateş yakıp, dilek dilerler.
* Ondan sonra yaktıkları ateşin üstünden atlarlar.


* Baht açma:
* Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir.
* Bu törene İstanbul ve çevresinde “baht açma”,
* Denizli ve çevresinde “bahtiyar”,
* Yörük ve Türkmenlerde “mantıfar”,
* Balıkesir ve çevresinde “dağara yüzük atma”,
* Edirne ve çevresinde “niyet çıkarma”,
* Erzurum’da “mani çekme” adı verilir.
* Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme âdeti vardır.
* Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır.
* Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.(alıntı)

 

Nazan Şara Şatana

 

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

 


 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....