Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '15

 
Kategori
Deneme
 

Hindi, düşünen bir hayvan ise, papağan neden daha pahalıdır?

Hindi, düşünen bir hayvan ise, papağan neden daha pahalıdır?
 

Görsel internetten alınmıştır.


‘’Bir gün Nasrettin Hoca pazara gider. Kalabalık bir gurubun ortasında bir adamın papağan sattığını görür. Etrafta ki kalabalık büyük bir heyecanla papağan satışını ve kızışan pazarlığı izlemektedir. Papağan çok yüksek bir fiyatla satılır ve satın alan kişi parayı ödeyerek sevinç içinde oradan ayrılır. Bu duruma çok şaşıran Hoca, hemen evine gider ve kümesten bir hindi alarak pazar yerine geri gelir.

Pazar yerinde Hoca Nasrettin’in elindeki hindiyi görenler sorar;

- Hocam hayırdır, ne satıyorsun?

- Görmez misin, hindimi satıyorum.

- Kaç paraya satarsın?

Hoca’nın söylediği fiyat, satılan papağanın fiyatının tam üç katıdır.

- Hoca senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Bu hindinin ne marifeti var ki, bu kadar pahalı dersin?

- Siz küçük bir papağana bile yüksek fiyat önerdiniz, onun ne marifeti vardı?

- Tamam, iyi de hoca, o papağan MÜTEKELLİMDİR! (Konuşur)

Hoca hindiyi havaya kaldırır ve cevap verir.

- Bu hindi de MÜTEFEKKİRDİR! (Düşünür)’’

Her zaman güldürürken de düşündüren Nasrettin Hoca’nın bu fıkrası aklıma geldiğinde, ne kadar özel bir hikâye olduğunu düşünmeden edemiyorum.

Kuşkusuz ki bu hikâyede zikredilen hayvanların temsil ettikleri olgu, aslında benim, sizsiniz, biziz, hepimiziz.

Eğer bir toplumda, okumayan, hiçbir konuda bilgi sahibi değilken sadece sağdan soldan duyduklarını kendi akıl süzgecinden geçirmeden söyleyen, başkasından duyduğunun doğruluğunu bilmeden ALLAH kelamıymış gibi savunan (haşa) insanların(papağanların) sayısı arttıkça, bu artışa paralel olarak, bu kişilere ilgi duyan ve etrafında toplananlarında sayısı artar. Bu bir hastalık gibidir. Kendi akıllarını kullanmaktan(düşünmekten) üşenen insanların, akıllarını başkaları kullanır ve onlar adına başkaları düşünür(ülkeler için de bu geçerlidir). Kullanılmayan uzuv yetisini kaybeder prensibinden hareketle, kullanılmayan beyin de yavaş yavaş yetisini kaybeder.

Hindiye gelince, hindi düşünen insanı temsil ediyor. Bir insanın bir konu üzerinde düşünebilmesi, anlayabilmesi ve muhakeme edebilmesi için, o konuda bilgi sahibi olması gerekir. O bilgiye ulaşıp muhakeme gücünü arttırabilmesi için okuması, gözlemlemesi ve tartışması gerekir. Yani, alim(bilen) olmadan, arif(anlayan) olunmaz. Bu tür insanların çok olduğu toplumlarda ilim ve bilim gelişir, buna paralel olarak medeniyet gelişir, teknoloji gelişir, kısaca insan gelişir.

Size TÜİK’in açıkladığı bazı resmi istatistikleri sunmak istiyorum(2014);

- Türkiye’de günde 6 saat televizyon izleyip, 3 saat internet kullanılırken, kitap okumaya günde 1 dakika zaman ayrılıyor.

- Avrupa’da yüzde 21 olan kitap okuma oranı Türkiye’de sadece binde bir(1) Dünyada en fazla kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21 oranıyla İngiltere ve Fransa yer alırken, bu ülkeleri sırasıyla Japonya yüzde 14, Amerika yüzde 12 ve İspanya yüzde 9 ile takip ediyor. Türkiye, yüzde 0,1 okuma oranı ile listenin son sıralarında yer buldu.(İsmi geçen ülkeler bize birçok şey ifade ediyor.)

- Araştırmada hangi tür kitapları okudukları sorusuna katılımcıların yüzde 65’i aşk, yüzde 24’ü siyasi, yüzde 13’ü de düşünce kitapları olarak yanıt verdi. Kişisel gelişim kitaplarını okuyanların oranı ise yüzde 7 oldu.

- Ayda cep telefonu ve iletişim masraflarına 213 TL ayıran 4 kişilik bir Türk ailesi kitaba ise ayda değil yılda sadece 6,5 TL ayırıyor.

- Türkiye’de çoğu AB standardını taşımamakla birlikte 1.118 kütüphaneye çoğu ders çalışmaya giden öğrenciler olmak üzere yılda 18 milyon kişi giriş yaparken, 16.000 kütüphanesi bulunan ABD’de kütüphanelere yılda 1 milyar 400 milyon giriş yapılıyor. 1.118 kütüphaneye karşın Türkiye’de 600 bini aşkın kahvehane bulunuyor.

Bu konu o kadar derin ki, yazmaya kalksak en az bir kitap büyüklüğüne ulaşır. Çok uzun yazıyı da okumaktan sıkılıyor okuyucumuz! O halde toparlayalım.

Burada düşünen insanlar için şöyle bir bakış açısı oluşuyor sanırım; verdiğim istatistiki bilgiler ve aklımın yettiğince açıklamaya çalıştığım hikâye, aslında ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya ve yaşadığımız sıkıntıların nedenlerini değerlendirebilmemiz açısından bize birçok ipucu veriyor.

Hal böyleyken, güzel yurdumda papağanın alıcısının çok olması ve hindiden çok daha pahalıya satılması gayet normal galiba.

Mutluluk için anlamak, anlamak için bilgi gerekli! Hepimizin mütefekkir olabilmesi dileğiyle…

Sonsuz saygılarımı sunarım. 13.10.2015 / Özkan SARI

 

 
Toplam blog
: 102
: 4394
Kayıt tarihi
: 05.09.15
 
 

Kalın Sağlıcakla... ..