Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '14

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Hipnoterapinin faydaları-Obezite ve kilo kontrolü 1

Hipnoterapinin faydaları-Obezite ve kilo kontrolü 1
 

http://hipnozvemutluluk.com/2014/09/hipnoterapinin-faydalari-obezite-ve-kilo-kontrolu-1/

Değerli www.hipnozvemutluluk.com takipçileri, Hipnoterapinin en etkili olduğu alanlardan biri olan kilo kontrolü ve obezite üzerine biraz konuşalım istiyorum. İleriki günlerde bunun üzerinde daha da duracağız zira oldukça önemli ve yaygın bir problem. Geçen yazılarımızda günümüz yaşam anlayışının üzerimizde ciddi baskılar oluşturan olumsuz etkilerinden bahsetmiştik. Özellikle aşırı stres, depresyon ve panik atak vs gibi rahatsızlıkları neredeyse çevremizde yaşamayan yok gibi . Değişen (ben gelişen demeyi uygun görmüyorum)iş hayatı, üretim ilişkileri, teknolojik uygulamalar ve çevresel dengesizliklerin yarattığı olumsuz faktörler, bizlerin yeni bir yaşam tarzına doğru evrilmemize neden olmaktadır. Bu durum doğal olarak duygusal, fiziksel ve ruhsal dünyamızda da olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.  Doğadaki tüm canlılar hayatlarını ve türlerini idame ettirebilmek için iki önemli dürtüye sahiptir. Beslenme ve üreme. Her canlı, organizmasının ihtiyaç duyduğu besinleri sindirerek, bunu vücut fonksiyonları için gerekli enerjiye ve gerektiğinde kullanmak üzere depoladıkları ”yağa” dönüştürürler. Ancak, burada insanların önemli bir farkı bulunmaktadır. Besin zincirinin en üstünde yer alan biz homo sapiensler diğer çoğu türlerden farklı olarak hemen her türlü gıdayı tüketmek eğilimindeyiz. Doğanın sunduğu hemen her türlü bitkisel ve hayvansal gıdalar ile bunlardan ürettiğimiz yan ürünleri. Diğer önemli bir farlılığımız ise fiziksel bir ihtiyaç olarak beslenmenin yanı sıra  ”duygusal bir açlık ya da dürtüden dolayı da” beslenme daha doğrusu TIKINMA eğiliminde olmamızdır. (Son yıllarda doğal koşullardan farklı olarak geniş sürüler halinde yetiştirilen hayvanlarda da benzer eğilimler görülebilmektedir.) İşte bu noktada karşımıza Obezite denilen illet çıkmaktadır.

Artan nüfus karşısında her geçen gün yükselen besin talebi nedeniyle, doğal olanların yanı sıra ne idüğü belirsiz yapay gıdaları da tüketmek zorunda kalıyoruz. Bununla beraber, değişen yaşam ve iş tarzına bağlı olarak beslenme düzenlerimiz (düzensizliğimiz)  de sağlıksız bir hale gelmektedir. Fast food denilen aslında beslenmekten çok mide doldurmaya yarayan ve tek tip bir beslenme alışkanlığına doğru sürüklenmekteyiz. 20-30 yıl öncesine kadar şişman olarak tanımladığımız tiplemeler yerlerini obezlere bırakmaya başlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 400 milyonun üzerinde obez ve yaklaşık 1,6 milyar kadar da aşırı kilolu insan bulunmakta olup, 2015 yılında bu rakamın 700 milyon obez ve 2,3 milyar aşırı kilolu insana ulaşacağı tahmin edilmektedir.!

Gelelim ülkemizdeki duruma; Ne yazıkki ülkemizde de son yıllarda obezite görülme sıklığı endişe verici boyutlara ulaşmış durumdadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre toplumumuzda obezite oranı; Erkeklerde %20,5 Kadınlarda %41 TOPLAMDA ise %30,3 e ulaşmıştır. Görülme sıklığının en yoğun olduğu bölgeler ise %33 ile İstanbul ve Batı Anadolu gelmektedir.( http://beslenme.gov.tr)

cikolata-bayram-30

Aşırı kilolu olmanın tek sakıncası ne yazıkki sadece fiziksel görünüm ve fiziksel aktivitelerde yaşam kalitesinin düşmesi değildir. Şekerden, tansiyona, ağır uyku apnesinden, kalp ve damar hastalıklarına kadar yüzlerce de sağlık sorununa neden olabilmektedir. Peki böyle bir durumda ne yapılmalıdır? Aslında çözümü son derece basittir.! Bir diyetisyene müracaat etmek gerekirse başka branşlardaki uzman hekimlere de müracaat ederek oluşturulacak bir programla, boyumuzla orantılı sağlıklı bir yapıya dönüş yolunda diyete başlamaktır. Ancak bu yapılmamaktadır. ! İşte bu noktada devreye Hipnoterapi girmektedir.

Bir terapi yöntemi olarak hipnozla bu nasıl yapılmaktadır?. Kilo kontrolü sağlamanın iki yönü bulunmaktadır.

1- Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmek yerine diyetisyenimizin ya da uzman doktorumuzun planına göre ”sağlıklı bir beslenme” programına başlatmak,

2- Eğer varsa, kötü beslenme alışkanlığını yaratan diğer faktörleri de ortaya koyarak, bunlarla da mücadele etmek (stresli iş hayatı, mutsuz evlilik ve ilişkiler, aile içi huzursuzluklar ve bilinçaltında yatan diğer duygusal baskılar vs.)

Peki ya bunlar nasıl başarılmaktadır?. Bu yazının devamı olan Kilo Kontrolü ve Bir Başarı Hikayesi isimli gelecek yazımızda :) 

 
Toplam blog
: 22
: 278
Kayıt tarihi
: 01.09.14
 
 

1963 Yılında İstanbul'da doğdum. Üniversite Eğitimimden sonra (Marmara Üniversitesi İktisat) yakl..