Hile-Sanat, Hile-Siyaset, Hile-Zanaat

Hile Sanat mı Zanaat mıdır?

Bilim şüpheye dayanır, doğrudur. Şüphe olmasaydı her şey ama her şey olduğu gibi kabul edilseydi insanlık taş devrinde yaşıyor olabilirdi.

Dünyaya nizam vermiş, başarılı olmuş düşman ordularını yok edip tüm saldırılardan kurtulmuş ve son derece yüksek başarılar elde etmiş liderlerin, dehaların da hayatları incelendiğinde taktiklerinin çoğunda zekâ ile oynanan insan tabiatını anlama becerilerindeki yüksek kabiliyetleri olduğu görülür.

Hile, tüm askeri ve siyasi liderlerin rakiplerini alt etmek üzere kullandıkları doğuştan gelen, sonradan öğrenilen bir sanattır.

Hileyi kullanarak rakiplerini şaşırtan, kandıran hiç kimse ünü oranında eleştiriye uğramadıkları gibi,  övgüye layık olmuşlardır.

Hâlbuki hilede sahtekârlık vardır, gerçek hayatta hemen her alanda hile kullanılır, sanatta, ticarette, kariyer basamaklarını tırmanırken, siyasette elbette, nasıl unutulur, siyaset ve ticarette hile sanatı en fazla kullanılan alanlardan birdir.

Hile yapanlar genellikle sahtekârlık yaptıklarından bir yandan eleştiri yağmuruna tutulurlar diğer yandan başarılı olup da ünü dağları aştığında övülürler bu ne yaman çelişkidir diyebiliriz. Ama gerçek budur.

Aslında bu konu tam derya,  en doğrusu bu konunun kişiler tarafından doğru anlanması için araştırmaya değer bir konu olduğunu söylemek ve lütfen okuyun demekten başka çaremiz yoktur.

Türk Milletinin hile konusunda belki de en saf milletlerden biri olduğunu hani şu Osmanlı İmaparatorluğu’nun bölen esas anlaşma olan Sykes-Picot anlaşmasını hazırlayan Lawrence ayarında bir diplomat olan Mark Sykes,  tüm Ortadoğu Coğrafyasını gezmeye bilgi toplamaya girişir, doğal olarak tüm halkları derin, derin analiz eder.  Analizlerini bir kitapta toplar. Kitabın adı; “Beş Türk Eyaletine Doğru”

Tüm coğrafya halklarının analizi yapılmış ve Türkler hakkında şu yargılara varılmıştır; “hile nedir bilmezler, misafirperverler, kendisine ne söylense inanırlar. Çünkü bir insanın neden yalan söylemesi gerektiğini anlamayacak kadar sade yaşıyorlar” Kendileriyle komşu olarak yaşayan diğer halklar da ayrıntılı olarak tasvir edilmiş, Türkler nitelik ve insanlıklarıyla büsbütün ayrı bir yere konmuştur. Türklerin neden böyle yönetildiğinin bir açıklaması olan kitap, Türklere komşu olarak yaşayan halklarla da ilgili çok şey anlatmış adeta bu günlere dahi ışık tutmuştur.

Kısacası hile birçok alanda kullanılan en etkin yönetim aracı olmaya devam ediyor. Dilim döndüklerini ben yazdım, yazamadıklarımı siz de tahmin edebilirsiniz...

Bazıları hileyi hayatta kalmak için öğrenir, bazılarına bu özellik tilkilerde olduğu gibi doğuştan gelir. Bazıları da asla hile nedir bilmez, hileye de gerek duymazlar. Aslanların dahi hile bilmeden yaşayamayacağını gösteren orman kanunu, hilesiz hayat kesin kölelik demektir.