Hidroelektrik santralleri göründüğü kadar masum mu?

Günümüzde birçok kaynağı gelişen teknolojiyle tüketiyoruz. Bundan dolayı çare artık alternatif kaynaklar bulmada. Temiz enerjnin alternatif olarak ele alınması, çevreye karşı duyarlılık, ülkelerin duyarlılık konusunda yeni vizyonlar geliştirmesi derken epey yol aldık.

Peki alternatif enerji olarak kullandığımız hidroelektrik santralleri hakkında ne kadar bilgimiz var?

Yani dünyada ve Türkiye'de kazanç olarak gördüğümüz hidroelektrik santrallerinin aslında olan durumu ne? Öncelikle hidroelektrik santrali(HES)ne demek ondan başlayalım. HES:hidroelektrik enerjisi üreten tesislerdir. Çalışma prensibinde belli bir miktar yükseklik kazandırılan suyun sahip olduğu potansiyel enerjiyi hidrolik enerjiye çevirmek vardır. Hidrolik enerjiden mekanik enerjiye daha sonrada elektrik enerjisine...Ve artık hidroelektrik enerjisi elde ettik. Elde ettik, iyi güzel, hoş ama elde ederken bu sistem bizden ne aldı? Ne verdi?

Öncelikle doğadan faydalanmak, doğaya zarar vermemek adına yaptığımız tüm faaliyetleri düşünelim. Kendi ihtiyaçlarımız için doğayı kullandığımız bir gerçek. Peki doğayı kullandıktan sonra zarar vermemek, tekrar doğayı yaşatabilmek adına ne yapıyoruz? Soru basit aslında HES lerde aynı şekilde doğadan daha hızlı, az maliyetle elde ettiğimiz elektrik enerjisini düşünüyoruz sadece. Bu yaptığımız faaliyette doğanın eline mahkumuz bir kere, her şey de doğadan faydalanıyoruz. Ancak elde ettiğimiz enerji ne yazık ki biz insanlara kazanç sağlarken; HES lerin bulunduğu ortamdaki hayatı öldürüyor. Toplulumuz oluşabilecek etkenlere karşı yeterince bilinçli değil.

Geçen okuduğum bir haberi paylaşmak istiyorum. Bu olay Antalya'nın Alakır Vadisi'nde meydana gelmiş. Hidroelektrik santralleri suyu borulara hapsettiği için nehir etrafındaki bitki örtüsü ve yaban hayvanları yok olmaya başlamış. Yani bu enerji elde ettiğimiz HES ler o kadar da masum değiller. Antalya Kumluca'da Alakır Vadisi'ni besleyen 60 km uzunluğundaki Alakır Nehri'nde üçü tamamlanmış, beşi de planlama ve proje aşamasında HES ler var. Şimdiden doğal hayata yaptıkları katkı inanılmaz; çünkü oradaki canlı yaşam dengesi alt üst olmaya başladı. HES ler kurulsun diye kesilen binlerce yıllık ağaçların ardından geriye kalan ağaçlar da kuruyor. Aynı zamanda santralllerin olduğu bölgelerde hayvan ölüleri görülmeye başlandı. Alakır Vadisi'nin ise gözle görülür biçimde bir tahribatı var. Kuş seslerinin yerini kepçe sesleri almış vaziyette.

Bu bölgelere yapılan HES ler hakkında toplum ne kadar bilinçli? Bizler toplumun bilinçlenmesinde rol oynuyor muyuz? Diyeceğim o ki kendi ihtiyaçlarımız için yaptığımız bu faaliyet ne yazık ki doğal yaşamı kötü yönde etkiliyor. Lütfen işin bu tarafını da görelim. Kazanacağımız elektrik enerjisi sebebiyle doğal dengeyi bozduğumuz zaman elimizde kullanacağımız su bile kalmayabilir ki bizler tarım alanlarında kullanılan akarsuları bile HES için alıyoruz.

Bir yeri kurtaralım derken bir yeri bozmayalım artık. Unutmayın ki gelecekte doğal hayatı, ekolojk dengesi bozulan bir yerleşim alanında veya oraya yakın bir bölgede sizde yaşıyor olabilirsiniz.