Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Hipnoz

Hipnoz dendiği zaman aklımıza, insanları uyutup istediğini yaptırmak gelir. Hipnoz konusunda bütün dünyada insanların, üç aşağı beş yukarı, düşünceleri bu yöndedir. Bunun temel nedeni, hipnozun yıllarca, sahne sanatı olarak sergilenmesi, insanların, hipnoz hakkındaki bilgilerinin, bu yolla oluşmuş olmasıdır. Bu bilgilere göre, hipnoz altında, en ciddi bilinen insanlar, ördek gibi vakvaklar, kedi gibi miyavlar, herkesi güldürürler. Vücutlarına iğneler batırılır, hissetmezler. Hipnoz altında programlanıp (post-hipnotik telkin) uyandıktan sonra belli bir vakitte tekrar kendiliklerinden hipnoz uykusuna dalarak istenilen görevi bilinçsizce yerine getirirler…vs. Bu nedenle hipnoz, uzun yıllar insanlar tarafından, şeytan işi, şarlatanlık, kişinin özlük haklarının ihlali gibi algılanmış, yasaklanmış, lanetlenmiştir hatta “hipnoz diye bir şey yok” şeklinde inkar edilmiştir.
Günümüzde halk arasında bu anlayış devam ederken, ABD’de hipnoz, tıbbi bir sağaltım aracı olarak resmen tanınmıştır. Bugün hipnoz yöntemiyle, ameliyatlar, uyuşturucu kullanmadan ağrısız diş operasyonları yapılabilmektedir. Ayrıca hipnoz, hızlı öğrenim ve davranış değişiklikleri gibi daha bir çok değişik alanlarda başarıyla kullanılmaktadır.
Bugün bilimsel olarak hipnoz, günlük yaşamımızın doğal hali olarak tanımlanır. Biz bu yazıyı okurken, ben bu yazıyı yazarken, televizyon izlerken, araba kullanırken, kısacası günlük otomatik faaliyetlerimizin tümünde, hipnoz uykusundayızdır. Hipnoz uykusu, zihnimizin doğal çalışma şeklidir. (İşte bu nedenle, dünya tasavvufunda, “uyanmak” için, zihnin ötesine geçmekten söz edilir). Eğer zihnimizin böyle bir yeteneği olmasaydı, günlük yaşam üstesinden gelinemeyecek kadar zorlaşırdı.
HİPNOZUN BİLİMSEL TANIMI
Beş duyumsal algı organlarımızdan beynimize bir saniyede milyonlarca bilgi akar. Beynimiz bu bilgilerin önemli bir bölümünü kalıcı olarak filtreler ve bilinçli farkındalığımızın dışında bırakır. Geriye kalan bölümü de ikinci bir filtrelemeden geçmek zorundadır. Bu ikinci filtreleme geçicidir. Biz ancak bu şekilde herhangi bir konuya odaklanabiliriz, başka bir deyişle, televizyon, sinema izleyebilir, müzik dinleyebilir, sohbet edebilir, kitap okuyabilir, işimizi yapabiliriz…vs. İşte bu ikinci filtreleme işlemine hipnoz denir. Bilimsel olarak hipnoz şu şekilde tanımlanabilir:
Hipnoz, dikkatin istenen bir ayrıntıya yöneltilebilmesi için, bütünün bu ayrıntıyla doğrudan ilişkili olmayan bilgilerinin, geçici olarak filtrelenmesidir (yok sayılmasıdır).
Örneğin sevdiğimiz bir diziyi seyrederken, o diziye(ayrıntı) odaklandığımız ölçüde, o an çevremizde(bütünsel çerçeve) olup bitenden haberimiz olmaz. Bu bir doğal hipnotik uyku durumudur. Bu örnekte uyku, dizi dışında kalan bilgilerdir (örneğin odada o an da diğer insanların faaliyetleri, konuşmaları ..vs.). Ancak biz diziye tam olarak uyanığızdır. Buradan hareket ederek, hipnozu, bir “uyanıklık hali” olarak da tanımlamak mümkündür.
Zihnimizin doğal bir çalışma şekli olan hipnotik uykuyla ilgili yanlış fikirlerden kurtulmanız bu yazıyı okumakla mümkün değildir. Bunu sizin bizzat gözlemleyerek görmeniz gerekecektir. Ancak o zaman ikna olabilirsiniz ve yüzyılların “telkin gücüne” karşı koyabilirsiniz. Ve ancak o zaman, zihnimizin bu özelliğini (yeteneğini), günlük yaşamınızda bir çok problemin çözümünde kullanma olanağına kavuşabilirsiniz. Eğer ilgileniyorsanız, hemen şimdi, nasıl bir uykuda olduğunuza bakın ve günlük yaşamınızı bu açıdan gözlemleyin, çok keyif alacağınızı garanti ediyorum. Gönlünüzce bir gün olsun! izzetbalci@ziprotek.com
 

 
Toplam blog
: 75
: 1163
Kayıt tarihi
: 06.06.11
 
 

Zihinsel Programlama Teknikleri(NLP, Hipnoz, Meditasyon..vs.) alanında, uzun yıllardır araştırma ..